Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9802 E. 2024/1100 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında ziynet eşyalarının iadesi ve katkı payı istemine ilişkin açılan davada, katkının ispatı, katkı oranı, ziynet eşyalarının varlığı, davalıya verilip verilmediği, cevap dilekçesinin zamanında verilip verilmediği, eski hale getirme talebinin koşullarının oluşup oluşmadığı ve derdestlik itirazının yerinde olup olmadığı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılık bulunmadığı, hükme etki edecek tüm delillerin dosyada mevcut olduğu, kanunun olaya doğru uygulandığı ve gerekçede hata yapılmadığı, yargısal içtihatlar, hak ve nesafet kuralları gereği katkı payı oranının somut olaya uygun olduğu gözetilerek istinaf başvurusunun reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2229 E., 2022/2616 K.

DAVA TARİHİ : 05.10.2020

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Merzifon 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/254 E., 2022/59 K.

Taraflar arasındaki katkı payı ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince katkı payı alacağına yönelik davanın kısmen kabulüne, ziynet alacağı davasının ise kabulüne karar verilmiştir.

Kararın, davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre, davalı erkek aleyhine hükmedilen katkı payı alacağı miktarı 34.000,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin katkı payı alacağı yönünden temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin diğer yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1986 yılında evlendiğini ve taraflar arasındaki geçimsizlik sebebiyle 2014 yılında açılan dava ile boşandıklarını, boşanma kararının 09.02.2018 tarihinde kesinleştiğini, davacı kadına düğünde takılan ziynet eşyalarının bir kısmının, dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında, bir kısmı ise davalı erkeğin iş kurması, düğün borçları, ev borçları gibi sebeplerle bozdurulduğunu, davacı kadının, yıllarca Halk Eğitim merkezinde eğiticilik yaptığını, tekstil firmasında çalıştığını, sigortalı çalışmadığı dönemlerde de evde dikiş dikerek dava konusu taşınmazın edinilmesinde destek olduğunu, davacı kadının çalıştığı süreler içerisinde aylık gelirinin asgari ücret seviyesinde olduğunu, dava konusu taşınmazın edinilmesi için kooperatife üye olunduğunu, giriş ücretini karşılayabilmek için kadına ait 3 adet 22 ayar üçlü burgu bileziğin bozdurulduğunu, devamında ise 50 cm küçük baklalı 18 ayar zincir, 3 adet 22 ayar üçlü burgu bilezik ve 32 adet çeyrek altının bozdurulduğunu, yine kadının çalışma hayatındaki gelirleri ile de maddî destekte bulunulduğunu, taşınmazın edinildiği tarihte taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğunu ve davacı kadının katkı payı alacağının bulunduğunu, bir diğer dava konusu olan ziynet alacağı yönünden ise bir kısmının belirtildiği üzere dava konusu taşınmazın alımında bozdurulduğunu, kalan kısmının ise davacı kadının rızası dışında davalı erkek tarafından mevcut borçların ödenmesi amacıyla alındığını ve davacı kadına iade edilmediğini, davacı kadının elinde sadece pırlanta kolye, yüzük, tektaş ve sırataşı kaldığını iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile katkı payı alacağı yönünden şimdilik 500,00 TL alacağın yasal faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, ziynet alacağı yönünden ise ziynet eşyalarının davacı kadına aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 500,00 TL ziynet alacağı bedelinin faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili tarafından sunulan 21.01.2022 tarihli dilekçeyle; ziynet alacağı davasının, 84.727,50 TL, katkı payı alacağı davasının ise 45.500,00 TL olarak ıslah ettiklerini, davanın belirtilen değerler üzerinden kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Dava dilekçesi, davalıya usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; katkı payı alacağı yönünden yapılan incelemede; her ne kadar dava dilekçesinde, 6 adet 22 ayar üçlü burma bilezik, 50 cm küçük