Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9837 E. 2023/627 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı ve maddi tazminat miktarının düşük olduğu gözetilerek, yerel mahkemenin tazminata ilişkin kararı bozulmuş, diğer konularda ise onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun reddine, erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin uyuşturucu ve uyarıcı madde bağımlılığı olduğunu, öfke kontrol problemi olduğunu, evlilik süresi içerisinde ailesiyle zaman geçirdiği, müvekkilinin şiddete maruz kaldığını, erkeğin evlilik birliğin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesine göre tarafların boşanmalarına, müvekkiline 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesine, müvekkiline ait verilmeyen kişisel eşyaları, çeyizleri ve ziynet eşyalarının aynen iadesine, aksi takdirde şimdilik 10.000,00 TL maddî tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, küçük düşürücü ve rencide edici davranışlarda bulunduğunu, sürekli ailesinin yanına gittiğini, kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğini temelinden sarsıldığını belirterek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesine göre boşanmalarına, müvekkil yararına 100.000,00 TL maddî , 100.000,00 TL manevî tazminat takdirine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- davalı erkeğin, ailesinin ortak yaşamlarına müdahalelerine engel olmadığı, sürekli ve düzenli çalışarak birliğin üzerine yüklediği görevleri yerine getirmediği, uyuşturucu ticaretinden dolayı tutuklandığı son olarak üzerinde uyuşturucu madde bulundurduğu ve uyuşturucu kullandığı, davalı- davacı erkek tanıklarının anlatımlarının yer zaman içermediği, soyut iddialardan ibaret olduğu, bir kısım anlatımların ise sebep ve saiki açıklanmayan inandırıcılıktan uzak beyanlar olup, hükme esas alınamayacağı buna göre, davalı-davacı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile esas davanın kabulüne, birleşen davanın reddine, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadının kişisel eşya ve ziynet eşya talebinin feragat nedeniyle reddine, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, kişilik haklarına saldırı bulunan kadın yararına 8.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı- davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı- davacı erkek vekili; asıl davanın reddini, karşı davasının kabulünü, kusur belirlemesini, kadının ziynet ve eşya alacağından feragat etmesine rağmen lehine vekalet ücreti hükmedilmemesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davacı- davalı kadın vekili; katılma yolu ile, tazminatların düşük olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut olayda kadının erkeğin montunun cebinde uyuşturucu madde bulması sonucu aile büyüklerinin bir araya geldiği, erkeğin kendi babasına ot içtiğini söylemesi üzerine kadının evden ayrıldığı, bu olaydan sonra tarafların tekrar bir araya gelmedikleri, erkeğin uyuşturucu kullanmasının evlilik birliğini temelinden sarstığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, Mahkemece erkeğe yüklenen diğer kusurların tanık anlatımlarında geçmediği bu nedenle erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına atfedilecek bir kusurun ispatlanmadığı, davacı kadının yargılama sırasında ziynet ve çeyiz eşyalarına yönelik taleplerinden feragat etmesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği, ancak davalı-davacı erkek lehine vekalet ücretine hükmedilmediği gerekçesi ile davalı-davacı erkeğin, kusur ve feragat edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı yönünden vekalet ücretine yönelik istinaf talebinin kabulü ile, kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine, ilama ''feragat edilen ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davası yönünden, erkek kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden davalı- davacı erkek lehine karar tarihindeki A.A.Ü.T. gereğince tespit edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacı-davalı kadından alınarak, davalı-davacı erkeğe ödenmesine'' hükmünün eklenmesine, davalı-davacı erkeğin sair, davacı-davalı kadının tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı-davacı erkeğin kusurları arasından çıkarılan kusurların gerçekleştiği ve ispatlandığı, bu kusurların kabul edilmemesinin ve tazminatların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi ve tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı-davalı erkek vekili; kadının tam kusurlu olduğunu, erkeğin kusurunun bulunmadığını ,kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin reddi, kadının davasının, tazminat taleplerinin kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, taraflara isnat edilen kusurlu davranışlarının ispat edilip edilmediği, kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının ve tazminat taleplerini kabulü gerekip gerekmediği, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre taraf vekillerinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı- davalı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

4.Davalı-davacı erkeğin Mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışları davacı-davalı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil etmemektedir. Bu itibarla, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında düzenlenen manevî tazminatın koşulları oluşmamıştır. O halde, davacı-davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat yönünden BOZULMASINA,

2.Tarafların diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.