Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9826 E. 2023/332 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi ve buna bağlı olarak verilen boşanma kararı ile fer'ilerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi'nin, ilk derece mahkemesinin kusur belirlemesini değiştirerek hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratması bozma sebebi olarak değerlendirilerek karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının asıl boşanma davasının reddine, kadının birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, kadının ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 03.12.2014 tarihinde evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, kadına hakaret ettiğini, ev ve ziynet eşyalarını kadının rızası dışında alarak kendi ailesine verdiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, kıskanç olduğunu, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, eşine ve eşinin ailesine hakaret ettiğini, psikolojik şiddet uyguladığını, kadına düğünde taklan ziynet eşyalarının erkek tarafından iade edilmediğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına ÜFE oranında arttırım yapılmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına ÜFE oranında arttırım yapılmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat ve ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II.CEVAP

Davalı erkek vekili asıl birleşen davalara karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; dava dilekçelerinde dayanılan vakaları kabul etmediğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarını almadığını, ziynet eşyalarının kadın ve kadının ailesi tarafından alındığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, kadının, erkeğe ve erkeğin ailesine hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini iddia ederek her iki boşanma davasındaki boşanma isteminin kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile asıl dava yönünden, kadının dava dilekçesinde dayandığı vakaların önceye dayalı olaylar olduğu ve evlilik birliğinin devam ettiği, erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, asıl davanın ispat edilememesi nedeniyle reddine karar verildiği, birleşen dava yönünden ise erkeğin kadına psikolojik şiddet uyguladığı, ilgisiz olduğu, erkeğin annesinin evlilik birliğine müdahalesine erkeğin sessiz kaldığı, erkeğin kadına güvenmediği, kadının ise erkeği yok saydığı ve ortak konuttan ayrılarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği, bu durumun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, taraflar arasındaki evlilik birliğinin sarsıldığı, gerekçesiyle birleşen boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ıncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL iştirak nafakası, kadının, geçimini sağlayacak kadar gelir elde ettiği, boşanmakla yoksulluğa düşmediği dikkate alınarak kadının tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, kadının mevcut ve beklenen menfaatleri, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına kadın yararına 10.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminat, ziynet alacağı davası yönünden ise düğünde kadına takılan ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurulduğu, bir kısmının da davalı erkekte olduğunu, bu hususun dinlenen tanık beyanları ile sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde taleple bağlı kalınarak 20.000,00 TL'nin erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda; birleşen dava yönünden yapılan kusur belirlemesi ve kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, erkeğe yüklenecek kusurlu bir davranışın ispatlanamadığı, kusur durumu dikkate alındığında kadın yararına maddî tazminata ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, ziynet eşyalarının varlığının ispatlanamadığı, bu nedenle ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin hatalı olduğu, kişisel ilişkinin yeterli olmadığı, ortak çocuk yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakasının da usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kadının birleşen boşanma davası ve fer'îleri ile kadının ziynet alacağı davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, erkeğin, kadın eşe "Sana güvenmiyorum, artık seni istemiyorum, defol git babanlara." dediği, annesi ve kız kardeşinin kadın eşe ihanet ettiği yönünde hakaret etmesine sessiz kaldığı, eşine güvenmediği, psikolojik şiddet uyguladığı, ilgisiz davrandığı, kadının ise ailesinin eşine "Donsuz, çulsuz, erkek değil." şeklinde sözler söylemek suretiyle hakaret etmesine sessiz kaldığı, erkek eşi yok saydığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesi kusur belirlemesinin maddî gerçeğe ve dosya içeriğine uygun olduğu, davalı erkek vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı belirtilerek istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerle birleşen dava ve fer'îleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasındaki birleşen boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, birleşen davanın kabulü, ortak çocuk yararına tedbir nafakası ve iştirak nafakası ile kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 inci, 327 inci maddes, 328 inci maddes, 330 uncu, 335 inci ve devamı maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 297 nci ve 298 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

Davacı kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda İlk Derece Mahkemesince, asıl davanın reddi ile birleşen davada erkeğin, kadına psikolojik şiddet uyguladığı, ilgisiz olduğu, erkeğin annesinin evlilik birliğine müdahalesine erkeğin sessiz kaldığı, erkeğin kadına güvenmediği, kadının ise erkeği yok saydığı ve ortak konuttan ayrılarak fiili ayrılığa sebebiyet verdiği tüm bu nedenlerle erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu tespit edilerek tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine hükmedilmiştir. Davalı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurması neticesinde Bölge Adliye Mahkemesince, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda, erkeğin, kadın eşe "Sana güvenmiyorum, artık seni istemiyorum, defol git babanlara." dediği, annesi ve kız kardeşinin kadın eşe ihanet ettiği yönünde hakaret etmesine sessiz kaldığı, eşine güvenmediği, psikolojik şiddet uyguladığı, ilgisiz davrandığı, kadının ise ailesinin eşine "Donsuz, çulsuz, erkek değil." şeklinde sözler söylemek suretiyle hakaret etmesine sessiz kaldığı, erkek eşi yok saydığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu belirtilerek istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiş, karar davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme neticesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından taraflara kusur olarak yüklenen vakaları değiştirmek suretiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş ve bu şekilde hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılmıştır. Kusur tespiti yönünden hüküm ile gerekçe arasında çelişki yaratılması bozma sebebi olup hükmün münhasıran bu yönden bozulmasına karar vermek gerekmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.