"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 19.03.2006 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden iki ortak çocuklarının olduğunu, kadının, 2013 yılında ortak konutu terk ettiğini, 2014 yılında aleyhine boşanma davası açtığını ve davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kadının, fiili birliktelik süresi içerisinde sürekli olarak birlik görevlerini ihmal ettiğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına, yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 30.000,00 TL maddî tazminat ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesini kabul etmediklerini, erkeğin, kadını ortak konuttan kovduğunu, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kadına iftira attığını iddia ederek davanın reddini, mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri için aylık ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir nafakası ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin İlk Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 02.10.2019 tarih ve 2016/291 Esas, 2019/274 Karar sayılı kararı ile kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği ve haklı bir nedene dayanmaksızın ortak konutu terk ettiği, bu durumun tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, davacı erkeğe yüklenebilecek kusurlu bir davranışın olmadığı, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 500,00 TL tedbir nafakası, aylık 500,00 TL iştirak nafakasına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte davalı kadından alınmak üzere 15.000,00 TL maddî tazminat, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili tarafından velâyet ve ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar yönünden, davalı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 18.03.2021 tarih ve 2020/1503 Esas, 2021/887 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama neticesinde; ortak çocukların velâyeti ile ilgili sosyal inceleme raporunun sadece anne yönünden alındığı, baba ve yaşadığı ortamda herhangi bir inceleme ve gözlemin yapılmadığı, tarafların ve yaşadıkları ortamın gözlemlenerek velâyet ve kişisel ilişkiye dair raporun düzenlenmesi gerektiği belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın eksiklerin giderilmesi amacıyla İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 12.04.2022 tarih ve 2021/219 Esas, 2022/402 Karar sayılı kararı ile kadının, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu ve haklı bir nedene dayanmaksızın ortak konutu terk ettiği, bu durumun tanık beyanları ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenebilecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların fiilen anne yanında oldukları, alıştıkları düzenin korunması gerektiği, annenin velâyeti üstlenme konusunda istekli olduğu, çocukların ..., eğitim, korunma, barınma ve beslenme gibi ihtiyaçlarının karşılandığı, idrak çağındaki ortak çocukların, sosyal inceleme raporunu düzenleyen uzman kişiye anneleri ile birlikte yaşamak istediklerine ilişkin beyanda bulundukları ve sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alındığında ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak her biri yararına aylık 500,00'er TL tedbir nafakası, 600,00'er TL iştirak nafakasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, evlilik süreleri ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak erkek yararına yasal faizi ile birlikte davalı kadından alınmak üzere 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda yapılan kusur belirlemesinin doğru olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olmasına rağmen erkek yararına hükmedilen maddî tazminat ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin, annenin ortak çocuklara ilgisiz olması ve yaşadığı ortam dikkate alındığında hatalı olduğu, erkeğin ekonomik durumu dikkate alındığında ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının çok olduğu belirtilerek; tazminatların miktarları, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ve velâyet yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak erkek yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, kadının boşanma ile yoksulluğa düşeceği bu nedenle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarlarının az olduğu, kadın aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 07.09.2022 tarihli ve 2022/2297 Esas, 2022/2625 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, taraf vekillerinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili ve davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle; tazminatların miktarları ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ve velâyet yönünden temyiz yasa yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti yönünden temyiz yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, yoksulluk nafakası, tedbir nafakası, iştirak nafakası, erkek yararına maddî tazminat, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile velâyet düzenlemesinin uygun olup olmadığı, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin kadın aleyhine hükmedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi, 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci ve devamı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci maddesi, 51inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen ortak konutu haksız olarak terk ettiği vakasının; terk hukuki sebebine dayalı olarak açılmış bir dava bulunmadığı, eylemli olarak ayrı yaşamanın 4721 Sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrasındaki diğer şartlarlar birlikte gerçekleşmiş olmadıkça, 4721 Sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca açılmış dava için boşanma nedeni olamayacağından kadına kusur olarak yüklenmesinin yerinde olmadığının ancak Mahkemece belirlenen ve gerçekleşen boşanmaya sebebiyet veren diğer kusurlu davranışlardan yine de kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılmış bulunmasına göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023tarihinde oy birliğiyle karar verildi.