Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9708 E. 2023/238 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği ve reddedilen tedbir nafakasının hukuka uygun olup olmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı-davacı kadının boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı-davalı erkeğin ise ispatlanmış bir kusurunun olmadığı ve yerel mahkemenin kararının usul ve hukuka uygun olduğu gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen nafaka davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının reddine, kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, birleşen tedbir nafakası davasının reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi gereğince açılan, bağımsız tedbir nafakası davasında reddine karar verilen nafakanın bir yıllık miktarı 24.000,00 TL olup, temyize konu edilen toplam miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL'nin altında kaldığı anlaşılmakla davalı-davacı kadın vekilinin tedbir nafakası davasının reddine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekilinin 17.02.2017 tarihli dava dilekçesinde; davalı kadının evlilik birlikteliğinin gerektirdiği sorumluluklarını yerine getirmediğini, 2-3 yıldır evin içerisinde küskün halde olduklarını, müvekkilinin yaşlılıktan kaynaklanan sağlık sorunları nedeniyle sürekli hakaret edip kötü muamelede bulunduğunu, davalının babası ve kardeşinin sürekli davalının yanında kaldığını, davalı ve ailesinin müvekkilinin çalışamaz halde olmasını aşağıladıkların, küçümsediklerini iddia ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı kadına 04.03.2017 tarihinde dava dilekçesi tebliğ edilmiş 04.04.2017 tarihinde süresinden sonra cevap dilekçesi sunulmuş, dava dilekçesinin usulsüz tebliğ edildiğini beyan ederek cevap dilekçesinin kabulünu, ağır kusurlu olanın davacı erkek olması nedeniyle davanın reddini, aksi halde 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminat ve 4721 sayılı Kanun'un 197 nci maddesi gereğince açmış olduğu tedbir nafakası davasının bu dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadının birleşen dosyaya 15.02.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin, müvekkilinin neden çalışmıyorsun, evin geçimini sağlamak sana düşer söylemesi üzerine davalı erkeğin evi terk ederek çocuklarının yanına gittiğini, davalının çocuklarının evliliklerine müdahale ettiklerini, boşanması konusunda tehdit ederek davalının müvekkiline bakmasını engellediklerini, fiilen ayrı yaşamaları sebebiyle aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası ve TEFE -TÜFE oranında artırım yapılmasını talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A.İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 08.10.2018 tarih 2017/150 Esas 2018/910 Karar sayılı kararı ile davacı-davalının dava dilekçesinde; eşinin çalışmaması nedeniyle kendisini evden kovduğu iddiasına dayandığı, erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmesi gerektiği, kadının, erkekten evin bakım ve ihtiyaçlarını karşılamasını talep etmesinin doğal olduğu ve erkeğin sorumluluğunda olduğu, bunun boşanma sebebi olarak gösterilmesinin haklı olmadığı, bu nedenle haksız olan tarafın dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesi ile erkeğin boşanma davasının reddine, davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğu ve kadının tedbir nafakası isteme koşullarının lehine oluştuğu kanaatiyle kadının birleşen tedbir nafakası davasının kabulüne karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve karar sayılı kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili her iki davaya yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 22.06.2020 tarih 2020/493 Esas 2020/816 Karar sayılı kararı ile birleşen dosyada, dava dilekçesi birleşen dava davalısına tebliğ edilmeden birleştirme kararı verildiğini, birleşen dava yönünden dilekçeler teatisi aşaması bitirilerek ön inceleme duruşmasının yapılmadığını, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları vakıaların tesbit edilmediği, birleşen dava dilekçesinin davacı-davalıya tebliği sağlanarak, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmadığı gerekçesiyle davacı-davalının istinaf isteminin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi'nin kararının kaldırılmasına, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, kabul edilen istinaf sebebine göre davacı-davalının diğer istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesi Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıktaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı-davalının 67 yaşında ve her iki tarafın da ikinci evlilikleri olduğu, erkeğin kadına taşınmaz aldığı, kadının davacı-davalı erkeğin çalışmadığını beyan ederek evden kovduğu, erkeğin çocukları ile görüşmesine, ziyarete gelmelerine engel olduğu, davacı-davalı erkeğin yaşı itibariyle gerekse kadının üzerine taşınmaz yapması,çalıştığı zaman kazancını eve yansıtması ve gerekse yaşlılık aylığı aldığı dikkate alınarak erkeğin çalışmasını beklemesinde ve çalışmıyor diye evden kovmasında davalı-davacı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı-davalı erkeğin davasının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak boşanmalarına, davalı-davacı kadının ayrı yaşamakta haklı olduğunun ispat edilemediği bilakis ayrı yaşamaya kadının sebebiyet verdiği gerekçesi ile kadının birleşen davasının reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen tarih ve karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararına göre mahkemenin birleşen dava yönünden inceleme yapması gerektiğini, asıl dava yönünden inceleme yaparak, müvekkilinin usulu kazanılmış hakkına girilerek yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, asıl davada müvekkiline dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunu beyan ederek erkeğin boşanma davasının kabulü, birleşen davanın reddi yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı kadının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği ve tam kusurlu olduğu, davacı-davalının ispatlanmış kusurunun bulunmadığı, kusur durumuna göre mahkemenin tarafların boşanmalarına yönelik kararının isabetli olduğu, birleşen dava yönünden; delil değerlendirmesi ve davanın ret gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacının istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkeme'sinin yukarıda belirtilen tarih ve karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin gönderme kararına göre mahkemenin birleşen dava yönünden inceleme yapması gerektiğini, asıl dava yönünden inceleme yaparak, müvekkilinin usulü kazanılmış hakkına girilerek yeniden hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, asıl davada müvekkiline dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesince verilen kararın boşanma davasının kabulü, birleşen davanın reddi yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kadının tedbir nafakası davasının kabulü gerekip gerekmediği, Bölge Adliye Mahkemesi'nin 02.06.2020 tarih 2020/493 Esas 2020/816 Karar sayılı kararı ile istinaf talebi olmayan davalı birleşen davacı kadın lehine kazanılmış hak doğup doğmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası hükümleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ve 371 inci, 362 nci, 166 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Davalı-davacı kadının, erkeğin boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.