Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9757 E. 2023/343 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasında, ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanma, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosyadaki belgeler, uygulanması gereken hukuk kuralları ve ilk derece mahkemesi ile bölge adliye mahkemesi karar gerekçeleri birlikte değerlendirilerek, davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun tespiti ve boşanma, velayet, nafaka ve tazminat konularında yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, temyiz isteminin reddine ve bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne boşanmasına ve ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadın yararına tazminat ve çocuk yararına iştirak nafaka miktarlarının artırılmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili 29.12.2027 tarihli dava dilekçesinde özetle; erkeğin sosyallikten uzak, cimri, baskıcı, sinirli ve saldırgan yapıda olduğunu, bu kişilik özellikleri ile akrabalık ve arkadaşlık ilişkilerinin yok denecek kadar az olduğunu, kadının komşu ve akrabaları ile görüşmesini kısıtladığını, baskı, aşağılama, hakaret ve şiddet içeren davranışlarıyla kişiliğini ezdiğini, değersizleştirdiğini, sürekli para biriktirme, tasarruf yapma gayreti içerisinde olduğunu, para ve harçlık vermediğini, verdiğinde sorguladığını, küfürler ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, bu davranışlarını çocuklara karşı da gösterdiğini, fiili zorunluluk nedeniyle aynı konutta yaşadıklarını, uzun süreden beri ayrı odalarda kaldıklarını, zorunluluk olmadığı takdirde konuşmadıklarını, erkeğin bankada birikim yaptığını, tahsis kararına rağmen müşterek konuttan ayrılmayarak tehditler ettiğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin gereğince tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekilinin 04.04.2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; halen aynı evde yaşayan tarafların karı-koca ilişkilerini sürdürdüklerini, kadının savurgan, sinirli, dağınık ve umursamaz olduğunu, temizlik, yemek gibi ev işlerini yapmadığını, evini ihmal ederek gezmelere gittiğini, mekanlarda gezip alkol alarak sabaha karşı müşterek konuta geldiğini, gelirini paylaşmadığını, erkeğe ait olmayan ailesine ait paraya ortak olmayı amaç edindiğini, kötü niyetle dava açtığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin cimrilik boyutunda ailesine ekonomik ve sözel şiddet uyguladığı, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, çocuklara fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 2006 doğumlu ...'nın velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iştirak nafakası, yoksulluk nafakası, maddî-manevî tazminat miktarları yönünden usul ve kanuna aykırı hükmün kaldırılmasına, miktarlar yönünden yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların dava açıldıktan sonra aynı evde yaşamaya ve karı- koca ilişkilerine devam ettiğini, delillerin değerlendirilmesinde hata edildiğini, davacı tanık beyanlarının hükme esasa alınamayacağını, davalı tanık beyanlarının dikkate alınmadığını ileri usul ve kanununa aykırı kararın kaldırılarak davanın reddine karar verilmek suretiyle yeniden esas hakkında karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kusur belirlemesi, davanın kabulü ile sebep ve saiki belirtilmeden soyut ifadelerde bulunan davalı erkek tanıklarının beyanlarının hükme esas alınmamasının, çocuklar nedeniyle zorunlu olarak aynı evde kalmanın af veya hoş görü olarak kabul edilmemesinin doğru olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (3) ncü alt bendi gereğince istinaf başvurusunun kısmen kabulüne infazda tereddüt yaratmaması için hükmün bu kısımlarının kaldırılmasına kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, çocuk yararına, aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesinin hatalı olduğu,akli dengesi olmayan çocuğun annesinin yönlendirmesi ile beyanda bulunduğunu, yargılama devam ederken dahi aynı evi paylaşıp evliliklerini devam ettirdikleri, tazminat ve nafaka miktarına esas olarak alınan bankada bulunan birikmiş paranın ailesine ait olduğunu belirterek usul ve kanuna aykırı hükmün davanın kabulü, kusur belirlemesi ve ferileri yönünden bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı kadın vekili ise katılma yoluyla temyiz dilekçesinde tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek tazminat ve nafaka miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı hükmedilen tazminatlar ile nafaka miktarlarının az olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve ile 371 inci maddesi hükümleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.