baklalı zincir, 32 çeyrek altından oluşan ziynet eşyasının, kooperatife üye olunması sırasında ve devamında aidatlara ödenmesi ile verildiği ve katkı sağlandığı iddia edilmişse de dava dilekçesinde, ziynet alacağı talebi dışında talep edilen 6 adet 22 ayar üçlü burma bilezik, 50 cm küçük baklalı zincir, 32 çeyrek altından oluşan ziynet eşyalarının varlığının ispatlanamadığı, yine dava dilekçesinde varlığı ispatlanamayan bu ziynet eşyalarının dava konusu taşınmazın alımı sırasında verildiği iddia edilmişse de tanık beyanlarının kadından aktarıma ilişkin olduğu, toplu katkı ile kullanıldığı iddia edilen ziynetlerin nitelikleri konusunda da tanıkların itibar edilebilir nitelikte beyanları olmadığı, dava dilekçesindeki toplu katkı iddiasının ispatlanamadığı, dava dilekçesinde, davacı kadının halk eğitimde usta öğreticilik yaptığı, ayrıca el işinden aldığı siparişlerden de elde ettiği gelirleri ile dava konusu taşınmazın edinilmesinde katkı sağladığının ileri sürüldüğü, toplanan delillerden, davacı kadının el işleri konusunda becerisinin bulunduğu gibi usta öğretici olduğu bu statüde Halk Eğitim Merkezinde dava konusu taşınmazın edinildiği kooperatife üye oldukları 1990 yılından öncesi olan 1989 yılında çalışmaya başladığı, yılın 6 ayı çalıştığı, 6 ayı çalışmadığı, dava konusu taşınmazın borcunun sona erdiği 1998 yılına kadar kadının ortak iki çocuğun doğumu ve sonrasında ki ikişer yıl çalışmadığı görülmekle kadının düzensiz ve sigortasız çalışmalarının bulunduğu, yine kadının çalışmadığı zamanlarda el işi yapıp satmak suretiyle gelir elde ettiği, kadının kazançları ile evin geçimine katkısının olduğu gibi kazandığı el harçlıkları ile erkeğin karşılaması gereken kadının kendi giderlerini kazandığı harçlıklar karşıladığı anlaşılmakla kadının düzensiz olsa da gelirler elde ettiği ve dava konusu taşınmazın alımında fiili karine gereği katkı sağladığının ispatlandığı, davalı erkeğin ise evlilik öncesinde öğretmen olduğu, dava konusu taşınmazın edinilmesi sırasında öğretmen olarak çalıştığı ayrıca çiftçilik yaptığı buradan gelir elde ettiği gibi bir kısım kira gelirlerinin de bulunduğu bu nedenle hakkaniyet ve fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi ile 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi gereği davalı erkeğin evin geçimi ile kadının ve çocukların iaşesi yükümlülüğü dikkate alınmak suretiyle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri ile 743 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi gereğince davacı kadının Amasya İli, Merzifon İlçesi, Camicedit Mahallesi, 368 Ada 13 parsel 1 Numaralı bağımsız bölümdeki taşınmazın edinilmesinde takdir hakkı doğrultusunda %20 oranında davacı kadının katkı da bulunduğu gerekçesiyle katkı payı alacağı talebinin kısmen kabulü ile dava konusu taşınmazın dava tarihi olan 05.10.2020 tarihindeki değeri bilirkişi raporu sonucunda 170.000,00 TL olmakla %20 oranın karşılığı olan davacı kadının 34.000,00 TL katkısı bulunduğu, davacı kadının 34.000,00 TL alacağının 500,00 TL'sinin dava tarihinden geriye kalan 33.500,00 TL'sine ise ıslah tarihi olan 01.02.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten tahsili ile davacı kadına ödenmesine, reddedilen kısım yönünden takdir hakkının kullanılması nedeniyle indirim yapıldığından davalı erkek yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ziynet alacağı yönünden yapılan incelemede ise tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu edilen 22 ayar 21 sıra çift örgü Trabzon hasır, 22 ayar 1 metre pullu zincir, 22 ayar 2 adet üçlü burma bilezikten oluşan ziynetlerin varlığının ispatlandığı, her ne kadar tanıkların ziynetlere ne olduğu hususunda somut ve itibar edilebilir şekilde beyanları yok ise de davalı erkeğin isticvap edildiği duruşmada ki ikrar kapsamında olan "...Trabzon hasırı sondaj işi için aldığı, zincirin yarısını evin içerisinde harcandığı ve 2 adet bileziği kardeşine verdiği..." şeklinde ki beyanından sonra davalı erkek tarafından bu ziynetlerin davacı kadın