"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2248 E., 2022/1803 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Konya 7. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/483 E., 2022/964 K.
Taraflar arasındaki ziynet ve mehir senedinden kaynaklı alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet alacağı davasının kabulüne, mehir senedinden kaynaklanan alacak davasının reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ziynet alacağının kısmen kabulüne, mehir alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının nikahları kıyılırken davacı kadına 200 gram 22 ayar altını mehir olarak vermeyi kabul ettiğini ancak teslim etmediğini, istediğinde kuyumcu olması sebebi ile kuyumcu dükkanında sermaye olarak kullanıldığını söylediği, yine düğünde takılan altınlar olan 1 adet 22 ayar 80 gram ... hasır set ( bilezik, küpe ve kolye), 1 adet 0.30 Karat Altınbaş Pırlanta Tektaş Yüzük, 10 adet 22 ayar toplam 220 gram altın bilezik, 1 adet altın kolye zenciri ile birlikte, 1 adet altın alyans, 15 adet 100 dolar toplam 1500 dolar, 800,00 TL, 500 Euro, 15 adet çeyrek altın, 2 adet yarım altından ibaret olan ziynetlerini düğünden birkaç gün sonra elinden alarak dükkandaki kasada saklayacağı sermaye olarak kullanacağını söyleyerek aldığını iade etmediğini belirterek ziynet eşyaları ve mehir senedinden kaynaklanan altınların aynen olmadığı takdirde güncel bedellerinin iadesini talep etmiş, dava değerini fazlaya dair talep haklarını saklı tutarak 5.000,00 TL olarak göstermiş, ziynet eşya alacağını 95.942,50 TL olarak, mehir alacağı talebini 90.200,00 TL olarak ıslah etmiştir.
2.Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacının en son eşi tarafından 07.04.2020 günü silahla öldürmekle tehdit edildiğini ve fiziksel şiddet gördüğünü, daha sonrasında evden ayrılmak zorunda kaldığını belirtmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeklerden uzak olduğunu, mehir senedinde belirtilen 22 ayar 200 gram altının davacıya ödendiğini, mehirin mehr-i muaccel olduğunu zaten hemen ödenmesi gerektiğini ve ödendiğini, davalının 09.04.2020 günü eve gece 01.30-02.00 gibi geldiğini, aynı gün davacının müşterek haneden tüm ziynet eşyalarını ve kendisine verilen 22 ayar 200 gram altını alarak terk ettiğini ve bir daha da geri dönmediğini, düğünde takılan ziynetler, paralar ve tektaş yüzüğün de, davacı tarafın müşterek haneyi terk ettiği sırada yanında alarak götürdüğünü bu durumun site güvenlik kamerası kayıtları ile de tespit edildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 20.12.2021 tarih, 2020/863 Esas ve 2021/1883 Karar sayılı kararı ile tarafların düzenlenen mehir senedinde mehri muaccel parantez içerisinde ise hemen verilen olarak yazarak altını imzaladıklarını, bu halde davacı kadının senet içeriğinde mehir için belirlenen altınların kendisine verildiğini kabul ettiğini, senedi imzaladığını, borcun ifa edilmediğini ispat yükünün kendisinde olduğu, davacı taraf iddiasını senede dayandırdığından senetten kaynaklanan borcun ifa edilmediğini senet kuvvetinde bir delille ispat etmesi gerektiği, yemin deliline de dayanmadığından mehir senedinden kaynaklı alacak talebini ispat edemediği, düğünde takılan ziynetlerin ve paraların ise; davalı erkek tarafından rızası dışında alındığını ispatlamakla yükümlü olanın davacı olduğu, dosya içinde bulunan belgeler incelendiğinde, tarafların çocuk doğduktan hemen sonra tartıştıkları ve kadının ailesinin gelerek kadın ve çocuğu baba evine götürdüğü, kadının evden ayrılırken lohusa olduğu, sadece bebeğin eşyalarının alınarak evden ayrıldığının anlaşıldığı, kaldı ki davalının sarraf olmasından kaynaklı olarak tarafların altınlarının evde durmasından ise dükkanda diğer altınların saklandığı yerde saklanmasının, tanıkların beyanları değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına uygun olacağı, davacı kadının düğünden sonra ziynet eşyalarını davalıya verdiği, davalının da sarraf dükkanına saklanması için götürdüğü ve bir daha kadına geri verilmediği, kadının evden nasıl ayrıldığının iş bu dava için bir önemi kalmadığı, yine davalının kadının ziynet eşyalarıyla uyumlu fotoğrafı sosyal medyadan paylaşarak fotoğraf altına "zafer bayramı kutlu olsun" yazdığı da gözetilerek, davacının düğünde takılan ziynet eşyaları yönünden 95,942,50 TL yönünden ıslah ettiği dikkate alınarak ziynet eşyası talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın ziynet alacağı talebinin kabulü ile hükümde sayılan ziynet eşyalarının dava tarihinde bedelleri toplamı 95.942,50 TL'nin; 4.000,00 TL'lik kısmına dava tarihi olan 19.08.2020 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan ile tahsili davacıya verilmesine, 91.942,50TL'lik kısmının ise ıslah tarihi olan 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, mehir senedinden kaynaklı alacak talebi yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili