Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9758 E. 2023/416 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan karşılıklı boşanma davalarında, fiili ayrılığa dayalı boşanma şartlarının oluşup oluşmadığı, zina iddiasının ispatlanıp ispatlanmadığı, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminata hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan bölge adliye mahkemesi kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/553 E., 2022/1066 K.

DAVA TARİHİ : 20.01.2021-10.02.2021

HÜKÜM/KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Beykoz 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/61 E., 2021/999 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında daha önce açılan boşanma davasının reddedilip kararın 12.07.2016 tarihinde kesinleştiğini, tarafların 2014 yılında açılan boşanma davasından beri ayrı yaşadıklarını, bu sürede ortak hayatın kurulamadığını, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin fiili ayrılığa sebep olduğunu, müvekkilini aldattığı için ayrı yaşadıklarını, erkeğin evliliğin başından beri müvekkiline, fiziksel, psikolojik, sosyal, duygusal şiddet uyguladığını, 3 yıldan fazla bir süredir başka bir kadınla Adapazarında gayrimeşru birliktelik yaşadığını, bu birliktelik öncesinde de müvekkilini başka kadınlar ile aldattığını, evlilik birliğine ilişkin hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediğini, evin ve müvekkilin masraflarını karşılamadığını, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, birlikte olduğu kadını kendi akraba ve toplantılarına getirdiğini, evlilik birliğini çekilmez hale getiren ve fiili ayrılığa sebep olan tarafın erkek olduğunu belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasında erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfedilecek kusur bulunmadığı gerekçesiyle boşanma davasının reddine karar verildiği, kararın 11.07.2016 tarihinde kesinleşmesinden itibaren yasal üç yıllık sürenin geçtiği ve müşterek hayatın kurulamadığı, erkeğin kusurlu olduğu, dava açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan kadın yararına uygun miktarda tedbir, geliri malvarlığı bulunmayan, boşanmakla yoksulluğa düşecek olan kadın yararına uygun miktardaki yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiği, yine kusurda ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeni ile kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile fiili ayrılığa dayalı asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca boşanmalarına, erkeğin yabancı uyruklu kadınla karı koca gibi birlikte yaşadığı, kendi akrabaları ile bir araya geldiği ortamlara eşi olarak kadını dahil ettiği, başka bir kadınla yaşayan erkeğin zina yaptığının ispatlandığı gerekçesiyle kadının zinaya dayalı davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca zina nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına hükmedilen aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibariyle aylık 3.500,00 TL'ye yükseltilerek tedbir ve yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, müşterek konutun karar kesinleşinceye kadar kadına tahsisine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde; iddiasına göre bu durumu üç yıldır bildiğini belirten kadının zina davasını öğrenme tarihinden itibaren altı aylık sürede açmadığını belirterek zinaya dayalı boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla istinaf başvuru dilekçesinde; asıl davanın kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile yapılan yargılama ve toplanan delillere göre erkeğin yabancı uyruklu bir kadınla karı koca gibi yaşadığı, kadını akrabaları ile bir araya geldiği ortamlara eşi olarak tanıttığı ve halen birlikte yaşadığı gerekçesiyle erkeğin hak düşürücü süreye ilişkin itirazlarının yerinde görülmediğine, zina eylemi ispatlandığından ve temadi ettiğinden kadının 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesine dayalı boşanma davasının kabulünde de bir isabetsizlik görülmediğine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut veya beklenen menfaat, hakkaniyet ilkesi gereği kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, İlk Derece Mahkemesi kararının diğer yönlerde usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle kadının maddî ve manevî tazminat miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kadın lehine 300.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı kadın vekili katılma yoluyla temyiz başvuru dilekçesinde; asıl davanın kabulü, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı-karşı davalı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası sebebine dayalı olarak açılan davada şartların oluşup oluşmadığı, davalı-karşı davacı kadının açtığı davada zina koşullarının ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafakaların ve tazminatların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 161 inci maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

24.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.