Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9691 E. 2023/308 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, karşı davanın kabulü ve tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları değerlendirilerek, yerel mahkeme kararının usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleştirilen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve birleştirilen davaların kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüne, birleştirilen davanın usulden reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı vekili dava dilekçesinde; davalının sürekli olarak davacıya karşı ben seni sevmiyorum, seni istemiyorum, ne halin varsa gör, senden eş olmaz şeklinde aşağılayıcı, küçük düşürücü sözler sarf ederek müvekkili rencide ettiğini, bu sözleri müvekkilin annesi ile kendi kız kardeşi ve babasının yanında söylediğini, davalının evlilik süresi boyunca birlik görevlerini yerine getirmediğini, davalının en son ortak konuttan ayrılmadan önce de defalarca ortak konutu terk edip baba evine gittiğini, davalının en 04.12.2017 tarihinde davacının işte olduğu sırada davacıya ... isimli uygulama üzerinden mesaj atarak ortak konuttan ayrıldığını müvekkiline bildirdiğini, müvekkilin evine gittiğinde davalının tüm özel eşyalarını da alarak ayrıldığını gördüğünü, davacının tüm çabalarına rağmen davalının ortak konuta dönmediğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı vekili cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; cevap ve karşı davanın süresinde olmadığını, iddia ve savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediklerini, iddiaların asılsız olduğunu, cevap ve karşı dava dilekçesinin reddi ile davalarının kabulüne karar verilmesini istemiştir.

3. Davacı-davalı vekili birleştirilen davaya cevap dilekçesinde; kadın tarafından aynı talepler ile karşı dava açıldığını ve derdestlik itirazında bulunduğunu, iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının sebep yok iken evi terk ettiğini ve tam kusurlu olduğunu beyanla, davanın reddini istemiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı vekili, davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde; davacının annesinin etkisi altında kalarak onun emir ve talimatları altında hareket ettiğini, evinde yemek pişirilmesine izin verilmediği gibi karşı davalının kendi evine çay-şeker dahi almadığı ve almasına da izin vermediğini, müvekkilinin ailesinin dahi yanına gelmesini yasakladıklarını, müvekkiline sosyal şiddet uygulayarak elinden tüm maaş kartlarını alarak ekonomik şiddet uyguladıklarını, davacı-karşı davalının, müvekkilini kovup babaevine göndermeyi itiyat haline getirdiğini, karşı davalının, evine bir ekmek almadığı gibi ekmek parası da bırakmadığını, müvekkilinin evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu tüm sorumlulukları yerine getirdiğini, karşı davalı ve annesinin müvekkilinin ailesini hakir görüp evdeki televizyon kumandasına kadar kırıp senin çamaşırlarının biz bu evde toz bezi bile yapmayız, sen de kimsin ki, defol babanın evine git, kenar mahalle dilberi, s... git, seni bu evde görmeyeceğim, yenen soyadına seni kurban ederiz gibi sözlerle aşağılayarak hakaretler edip müvekkilini hamile haliyle evden kovduklarını, davalı-karşı davacı ve ailesinin müvekkilini kürtaj olması ve çocuğu doğurmaması için baskı yaptıkları,nı müvekkilinin anne olma ve seçim şansını elinden alınarak iradesinin baskı altına alıp kürtaj ettirdikleri, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, bir araya gelmelerinin imkansız olduğunu belirterek iş bu dosyanın ... Aile Mahkemesinin 2018/296 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili, davaya cevap ve karşı dava dilekçesindeki aynı beyan ve talepler de bulunmak sureti ile evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakası 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

3. Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde karşı dava ile aynı beyan ve taleplerde bulunmuştur

