"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1099 E., 2022/1092 K.
DAVA TARİHİ : 17.02.2020
HÜKÜM/KARAR : Başvurunun kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Espiye Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesi
SAYISI : 2020/81 E., 2022/164 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı erkeğin davasının reddine, davalı-davacı kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevap dilekçesinde; aralarında mizaç ve kültür farklılıklarının olduğunu, kadının evlilik birliğinden doğan sorumluklarını yerin getirmediğini, en ufak sorunu bile büyüttüğünü, müşterek konutu habersiz olarak 3 defa terk edip gittiğini, evlilik birliğini temelinden sarsmış olduğunu belirterek, tarafların boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalı-davacı kadının davasının haksız olduğunu belirterek tüm ferileri ile birlikte reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve dava dilekçesinde; davacının sadakatsiz davrandığını, şiddete meyilli olduğunu, davacı tarafın iddialarının asılsız, mesnetsiz ve gerçek dışı olduğunu, ilgisiz, yeni doğum yaptığı sıralarda bile davacının evde kendisini tek bıraktığını, sosyal medya aracılığıyla birden fazla kadınla irtibata geçtiğini, hakaret ve tehditlere maruz kaldığını, kıyasladığını, tarafların özel hayatlarına ve cinsel yaşantılarına ilişkin konuları yeğenlerine anlattığını, evlilik birliğini temelinden sarsmış olduğunu belirterek, tarafların boşanmalarına, erkek tarafından açılmış olan davanın reddine, kadın için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, çocuk için aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, 20.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-davalı erkeğin ilgisiz davranışları ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışları olduğu gerekçesi ile asıl davanın reddi ile birleşen davanın kısmen kabulüne tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat, 200,00 TL tedbir, 500,00 TL yoksulluk nafakası, çocuk için 250,00 TL tedbir, 700,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, davacı-davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili; kusurun usul ve yasaya aykırı olduğunu, kadın tanıklarının kadının yakın akraba ve kardeşi olduklarını, asıl davanın reddi ve birleşen davanın kabulü ile müvekkil aleyhine maddî-manevî tazminata, nafakalara hükmedilmesine karar verilmiş olmasının ve birleşen davada kısmen kabul kısmen red kararı verildiği için erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe izafe edilen ilgisiz davrandığı şeklindeki kusurun ne şekilde sabit olduğunun anlaşılamadığı, kadının tanıklarının bu yönde görgüye dayalı kadından duyum şeklinde olmayan ve af kapsamında da kalmayan şekilde beyanda bulunmadıkları, bunun dışında erkeğin güven sarsıcı davranışlar sergilediği sabit ise de; dinlenen tanık anlatımları ve kadın tarafından açılıp feragatle sonuçlanan dava dosyası nazara alındığında; artık bu hususun erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadının eşini affedip eve dönmesi ve davasından da feragat etmesi nedeniyle bu durumu yeniden kullanmayacağı, erkeğin bu tip eylemlerini sürdürdüğüne dair de dosyada başka delilin bulunmadığı, buna göre, kadın tarafından açılan karşı davanın da reddi gerektiği gerekçesi ile davacı-davalı erkeğin kadının davasının kabulüne yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile buna ilişkin fıkralarının kaldırılmasına, asıl ve birleşen dosyada tarafların birbirlerine karşı açmış oldukları boşanma davalarının reddine, davacı-davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili; davacı-davalı erkeğin kusurlu olduğunu, erkeğin sadakatsizliğinin devam ettiğini, şiddet uyguladığını, kendi davasının reddinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı-davalı erkeğin davranışları sebebiyle taraflar arasında evlilik birliğini temelinden sarsılmış olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun ) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 nci ve 371 nci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.