Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9839 E. 2023/610 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya karar verilip verilmeyeceği, tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddi ve manevi tazminat taleplerinin hüküm altına alınıp alınmayacağı hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin aşırı kıskanç davrandığını, kadın çalışmak istemesine rağmen çalışmasını istemediğini, müvekkilinin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadına ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadına hakaret içeren, küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler sarf ettiğini, sosyal medyada tehdit içeren paylaşım yaptığını, her kavganın sonunda "bitsin" şeklinde sözler sarf ettiğini, kadının ağabeyini ölümle tehdit ettiğini, kadının annesine bir konuşma sırasında " bıktım artık, sıkıldım sizden laf işitmekten" dediğini, kadına sorumsuz ve ilgisiz davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hastalandığında ilgilenmediğini, ona destek olmadığını, önceki iki evliliğini kadından gizlediğini, başka kadınlarla birlikte olduğunu, kadına yataklarını ayıracağını ve onunla birlikte olmak istemediğini söylediğini, birliktelikten kaçındığını, erkeğin alkol aldığı bir gün evin giriş kapısına tekme atıp evin kapısını kırdığını, kadının üzerine yürüdüğünü ve üzerine çıktığını, kadına ağır hakaretlerle küfür edip evden kovduğunu ileri sürerek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddiaların gerçeği yansıtmadığını, kadının sürekli boşanmak istediğini söylediğini, sürekli alkol almaya başladığını, erkeğe küfür ve hakaretler ettiğini, ehliyetsiz ve alkollü ... sürmeden dolayı kadına verilen trafik cezalarını erkeğin ödemek zorunda kaldığını, evlendikten sonra kadının aşırı harcama yaptığını ve borçlandığını, bu borçlar yüzünden erkek hakkında icra takibi yapıldığını ve arabasına haciz konulduğunu, kadının borcunun erkek tarafından ödendiğini, kadının alış veriş yaptığı kıyafetlerinin erkeğin ... yerine geldiğini ve parasının müvekkili tarafından ödendiğini, bu durumun erkeği çalışanlarına karşı zor durumda bıraktığını, kadının kendisine ait instagram adresinde çok fazla paylaşım yaptığını, bir takım erkeklerle resim koyduğunu, bu resimlere yorumlar yapılınca rahatsız olan erkeğin eşini bu konuda uyardığını, fakat kadının erkeği dinlemediğini, ev işlerini yapmadığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, lüks bir yaşam sürmek istediğini, bu sebeple borçlandığını, en son kadının erkeğe hakaret ettiğini, şahsi eşyalarını ve altınları alarak evden ayrıldığını iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin cimri olduğu, eşinin hastane masraflarını ödemediği, hastalığı ile ilgilenmediği, kadının üzerinde " kardeşin iyi bir aileden geliyor, iyi bir eğitime sahip, başını ezmezsem kontrol altına alamam" diyerek baskı oluşturduğu, kıskanç olduğu, kadını evden kovduğu, kadının taksi parasının dahi olmadığı, buna karşılık kadının sık alkol aldığı, ehliyetsiz ve alkollü ... kullandığı, lükse düşkün olduğu, bu nedenle erkeğin borç yaptığı, boşanmaya yol açan olaylarda davacı-karşı davalı kadının az, davalı-karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 40.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ile nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalı kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadının hastane masraflarını ödemediği, hastalandığında onunla ilgilenmediği, kardeşin iyi bir aileden geliyor, iyi bir eğitime sahip, başını ezmezsem kontrol altına alamam diyerek baskı yaptığı, buna karşılık kadının ehliyetsiz ve alkollü ... kullandığı, lükse düşkün olduğu, bu nedenle erkeğin borç yaptığı taraflarca iddia ve ispat olunmuş ise de, baskın olan tanık beyanlarına göre gelişen bu olaylardan sonra tarafların bir arada yaşamaya devam ettikleri yahut barıştıkları, bu durumda tarafların karşılıklı olarak bu kusurlu tutum ve davranışlarını hukuken affetmiş yahut en azından hoş görü ile karşılamış sayılacakları, bu yüzden her iki tarafa kusur olarak yüklenen bu vakıaların kusurlarından çıkartılması gerektiği, diğer yandan tarafların birbirlerine aşağılayıcı ve hakaret içeren sözler sarf ettiği, erkeğin kadının tüm altınlarını sattığı, en sonraki kovma olayından önce bir ara erkeğin kadını evden kovduğu, önceden iki evlilik yapıp ayrıldığını kadından sakladığı, kadının ise erkeğe boşanmak istediğini söylediği vakıaları da taraflarca iddia ve ispat olunmuş ise de, yine yukarıda değinildiği gibi baskın olan tanık beyanlarına göre gelişen bu olaylardan sonra tarafların bir arada yaşamaya devam ettikleri yahut barıştıkları, bu durumda tarafların karşılıklı olarak bu kusurlu tutum ve davranışlarını hukuken affetmiş yahut en azından hoş görü ile karşılamış sayılacakları, bu yüzden bu vakıaların taraflara ayrı ayrı kusur olarak yüklenemeyeceği, bunlardan ayrı olarak erkeğin kadına kül tabağı fırlattığı, fiili ayrılık sonrası evdeki eşyalara zarar verdiği, kadının ise sık sık evi terk edip gittiği vakıaları ispat olunmuş ise de, taraflarca dilekçelerinde dayanılmayan bu vakıaların onlara kusur olarak izafe edilemeyeceği, tüm dosya bir bütün halinde değerlendirildiğinde, erkeğin cimri ve kıskanç olduğu, kadına ekonomik şiddet uyguladığı, çalışmasını engellediği, kadının erkek kardeşini öldürmekle tehdit ettiği, en son kadının halasını arayarak "seninkini evden kovdum, s... ettim" demek suretiyle kadına hakaret ettiğini ve evden kovduğunu kabullendiği, kadının ise sık alkol aldığı, bu durumda boşanmaya yol açan olaylarda davacı- karşı davalı kadının bu şekilde az, davalı-karşı davacı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, taraf vekillerinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulüne, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, kusur derecesi, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, paranın alım gücü, günün ekonomik şartları, hakkaniyet ilkesi göz önünde tutulduğunda kadın lehine hükmedilen tazminatların az olduğuna, kadının tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kabulüyle lehine 100.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin ağır kusurlu olduğunu ve ekonomik durumunun iyi olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, çelişkili tanık beyanlarının hükme esas alınmasının doğru olmadığını, kadının davasının kabulüne ve lehine tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek;kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar, reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabulü, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi hükümleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.