Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9824 E. 2023/1685 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, erkeğin eylemli ayrılık sebebine dayanarak açtığı birleşen boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu, davacı-davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Anadolu 14. Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının kabulüne, kadının davasının tefrikine karar verilmiştir. Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile davaların birlikte görülmesi gerektiği belirtilerek hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava ve birleşen davaya karşı sunduğu cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, birlik görevini ihmâl ettiğini, kumar oynadığını, önceki evliliğinden olan çocuğuna kötü davrandığını, tehdit ettiğini, birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, iddia ederek asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakası, 1.500,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadın vekili tarafından asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin kumar alışkanlığı olmadığını, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin nafaka ve tazminat ödeyecek maddî gücü olmadığını iddia ederek asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, tarafların bu evliliklerinden ortak çocuklarının olmadığını, kadının, birlik görevini ihmâl ettiğini, birlikte yaşamaktan kaçındığını, kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, ret kararın 03.06.2013 tarihinde kesinleştiğini, ortak hayatın tekrardan tesis edilemediğini ve tarafların yedi yıldır ayrı yaşadıklarını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile eylemli ayrılık sebebiyle tarafların boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 27.03.2018 tarih ve 2016/829 Esas, 2018/298 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığı, davanın reddedildiği, ret kararının kesinleştiği ve ortak hayatın tekrardan tesis edilemediği, bu hususun tüm dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesiyle erkek tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın vekili tarafından açılan davanın süresinde olmadığı anlaşıldığından iş bu dava dosyasından tefrikine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili tefrik kararının hukuka aykırı olduğu, her iki davanın konusunun ve taraflarının aynı olduğu, biri hakkında verilen kararın diğerini etkileyeceği belirtilerek her iki dava ve fer'îleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2019 tarih ve 2018/2210 Esas, 2019/534 Karar sayılı kararı ile taraflar arasındaki ve aynı konudaki davalardan biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte olduğu, her iki davanın da birlikte görülmesi ve delillerin hep birlikte değerlendirilerek sonucuna ulaşılmasında taraflar ve usul ekonomisi açısından yarar bulunduğu, her iki davanın da birlikte görülerek yargılamanın tek bir dava dosyası üzerdinden devam edilip hüküm verilmesi gerekirken açılan davanın tefrikine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu belirtilerek usulüne uygun olarak yargılama işlemleri yapılıp sonucu uyarınca bir karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek tarafından kadın aleyhine açılan boşanma davasının reddedildiği ve kesinleştiği, taraflar arasında ortak hayatın tekrardan tesis edilmediği, fiili ayrılığı devam ettiği, erkeğin, gelirini kumar alışkanlığı için kullanarak ailenin ekonomik durumuna zarar verdiği, kadının önceki evliliğinden olan yaşı küçük çocuğuna karşı korkutucu davranışlar sergilediği, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, birlikte yaşamaktan kaçındığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak davalı-davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasının kesinleşmesinden sonra ortak hayatın yeniden kurulamamış olması ve dava tarihi itibariyle kesinleşmeden sonra üç yıllık sürenin geçmiş olması nedeniyle birleşen davanın kabulü ile tarafların eylemli ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumu, evlilik tarihi, hakkaniyet ilkesi bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminat, boşanmakla kadının yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu ve erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve kanuna uygun olduğu, davacı-davalı kadın vekilinin istinaf itirazının yerinde olmadığı gerekçesiyle esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birleşen davanın kabulü yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, davalı-davacı erkek vekili tarafından eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı açılan birleşen davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve devam maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 Sayılı Kanunu'nun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

06.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.