mehir altınları yönünden davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu ayrıca aynen iade talebi konusunda hüküm kurulmadığını, bilirkişi raporunda düğünde takılan altın ve paraların toplam değeri 120.242,50 TL olmasına rağmen yanlış hesaplama ile 95.942,50 TL olarak hesaplandığını, bu durumun ıslah yapılırken de fark edilmediğini, hal böyle olunca 120.242,50 TL üzerinden davanın kabul edilmesi gerektiğini, eğer mahkeme aksi kanaatte ise dava ve ıslah edilen tutarın dışında kalan bakiye 24.300,00 TL için dava açma haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek, davalı vekili ise; düğünde takılan altınların davacı tarafından beraberinde götürüldüğünü, ayrıca bilirkişi raporunda davalıya takılan 500 Euro, 200 TL, 550 Dolar ve 11 adet çeyrek altın yönünden davanın kabulünün hatalı olduğunu, yine 1 adet tektaş yüzüğün pırlanta olup olmadığının net bir şekilde tespit edilememesi nedeni ile bu yüzük yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 22.03.2022 tarih 2022/700 Esas, 2022/520 Karar sayılı kararı ile ıslah dilekçesi ile dava değerini 186.142,50 TL olarak ıslah etmek sureti ile bu miktar üzerinden dava harcını yatırdığı görülmüş ise de, aynen iade talebinin eşyanın gerçek değerini kapsadığı, bilirkişi raporunda 200 gram mehir altını bedeli (90.200,00 TL) ve düğünde takılan altın ve paraların bedeli olan (174.149,50 TL) olmak üzere toplam 264.349,50 TL üzerinden üzerinden aynen iade talebine yönelik olarak harç yatırılması gerekirken sadece 186.142,50 üzerinden harcın yatırıldığı bakiye harcın tamamlattırılmadığı görülmekle davacıya aynen iade talebine yönelik olarak bakiye harcın tamamlattırılması için Harçlar Kanunu 30-32 maddesine göre süre verilmesi ve sonucuna göre işlem yapılması harç tamamlandığı taktirde davanın kısmen kabul kısmen red miktarının buna göre belirlenmesi gerektiği, kabule göre de; davacının aynen iade talebi olmasına rağmen harçlandırılan ziynet eşyaları yönünden aynen iadeye karar verilmemesinin hatalı olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından mehir senedinin mehri muaccel (hemen verilen) olarak düzenlendiği, davacının senedi imzaladığı, bu nedenle senet içeriği ile altınların davacıya verildiğinden hareketle ispat külfetinin davacıda olduğu düşünülerek davanın reddine karar verilmiş ise de, senet içeriğinde açıkça mehir altınlarının davacıya teslim edildiğinin yazılmadığı gibi davacının da senedi teslim alan sıfatıyla imzalamadığı, mehri muaccelin evlenme nedeni ile verilen bir mehir olduğu ancak bunun mehrin davacıya teslim edildiği anlamına gelmeyeceği, hal böyle olunca senetten kaynaklanan edimi ifa ettiğini ispat külfetinin davalı tarafta olup, bunun senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delille ispatlanması gerektiği anlaşılmakla davalıya yemin delili hatırlatılarak sonucuna göre işlem yapılması gerektiği,Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin yeni uygulamalarına göre, erkeğe ve kadına verilen ekonomik değer taşıyan her şeyin kural olarak kendilerine ait sayılacağı, takılar içinde karşı cinse özgü bir şey olur ise o cinse verilmiş sayılacağı, buna göre, bilirkişi raporunda davalıya 11 adet çeyrek altın, 550 Dolar, 500 Euro ve 200 TL takıldığı anlaşılmakla bunlar yönünden Yargıtay 2.Hukuk Dairesi'nin yeni uygulamaları kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği, bilirkişi raporunda taraflara düğünde takılan ziynet ve paraların toplam değerinin hatalı olarak 95.942,50 TL olarak hesaplandığı, oysa ki doğru miktarın 120.242,50 TL olduğu ancak davacının davasını bilirkişi raporundaki değer üzerinden ıslah etmesi nedeniyle bu yönde yapılan değerlendirmede herhangi bir hata olmadığı belirtilerek, taraf vekillerinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile sair istinaf sebepleri incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmişti
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, taraflar arasında düzenlenen mehir senedi incelendiğinde davalı tarafın mehir senedinden kaynaklı borcunu yerine getirdiğinin ispat külfetinin kendisinde olduğu, davacı taraf iddiasını senede dayandırmakta olduğundan davalı senetten kaynaklanan borcun ifa edildiğini senet kuvvetinde bir delille ispat etmesi gerektiği, yemin delilini de kullanmamış olduğundan mehir senedinden kaynaklı alacak talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, düğünde takılan ziynetlerin ve paraların davalı erkek tarafından rızası dışında alındığını ispatlamakla yükümlü olanın davacı kadın olduğu, dosya içinde bulunan belgeler incelendiğinde, tarafların çocuk doğduktan hemen sonra tartıştıkları ve kadının ailesinin gelerek kadın ve çocuğu baba evine götürdüğü, kadının evden ayrılırken lohusa olduğu, sadece bebeğin eşyalarının alınarak evden ayrıldığı, kaldı ki davalının sarraf olmasından kaynaklı olarak tarafların altınlarının