"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1102 E., 2022/2113 K.
DAVA TARİHİ : 15.08.2018-05.09.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Malatya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/761 E., 2022/57 K.
Taraflar arasındaki çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulması ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Kararın davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf taleplerinin işin esası incelenmeksizin kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada karar verilmesine yer olmadığına, birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl davanın kabulüne, birleşen boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiş olup; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde tebligata rağmen taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 17.01.2024 gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; ortak çocuklarla baba arasında tedbiren kişisel ilişki tesisine ve birleşen kadının boşanma davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına şiddet uyguladığını, kadına sürekli hakaret edip eziyet ettiğini, kadının bu nedenle 22 Mayıs 2018 tarihinde annesinin evine gittiğini, ertesi gün erkeğin, kadının annesinin evini bastığını ve kadını öldürmekle tehdit ettiğini bu nedenle ... güvenliği olmayan kadının Antakya'ya kaçtığını, erkeğin kadını aldattığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 200.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 04.03.2020 tarih ve 2018/855 Esas, 2020/226 Karar sayılı kararı ile; boşanma davası açıldıktan sonra çocukların geçici velâyetinin önce anneye verildiği, sonrasında babaya verildiği, bu durumda çocukların geçici velâyetini boşanma davası ile birlikte tedbiren babanın aldığı ve çocuklarla birlikte yaşadığı gerekçesiyle erkeğin konusuz kalan kişisel ilişki davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ispatlanamadığı gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla kaldırılmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili tarafından asıl dava yönünden dava dilekçesinin kadına usulüne uygun tebliğ edilmediği, erkek hakkında Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının dosyası ile uzaklaştırma kararına konu dosyanın istenmediği, çocukların geçici velâyetlerinin babaya verilmesinin hatalı olduğu, 28.02.2020 tarihli duruşmada annenin ...'ya şiddet uyguladığı şeklinde beyanın yanlış olduğu, ...'ya babanın şiddet uyguladığı, tedbir nafakasının kaldırılmasının, boşanma davasının reddinin hatalı olduğu yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 27.11.2020 tarih ve 2020/1062 Esas, 2020/1839 Karar sayılı kararı ile; davalı- davacı kadına 28.08.2019 tarihinde tebliği yapılan zarf içeriğini belirten yazının ve zarf üzerindeki ihtaratın usulüne uygun olmadığı, zarf üzerinde "Bu zarfta tahsilat makbuzu - 15/08/2018 vardır" ibaresinin sonradan üzeri çizilerek "Tensip dava dilekçesi " ibaresinin el yazısı ile eklendiği, ihtarat olarak ise ön inceleme duruşmasına davet ihtarının yazıldığı, erkeğin dava dilekçesinin kadına tebliğinin sağlanarak, sonucuna göre dilekçeler teatisi tamamlanarak, kadının delilleri toplanıp sonucuna göre karar verilmesi gerektiği, Fatma D.'nin ortak tanık olduğu, erkek vekili bu tanığın dinlenmesinden vazgeçtiğini beyan etmişse de, kadın vekilinin vazgeçmeye muvafakat etmediği, bu durumda tanığın dinlenmesinden vazgeçildiğinden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle kadının esasa yönelik istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf isteminin usulden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyasının Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadına tokat attığı, tekme atmak ve sürekli sövgü içeren sözler söylemek suretiyle fiziksel ve sözel şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fırası gereğince tarafların boşanmalarına, çocukların yaşları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak velâyetlerinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki tesisine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak kadının bir gelirinin olmadığı, boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, çocuklar için ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 30.000,00 maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin, çocuklarla kişisel ilişkinin düzenlenmesi davası ile ilgili olarak boşanma davasında bu konuda karar verilmiş olduğundan konusu kalmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı- davalı erkeğin dava dilekçesinde anneleriyle birlikte yaşayan ortak çocuklarla annenin engellemeleri nedeniyle görüşemediğinden, ortak çocuklarla arasında kişisel ilişki kurulmasını talep ettiği, asıl davanın çocukla kişisel ilişki kurulmasına, birleşen davanın ise boşanmaya ilişkin olup, birbirinden bağımsız iki dava bulunduğu, Mahkemece her iki dava hakkında da ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesinin doğru görülmediği, bu durumda erkek eşin istinaf itirazının kabulü ile tarafların boşanma davası açılmadan önce ayrı yaşamaya başlamaları, ortak çocukların yaşı, cinsiyeti, sağlık durumu, kişisel gelişimi, uzman raporu dikkate alınarak ortak çocukların babaları ile kuracağı kişisel ilişkinin düzenlenmesine, kadın tarafından aynı mahkemenin 2018/921 esas sırasında açılan boşanma davasının 01.03.2019 tarihli ön inceleme duruşmasında; taraflara tanıklarının isim ve adreslerini bildirmeleri için usulüne uygun olarak kesin süre verildiği, kadın tarafından sunulan 11.03.2019 tarihli tanık listesinde adresleri bildirilmeyen tanıkların adreslerinin kesin süre içerisinde bildirilmediği gibi sonraki duruşmada da hazır edilmediğinden ve kadın tarafından 02.12.2021 tarihli duruşmada kaldırma ilamında belirtilen ortak tanık Fatma D.'nin dinletme talebinden de vazgeçildiğinden, kadının boşanma davası yönünden tanık dinletme hakkını kaybettiği, kaldırma ilamı üzerine, kadının bildirdiği tanıkların beyanlarının sadece asıl dava yönünden değerlendirip hükme esas alınabileceği, kadının, kaldırma ilamından sonra asıl dava için bildirdiği tanıkların beyanları dikkate alınarak birleşen boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak kadının ispat edilemeyen birleşen boşanma davasının reddine, erkeğin istinaf itirazlarının kabul sebebine göre, kadının istinaf itirazlarının esastan reddine, erkeğin davasının kabulü ile ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
2.Davacı- davalı vekilinin ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar verilmediği gerekçesiyle tavzih talebinde bulunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2022 tarihli ek kararıyla ortak çocuk ... ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının reddi, kadın ve çocuklar için nafakaya hükmedilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, kadının boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, kadın ve çocuklar lehine hükümle birlikte nafakaya hükmedilmesi gerekip gerekmediği, ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 323 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle 02.11.2021 tarihli ara kararla kadın ve ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir nafakalarının birleşen davada verilen ret kararının kesinleşme tarihine kadar devam edeceğinin anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.