tarafından kendisine geri alınmamak koşulu ile bağış olarak verildiğini iddia ve ispat etmesi gerektiği, davalı erkek tarafından böyle bir iddia ve ispat koşulu dosya kapsamında sağlanmadığı, davacı kadının talep ettiği 22 ayar 21 sıra çift örgü Trabzon hasır, 22 ayar 1 metre pullu zincir, 22 ayar 2 adet üçlü burma bilezikten oluşan ziynet eşyası alacak hakkı bulunduğu gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kabulü ile talep doğrultusunda 22 ayar 21 sıra çift örgü Trabzon hasır, 22 ayar 1 metre pullu zincir, 22 ayar 2 adet üçlü burma bilezikten oluşan ziynet eşyasının aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması durumunda ise 500,00 TL'sinin dava tarihinden, geriye kalan 84.227,50 TL'sinin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten tahsili ile davacı kadına ödenmesine, 1 metre iri baklalı 22 ayar zincir, 10 adet yarım altın, 2 adet 22 ayar üçlü burgu bilezik ile 2 adet 22 ayar hediye bilezikten oluşan ziynet alacağına yönelik davanın açılmaması sayılmasına, her ne kadar davalı geçirdiği rahatsızlık sebebiyle cevap dilekçesi sunma süresini kaçırdığı, 23.10.2020 tarihinde Merzifon KMP'den sevk edildiği, 28.10.2020 tarihinde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Hastanesi'nde ameliyat olduğu, sürelerin bu nedenle kaçırıldığı, cevap dilekçesi ve sürenin eski hale getirilmesi yönünde 14.11.2020 tarihinde talepte bulunmuşsa da; 6100 sayılı Kanunu'nun 96 ncı maddesi gereğince söz konusu sürelerin, eski hale getirme talebinin engelin kalktığı tarihten itibaren 2 hafta içerisinde 6100 sayılı Kanun'un 97 inci maddesi gereğince de dayandığı sebeplerin delil ve emareleri ile birlikte yapmak zorunda olduğu, davalı tarafın iddia ettiği tedavinin tebliğden bir hafta sonrasına ilişkin olduğu yine iddia edilen ameliyatın ise tedaviden bir hafta sonra olduğu, ameliyata ilişkin davalı tarafça herhangi bir delil veya emare de dosyaya sunulmadığı, hal böyle olunca süresinde yapılmayan, delil ve emareleri eklenmeyen ve süresi içerisinde usulü işlemin yapılmasına engel bir durumunun varlığını kanıtlayamayan davalı tarafın sürelerin eski hale getirilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava dilekçesinin davalı erkeğe usulsüz olarak tebliğ edildiği, buna ilişkin eski hale getirme talebinde bulunulduğu ancak reddine karar verildiği, İlk Derece Mahkemesince cevap dilekçesinin süresinde sunulduğunun kabulü gerektiği, dava konusu olay ile ilgili daha önceden açılmış ve ret ile sonuçlanan davanın olduğu ve işbu davanın derdestlik sebebiyle reddine karar verilmesi gerektiği, davacı kadının, dava konusu taşınmazın alımında herhangi bir katkısının olmadığı, taşınmazın bedelinin çok yüksek tespit edildiği, ziynet eşyalarının varlığının ise ispatlanamadığı ve davanın reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu belirtilerek davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi ile katkı payı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, katkının ispatı, katkı oranı, ziynet eşyalarının varlığı ve davalı erkeğe verilip verilmediği, cevap dilekçesinin süresinde sunulup sunulmadığı, eski hale getirme talebinin kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, derdestlik itirazının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 95 inci ve devamı maddeleri, 114 üncü maddesinin birinci fıkrasının (1) inci bendi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 743 sayılı Kanun'un 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi; 6098 sayılı Kanun'un 285 inci ve devamı maddeleri, 646 ncı maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1 inci maddesinin ikinci fıkrası, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle yargısal içtihatlar, hak ve nesafet kuralları gereği katkı payı oranının somut olay kapsamında isabetli olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A.Davalı erkek vekilinin katkı payı alacağı yönünden temyiz dilekçesinin reddine.

B.Davalı erkek vekilinin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.