Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9600 E. 2023/716 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadının maddi-manevi tazminat ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından boşanma davasının ve fer'îlerinin kabulü ve ziynet alacağı davasında lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma davası ve fer'îleri yönünden başvurunun esastan reddine, ziynet alacağı davasında lehine hükmedilmeyen vekalet ücreti yönünden başvurunun kabulü ile bu yönden yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 2011 yılında evlenen tarafların evlilik sürecinde cinsel birliktelik yaşayamadıklarını, erkeğin doktora gitmeyi de kabul etmediğini, ailesinin evliliğe sürekli müdahale ettiklerini, 2014 yılında durumun aile tarafından öğrenilmesiyle ısrar üzerine doktora gidildiğini, ancak sorunun çözülemediğini, erkeğin kadına arkadaş, kardeş gibi görüyorum dediğini, kadının birlikte oturduğu kayınvalide ve görümcenin hakaret ve fiziksel şiddetine maruz kalmasına erkeğin sessiz kaldığını, kadını iki kez evden kovduklarını, evlilik birliğinin erkeğin kusurları nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir- yoksulluk nafakasına, 150.000,00'er TL maddî- manevî tazminata, kadına ait 10 adet burma bilezik, 47 adet çeyrek altının aynen, olmadığı takdirde bedelinin tahsilini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek, dava dilekçesi 08.01.2016 tarihinde bizzat kendisine tebliğ edilmesine rağmen, yasal süreninin bitiminden sonra 25.01.2016 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde kusurun karşı tarafta olduğunu, cinsel taleplerinin göz ardı edildiğini, kadının cinsellikten kaçındığını, belirterek davanın reddini aksi halde yararına 150.000,00 TL maddî ve manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dört yıllık evliliklerinde cinsel birliktelik yaşamadıkları, davalının ailesinin davacıyı iki defa evden kovduğu, davalının annesinin ve kardeşinin davacıya hakaretlerde bulunduğu, davalının bu hakaretler karşısında sessiz kaldığı, davacının cinsel birleşmeye dair herhangi bir engelinin bulunmadığının Adli Tıp Kurumu'nun düzenlemiş olduğu raporla sabit olduğu, davalının da davacıyla aralarında cinsel birliktelik olmadığına, bunun sebebinin psikolojik nedenler olduğuna dair beyan vermiş olduğu, ayrıca yurt dışı kanalıyla hazırlanan istinabe evrakına rağmen davalının cinsel birleşmeye dair herhangi bir engelinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla rapor aldırılması hususunun yerine getirilmediği, boşanmaya sebebiyet verecek olaylarda davalının kusurlu olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan ve boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kusuru bulunmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 50.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, kadın lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası ile maddî-manevî tazminatların esası ve miktarları ile reddedilen ziynet alacağı davasında lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının usulüne uygun olarak sunduğu dilekçelerinde dayandığı çekişmeli vakıalardan, hüküm tesisine esas alınarak erkeğe yüklenen kusurlar dosya kapsamında kadın tarafından sunulan delillerden görgüye dayalı, tutarlı, somut tanık anlatımları ve erkeğin ikrarı ile kanıtlanmış olduğu, davalı erkek tarafından yasal süresi içinde cevap dilekçesi sunulmaması nedeniyle mahkemece kadına kusur yüklenilmemesi, erkeğe yüklenen kusurların nitelendirilmesi ile dava açmakta haklı bulunan kadının yasal koşulları gerçekleşen davasının kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik görülmediği, düzenli ve sürekli geliri bulunmayan kadının ihtiyaç içerisinde olduğu ve boşanma sonrasında da yoksulluğa düşeceği, kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakasına ilişkin yasal koşullar oluştuğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, erkeğin kusur derecesi, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, ihlal edilen maddî menfaatlerinin kapsamı, kadının ihtiyaçları, paranın alım gücü, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve devamı maddeleri nazara alınarak takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olduğu; ancak, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde bulunmayan ziynet eşyalarına dayalı aynen iade ve bedelin tahsili davasının mahkemece reddine karar verilmesi nedeniyle, talepte haklılık durumuna göre kendisini vekil ile temsil ettiren erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin isabetli olmadığı gerekçesiyle erkeğin boşanma ve fer'ilerine ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, reddine karar verilen kadının ziynet alacağı davası yönünden davalı erkek lehine vekâlet ücretine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda müvekkile atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığı, davacı tanıklarının görgüye dayalı somut anlatımlarının olmadığı, soyut ve duyuma dayalı anlatımlar olduğu, asıl kusurlu davacı taraf olduğundan maddî ve manevî tazminat isteminin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, müvekkil davalının, çalışmadığını, üç yıl süren bir evlilik nedeni ile bir ... nafaka ödeme yükümlülüğüne tabi tutulması da hukuken kabul edilebilir olmadığını belirterek, kusur belirlemesi kadının kabul edilen boşanma davası ile nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kusurlu olup olmadığının belirlenmesi, buradan varılacak sonuca göre kadın eş yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinde yer alan maddî-manevî tazminat ile 175 inci maddesinde yer alan yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 175 inci maddesi hükümleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.