"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının da kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı erkek vekili dava ve birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, kadının, hakaret ve tehdit ettiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkeğin ailesini istemediğini, yalan söylediğini, erkeği ortak konuttan kovduğunu, evlilikten maddi menfaat temin etmek istediğini, eşini beğenmediğini söylediğini, birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, yalan söylediğini, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını birden fazla kez ortak konuttan kovduğunu, iddia ederek asıl davanın reddini ve kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına yalan söylediğini, cinsel ve ekonomik şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, yatağını ayırdığını, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadını birden fazla kez ortak konuttan kovduğunu, iddia ederek asıl davanın reddini, birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 75.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, eşinin telefonlarına cevap vermediği, eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiği, birlik görevini ihmal ettiği, kadının ise eşine ve eşinin yakınlarına ağır hakaretler ettiği, eşini tehdit ettiği, birlik görevlerini ihmal ettiği, eşini beğenmediği ve eşinden daha genç biriyle evlenmek istediğini söylediği, evliliği ekonomik anlamda menfaat elde etme yolu olarak gördüğü, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğu ve evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle her iki boşanma davasının da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, erkeğin, tazminat ve nafaka talepleri olmadığından bu konularda karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince delillerin değerlendirilmesinde ve kusur belirlemesinde hata yapıldığı, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, hatalı kusur belirlemesi uyarınca maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, tanık beyanları dikkate alındığında, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, kadının erkeğe nazaran kusurlu olduğu, ağır kusurlu olan kadının tazminat ve yoksulluk nafakası talep etme hakkının bulunmadığı gerekçesi ile, kadının tüm istinaf taleplerinin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı kadın; Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğunu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve yoksulluk nafakası yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 Sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle kadına kusur olarak yüklenen tehdit vakasına konu ceza dosyasındaki eylemin dava açıldıktan sonra gerçekleştiğinin ve tehdit vakasının kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin yine de kabul edilen ve gerçekleşen diğer kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının erkeğe nazaran ağır kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.