"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli hakaret ve aşağılamalarda bulunduğu çocuklara annelik yapmadığı, ailesi ile görüşmesini telefonda dahi konuşmasını istemediğini, 7-8 ay önce yatağını ayırdığını, kimi zaman kapıyı kilitleyerek eve girmesine engel olduğunu en son olarak tatile gidiyorum diyerek evden ayrıldığını bir daha geri dönmediğini, daha önce de boşanma davası açtığını ancak ailelerin araya girmesi ile davadan vazgeçtiğini evlilik birliğinin devam edebilmesinin imkansız hale geldiğini beyan ederek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanma ve müşterek çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davaya karşı açılan karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını, evlilik birliğinin bu hale gelmesinde asıl kusurun davacı kadın da olduğunu, davacının ailesini hiç bir zaman istemediğini, benimsemediğini, onlarla görüşmesini istemediğini, ailesinin evlerine müdahalesinin olmadığını, ailesinin ve kendisinin davacıyı kapanma konusunda zorlamadıklarını, davacının oruç tutmayı, namaz kılmayı yobazlık olarak gördüğünü, iftar ve sahur yemeği hazırlamadığını, davacının kendisini sadece eve para getiren biri olarak gördüğünü, köpek diye lakap takıp aşağıladığını, çocuklarını babalarından uzaklaştırdığını, babanız pis onu öpmeyin dediğini, en son olarak davacının ...'a tatile gittiğinde, babasının telefonundan sosyal medya hesaplarının açık olduğunu görünce arayıp boşanmak istediğini söylediğini, daha sonra da ...a gelip çocukları da alarak evi terketmesini istediğini, kendisinin de oğlunu yanına alarak ...'a gittiğini, tüm kusurun davacıda olup tarafına atfedilebilecek bir kusur bulunmadığını, evliliğin devamında bir yarar kalmadığını belirterek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesine, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve karşı dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı erkeğin ailesi tarafından dini gerekçelerle baskı altına aldığını, davalı-davacı ve ailesinin başörtü takması konusunda baskı yaptığını, davalı-davacının operatör olarak çalışmasının yanında haftada iki üç gün düğün ve eğlence mekanlarında çalışması nedeniyle ailesi ile ilgi ve alakasını yitirdiğini, müvekkilinin çocukların eğitim ve sağlık ihtiyaçları ile tek başına ilgilendiğini, davalı-davacının sosyal medyada müvekkilini engellediğini, telefonunu sürekli yanında taşıdığını ve müvekkilinin dokunmasına dahi izin vermediğini, erkeğin; ilgisiz, sorumsuz ve baskıcı tavırlarına katlanmaya çalıştığını, müvekkiline hakaret ve şiddet uyguladığını, müvekkilinin darp raporunun olduğunu, davalının müşterek çocuklardan ...'i yanına alarak evi terk ettiğini, tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini devam ettirmeleri mümkün olmadığından tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, müvekkili için ileride yoksulluk nafakası olarak devam edecek şekilde 2,000,00 TL tedbir nafakasına, müşterek çocuklar için ileride iştirak nafakası olarak devam edecek şekilde 1.500,00'er TL tedbir nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin eşi eve döndükten sonra eşini evde istemediği, kadının evden ayrılmaması üzerine evin elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerini iptal edip kadını evden ayrılmak zorunda bıraktığı, ayrılık sürecinde davacı-davalı erkeğin birleşen davaya sunduğu ve içeriğinden taraflara ait olduğu anlaşılan mesajlarda kadının eşine ve ailesine piç, itoğlu it, köpek şekilinde hakaret içerikli mesajlar yazdığı, erkeğin de kadına köpek, benim bokum bile senden temiz, senin gibi bir boka şeklinde hakaret içerikli mesajlar yazdığı, karşılıklı bu mesajlaşmalardan sonra tarafların bir araya gelmedikleri ve eldeki davaların açıldığı , bu haliyle davacı-davalı erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu, evlilik birliğinin devamı taraflardan beklenemeyecek şekilde temelinden sarsıldığı gerekçesi ile tarafların açtığı boşanma davalarının ayrı ayrı kabulüne, müşterek çocuklardan ...'in ayrılık sürecinde anne tarafından baba yanına bırakıldığı, çocuğun; baba, babaanne ve dedeyle birlikte yaşaması nedeniyle alıştığı ortam ve sosyal inceleme raporu değerlendirildiğinde, çocuğun yüksek menfaati gereği velâyetinin babaya babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ...'un halen annesiyle birlikte yaşadığı, alıştığı ortam ve düzenlenen sosyal inceleme raporu birlikte değerlendirildiğinde, çocuğun yüksek menfaati gereği velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kadının ve müşterek çocuğun ihtiyaçları, paranın satın alma gücü, genel ekonomik esaslar ile hak ve nesafet ilkeleri gözetildiğinde, kadın ve müşterek çocuk ... lehine 4271 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi kapsamında uygun miktarda tedbir nafakasına ve 4271 sayılı Kanun'un 175 ile 182 nci fıkrasına göre kadın ve müşterek çocuk lehine yoksulluk ve iştirak nafakasına karar verilerek ... için 350,00 TL tedbir 500,00 TL iştirak nafakasına kadın yararına 500,00 TL tedbir 750,00 TL yoksulluk nafakasına, kusuru daha ağır veya eşit olmayan, boşanmada mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, bu olay nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine 30.000,00 TL maddî 20.000,00 TL manevî tazminata, velâyeti babaya verilen müşterek çocuk ...'in annenin, eğitim ve bakım giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olması nedeniyle ... lehine 250,00 TL tedbir, 350,00 TL iştirak nafakasına, ağır kusurlu olan davalı karşı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın yararına maddî ve manevî tazminat hükmedilmesinin ve kabul edilen tazminat miktarının hatalı olduğunu, dinlenilen tanık beyanlarına göre müvekkiline kusur atfının mümkün olmadığını, ses kayıtlarının hukuka aykırı delil olduğu tespitinin hatalı olduğunu, müşterek çocuklardan ...'un velâyetinin anneye verilmesinin küçüğün menfaatlerine aykırı olduğunu annenin çocuklarla ilgilenmediği onlara şiddet uyguladığını, çocuklara karşı küfürlü konuştuğunu çocukları babalarından uzaklaştırmaya çalıştığını, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı gibi miktarının hatalı tespit edildiğini, evlilik birliğinin bozulmasında kadının asli kusurlu olduğunu reddedilen tazminatın kanuna aykırı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile duruşma sürecini yansıtan tutanak ve belgeler ile gerekçeye göre, incelenen karada usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili ve tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen nafakaların kabulü ve miktarı, davalı-davacı kadının ağır kusurlu olması nedeniyle lehine hükmedilen maddî-manevî tazminatın kabulü ve miktarı, erkeğin maddî-manevî tazminat taleplerinin reddi ve müşterek çocuk ...'un velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğunu belirterek Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca açılan ve birleşen karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, nafaka ve tazminatların miktarı, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı ve ortak çocuklardan ...'un velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci, 169 uncu maddesi, 339 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 343 üncü maddesinin birinci fıkrası, 346 ncı maddesinin birinci fıkrası hükümleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşmenin 3 üncü maddesi; Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 1 inci maddesi, 5395 Çocuk Koruma Kanunu 4 üncü maddesinin (b) bendi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.