"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, eş ve baba olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, küçük düşürücü davranışlarda bulunduğunu, küfür ve dayakla birlikte olmaya zorladığını, müvekkilinin evden dışarı çıkmasına izin vermediğini ve bu nedenle uzun yıllar akraba ve ailesini göremediğini, 19.11.2017 tarihinde yaşanan tehdit ve hakaret olayından sonra müvekkilinin evden ayrıldığını ileri sürerek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkiline gereken ilgi ve sevgiyi göstermediğini, sürekli tartışma çıkardığını, hakaret ve beddualarda bulunduğunu, onur kırıcı söz ve davranışları çocukların önünde gerçekleştirmekten kaçınmadığını, evliliğin çekilmez hale gelmesine sebebiyet verenin kadın olduğunu, tarafların aynı evde farklı odalarda birer yabancı gibi yaşamaya başladıklarını, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına ve asıl davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına şiddet uyguladığı, "sütü bozuk, orospu, kanı bozuk pis kürtler" diyerek hakaret ettiği, kadının ise erkeğe "inşallah traktörün altında kalırsınız, gelemezsiniz" diye beddualar ettiği, önceki evliliklerinden olan çocuklarını eve almadığı, kabul etmediği bu nedenle tartışma çıkardığı, evlilik birliğinin sarsılmasında erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir ve aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı ile tazminatlara yasal faiz uygulanmasına hükmedilmemesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlar, belirlenen kusur derecesi ve her iki davanın kabulü hususlarında isabetsizlik bulunmadığı, sürekli ve düzenli geliri bulunmayan kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleştiği, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, tespit edilen malvarlıkları, gelirler, hakkaniyet ilkesi gereğince hükmedilen nafakaların az olduğu gerekçesiyle kadın lehine ilk dava tarihinden itibaren aylık 750,00 TL tedbir nafakasına ve aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kusur ağırlığına, erkeğin sebebiyet verdiği hadiselerin kadının kişilik haklarının ihlali niteliğinde olmasına, ihlalin ağırlığına, boşanma ile kadın eşin diğer eşin en azından maddî desteğinden yoksun kalacak olmasına göre kadın lehine tazminat verilmesi koşullarının oluştuğu, ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, malvarlıkları ve gelirleri, evli kalınan süre, kişilik haklarının ihlali ve ihlalin ağırlığı, hakkaniyet ilkesi gereğince tazminat miktarlarının az olduğu gibi kadının tazminatlara faiz talebi ile ilgili olumlu olumsuz gerekçe ve hüküm bulunmadığı gerekçesiyle kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizleriyle birlikte 70.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıkların beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, kusur belirlemesinin ve tarafların ekonomik durumlarının yeniden araştırılmadan nafaka ve tazminat miktarlarının artırılmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, nafaka, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.