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 22.09.2020 tarih ve 2018/296 Esas, 2020/769 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacı kadının eşine "yaşam tarzlarımız farklı beklentilerimiz farklı isteklerimiz farklı bir an önce şu davayı aç senden tamamen kurtulayım, daha hala neyi bekliyorsun - yeni bir aşk yeni bir iş lazım senden bir boşanayım o zaman gör beni -bu devran böyle gitmez senin soyadını istemiyorum sadece resmi de olsa senin hiç bir şeyin olmak istemiyorum " diye mesajlar gönderdiği, kayın validesine "köpek senin kuyruğuna basıpta senin canını yakmam " şeklinde söylemlerde bulunduğu, davacı-davalı eşin; müşterek evin temel ihtiyaçlarını almadığı, ihtiyaç halinde annesinin evinden temin edildiği onun denetiminde ihtiyaçların alındığı, kadının müşterek evden kovulduğu, tarafların evlilklerine annelerinin sürekli müdahil olduğu,davacının annesine bağımlı yaşadığı eşini de buna zorladığı, eşinin maaş kartını vermediği, eşinin yakınlarını müşterek eve almadığı ve onlarla görüşmelerine engel oldukları, eşine "yüzsüz, karektersiz, terbiyesiz, seni istemiyorum, sen beş kuruş etmezssin iyi ki de seni göndermişim, kene gibi yapıştın" şeklinde sözler sarf ettiği, bu haliyle tarafların ve toplumun evlilik birliğinden bekledikleri menfaatin kalmadığı, tarafların bu haliyle yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı anlaşılmış olup, esas ve karşı dava yönünden boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın ağır kusurlu, davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesi ile esas ve birleşen dava yönünden tarafların karşılıklı boşanma taleplerinin kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davalı-birleşen dosya davacı kadının nafaka talebinin reddine, davalı-birleşen dosya davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile, 8.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminatın davacı-birleşen dosya davalı kocadan tahsili ile davalı-birleşen dosya davacı kadına verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı vekili, kusur belirlemesi, davalı-karşı davacı kadının kabul edilen boşanma, maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden Davalı-davacı vekili, kusur belirlemesi, hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarları, reddedilen nafaka ve davacı-karşı davalının kabul edilen davası ve her bir dosya için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden bahisle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 05.11.2021 tarih ve 2020/2056 Esas, 2021/2553 Karar sayılı kararı ile; davalı-davacının karşı boşanma davası davası hakkında gösterdiği deliller değerlendirilerek olumlu olumsuz bir karar verilmediği, kadın eş tarafından açılan karşı dava ile daha sonra yine kadın eş tarafından açılan birleşen boşanma davasının tarafları ve konusu aynı olduğu ve davacı erkeğin derdestlik itirazının bulunduğu, bu hususta bir karar verilmemiş olduğu gerekçesi ile, tarafların istinaf başvurularının kararın esası ve diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin kabulü ile; ... Aile Mahkemesi'nin 22.09.2020 tarih, 2018/296 Esas 2020/769 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, dosyanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi uyarınca gerekçede belirtilen işlemlerin yapılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadının eşine "yaşam tarzlarımız farklı beklentilerimiz farklı isteklerimiz farklı - bir an önce şu davayı aç senden tamamen kurtulayım, daha hala neyi bekliyorsun - yeni bir aşk yeni bir iş lazım senden bir boşanayım o zaman gör beni - bu devran böyle gitmez senin soyadını istemiyorum sadece resmi de olsa senin hiç bir şeyin olmak istemiyorum" diye mesajlar gönderdiği, kayın validesine "köpek senin kuyruğuna basıpta senin canını yakmam" şeklinde söylemlerde bulunduğu, davacı-davalı eşin; müşterek evin temel ihtiyaçlarını almadığı, ihtiyaç halinde annesinin evinden temin edildiği onun denetiminde ihtiyaçların alındığı, kadının müşterek evden kovulduğu, tarafların evlilklerine annelerinin sürekli müdahil olduğu,davacının annesine bağımlı yaşadığı eşini de buna zorladığı, eşinin maaş kartını vermediği, eşinin yakınlarını müşterek eve almadığı ve onlarla görüşmelerine engel oldukları, eşine "yüzsüz, karektersiz, terbiyesiz, seni istemiyorum, sen beş kuruş etmezssin iyi ki de seni göndermişim, kene gibi yapıştın" şeklinde sözler sarf ettiği, bu haliyle tarafların ve toplumun evlilik birliğinden bekledikleri menfaatin kalmadığı, tarafların bu haliyle yeniden bir araya gelme ihtimallerinin bulunmadığı, anlaşılmış olup, esas ve karşı dava yönünden boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı kocanın ağır kusurlu, davalı-davacı kadının ise az kusurlu olduğu, davalı-davacı kadının devamlı ve düzenli geliri olduğu, boşanmakla en azından eşinin desteğinden yoksun kalacağı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamının dikkate alındığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre boşanmalarına, davalı-davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, 8.000,00 TL maddî, 6.000,00 TL manevî tazminatın davacı-davalı erkekten alınarak davalı-davacı kadına verilmesine, birleşen davanın derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı-davalı vekili, kusur belirlemesi ile kabul edilen karşı davanın süresinde açılmadığı ve kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı-davacı vekili ise kusur belirlemesi, reddedilen tedbir/yoksulluk nafakası talebi, kısmen kabul edilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ile birleşen davada vekâlet ücreti yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.09.2022 tarihli ve 2022/1453 Esas, 2022/2284 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır, davalı-davacı kadının az kusurlu oldukları, her iki davanın kabulüne ilişkin kararın doğru olduğu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince davalı-davacı lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu, davalı-davacının düzenli bir geliri bulunduğundan nafaka talebinin reddinin doğru olduğu, birleşen davada davayı kaybeden tarafın vekâlet ücretine mahkum edileceği gerekçesi ile tarafların istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı vekili, istinaf dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davaya süresinde cevap verilmediği ve karşı davanın süresinde açılmadığını, bu nedenle açılan davalarında talepten fazlasına karar verildiğini, kadının tanıklarının dinlenmesinin usule aykırı olduğunu, davalı tanığı ... hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ve dava açıldığını, hükme esas alınamayacağını, tanık beyanlarının görgüye dayalı olmadığını, hükme esas alınan mesaj tarihlerinin belirlenmediğini, evi kadının kendisinin terk ettiğini, kusurlu tarafın kadın olduğunu, verilen kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, kadının kabul edilen karşı davası yönünden hükmün bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, karşı davanın kabulü, kadın yararına tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu' nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1. Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

18.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.