evde durmasından dükkanda diğer altınların saklandığı yerde saklanmasının tanıkların beyanları da değerlendirildiğinde hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı kadının düğünden sonra ziynet eşyalarını davalıya verdiği, davalının da sarraf dükkanına saklanması için götürdüğü ve bir daha kadına geri verilmediği anlaşılmakla, kadının evden nasıl ayrıldığının da iş bu dava için bir önemi kalmadığı, yine davalının kadının ziynet eşyalarıyla uyumlu fotoğrafı sosyal medyadan paylaşarak fotoğraf altına "zafer bayramı kutlu olsun" yazdığı da gözetilerek, davacının düğünde takılan ziynet eşyaları yönünden 95,942,50 TL yönünden ıslah ettiği dikkate alınarak ziynet eşyası talebi yönünden davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile; sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, ziynet eşyalarının dava tarihinde bedelleri toplamı 95.942,50 TL'nin; 4.000,00 TL'lik kısmına dava tarihi olan 19.08.2020 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye 91.942,50 TL'lik kısmının ise ıslah tarihi olan 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebi yönünden; 22 ayar 200.00 gr altının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde, ziynet eşyalarının dava tarihinde bedelleri toplamı 90.200,00 TL'nin; 1.000,00 TL'lik kısmına dava tarihi olan 19.08.2020 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 89.200,00 TL'lik kısmının ise ıslah tarihi olan 01.09.2021 tarihinden itibaren uygulanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mehir senedindeki 200 gram altının davacıya verildiğini, düğünde takılan ziynet eşyaları ve paranın da davacı tarafından beraberinde götürüldüğünü belirterek davanın reddi gerektiğini belirterek hükmün tümü yönünden istinaf isteminde bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacıya düğünde takılan ziynet eşyaları ve paraların dinlenen davacı tanık beyanları ile düğünden hemen sonra iş yerinde bulunan kasada saklanmak üzere davalı tarafça alındığının anlaşıldığı, dolayısıyla düğünde takılan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, senette yazılan ifadenin mehrin davacıya teslim edildiği anlamına gelmeyeceği, hal böyle olunca senetten kaynaklanan edimi ifa ettiğini ispat külfetinin davalı tarafta olduğu, bunun senet kuvvetindeki bir belge veya yemin gibi kesin bir delille ispatlanması gerektiği, davalının senet kuvvetindeki bir belge ibraz edemediği, yemin delilini de kullanmayacağını beyan ettiği anlaşılmakla 200 gram mehir altını yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı, aynen iade talebinin eşyanın gerçek değerini kapsadığı, davacının aynen iade talebine yönelik olarak harcı ikmal ettiği, bedel yönünden davanın 95.942,50 TL olarak ıslah edilmesi sebebi ile düğünde takılan ziynet eşyalarının harcın da ikmal edildiği gözetilerek aynen iadesine hükmedilmesinde bir isabetsizlik olmadığı, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 2014/3402 Esas 2014/8459 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, bedel yönünden daha az bir miktara hükmedilse dahi aynen iadesine karar verilen eşyaların değeri üzerinden davanın kabul edilmiş sayılacağı, bu nedenle kısmi kabul kısmi ret miktarının buna göre hesaplanarak tarafların yargılama gideri ve vekalet ücretinin bu kapsamda hesaplanması gerektiği, aleyhe hüküm kurulma yasağı dikkate alınarak davalının istinafının kısmen bu yönüyle kabulünün gerektiği gerekçesi ile; davalı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin yargılama giderine yönelik davacı lehine hükmedilen vekâlet ücretine yönelik bentlerin kaldırılarak yerine yeniden hüküm tesisine, davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; mehirin hemen ödenmesi gereken yani mehr-i muaccel olduğu, bu nedenle kadına teslim edildiğinden reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu, davalının mehir alacağı konusunda bağlantılı bileşik ikrarda bulunduğunu ve bu nedenle ispat külfetinin davacı tarafta olduğu, eldeki davada mehr-i müeccel olduğunun kabulü halinde genel mahkemelerin görevli olacağı, boşanma davasından sonra görülebileceği, mehr-i muaccelin anlaşmazlık konusu olamayacağı, ziynet eşyalarını ise kadının evden ayrılırken ailesi ile alıp götürdüğü, kısmen kabul edilecek olsa dahi kadına özgülenenler dışında davanın reddi gerektiği, mahkemece talep aşılarak hüküm kurulduğunu belirterek, mehir alacağının kabulü ve ziynet alacağının kısmen kabulü kararlarının tümü yönünden kararı temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan ziynet ve mehir alacağı davasında ziynet alacağında kısmen, mehir alacağında tümü yönünden kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, mehir senedindeki ifadenin anlamı ve ispat külfetinin hangi tarafta olduğu, görevli mahkeme noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 1 inci, 2nci, 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.