"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle davalı-karşı davacı erkeğin müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, ekonomik şiddet uyguladığını, sürekli maddiyat odaklı tartışmalar çıkardığını, bekarlık hayatındaki alışkanlıklarını devam ettirdiğini, yatakları ayırdığını, başka kadınlara sosyal medya üzerinden uygunsuz mesajlar gönderdiğini, başka bir yere gittiğinde sürekli müvekkilini arayarak rahatsız ettiğini, müvekkilini başka kişilere karşı mahçup ettiğini, müvekkiline bağırıp çağırdığını, gece vakti markete gönderdiğini, ev satın almak noktasında müvekkili ailesinden para almaya zorladığını, evdeki eşyalara zarar verdiğini, öfke patlamaları yaşadığını, tehdit ettiğini, sürekli ayrı yaşamamız gerekiyor şeklinde beyanlarda bulunduğunu, müvekkilini ailesinin misafir geleceğini bildiği halde ...'ye gitmeye zorladığını, sürekli bağırdığını, bu olaydan sonra müvekkilinin evden ayrıldığını, davalı karşı davacı erkeğin aile içerisinde kalması gerekli özel hususları üçüncü kişilere anlattığını, fiili ayrılık süreci içerisinde müvekkilini takip ettiğini, tehdit ettiğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde de, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, asıl kusurun davalı-karşı davacı erkekte olduğunu iddia etmiş, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı-karşı davalı kadının, müvekkilinin kazancının üzerinde isteklerde bulunduğunu, müvekkilini zora soktuğunu, ekonomik ve psikolojik olarak ezdiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, yemek yapmadığını, hiç merak edip aramadığını, sevdiğini söylemediğini, aile içi ortamlardan soğutmaya çalıştığını, müvekkilini ailesinden kıskandığını, müvekkilinin çocuk istemesine rağmen müvekkili ile münasebete girmekten kaçındığını, gizlice doğum kontrol ilaçları kullandığını, ailesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, ikinci cevap dilekçesinde de karşı dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı kadından kaynaklanan ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olacak bir vakanın mevcut deliller ile ispatlanamadığı, kadına atfedilecek kusurun bulunmadığı, erkeğin, kadına kusur olarak atfettiği vakıaları affettiği en azından hoşgörü ile karşıladığının tanık beyanları ve dosyada bulunan sosyal medya yazışma çıktılarından anlaşıldığı, buna karşın davalı-karşı davacı erkeğin öfkelendiğinde eşyaları yumruklayarak zarar verdiği, davacı-karşı davalı kadını ailesiyle görüştüğü zamanlarda yalnız bıraktığı, sair iddiaların dosyada bulunan belgeler ve tanık beyanlarıyla ispat olunmadığı gerekçesi ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, davalı-karşı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek, davalı karşı davacı erkeğin davasının reddine, davacı-karşı davalı kadının davasının kısmen kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların sosyal, ekonomik durumları davacı-karşı davalı kadının sabit ve düzenli geliri olması dikkate alınarak tedbir nafakası talebinin reddine, davacı-karşı davalı kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı-karşı davacı erkeğin birliğin temelinden sarsılmasında tamamıyla kusurlu olduğu, müvekkilin kusurunun bulunmadığı, davalı-karşı davacı erkeğin halen ortak hanede oturmaya devam ettiği, iddia ettikleri hususların tamamıyla ispat edildiği, müvekkili yararına tedbir nafakası koşullarının oluştuğu ve hüküm altına alınan tazminatların yetersiz olduğu, talepleri doğrultusunda tedbir nafakası ve tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek, reddedilen tedbir nafakası talebi ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; duyuma dayalı tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı, davacı-karşı davalı kadının tanık anlatımlarının duyuma dayalı olduğu ve müvekkiline kusur yüklenilemeyeceği, asıl kusurlu olan davacı-karşı davalı kadın olduğu, açmış olduğu davanın kabulü ile kadının davasının reddi gerektiği belirtilerek, davacı-karşı davalı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, müvekkili aleyhine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, tespit edilen boşanmaya ilişkin vakalar ile kusur derecelerinin doğru tespit edildiği, boşanmaya neden olan olaylarda, davalı davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı davalı kadının kusurlarının ispat edilemediği, bu nedenle asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, mahkemece kadın hakkında erkek tarafından ileri sürülen kusurlar yönünden, iddiaların af, hoşgörü kapsamında kaldığından bahisle kadının kusursuz kabul edilmesi kapsamında gerekçe açıklamasında da bir isabetsizlik görülmediği, davalı davacı erkek boşanmada tam kusurlu olduğundan 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi uyarınca, davacı davalı kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinde, davalı davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin ise reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, kadının çalıştığı, düzenli bir işi ve gelirinin olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumu, gelir miktarları dikkate alındığında, mahkemece kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri ve kusurun niteliği, evlilikte geçen süre, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, paranın alım ve erkeğin ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yerinde olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçelerinde ileri sürülen gerekçeler ile tazminatların miktarı ile reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğu belirterek istinaf dilekçelerinde ileri sürülen gerekçeler ile reddedilen davası, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında erkeğin karşı davasının reddi koşullarının oluşup oluşmadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusur belirlemesi ile kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmedilen tazminatların koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 4 üncü, 6 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası ile 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi ile 186 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine malların yönetimine ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden(re'sen) almak zorundadır . O halde; 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası ile 186 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı-karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-karşı davalı kadının reddedilen tedbir nafakası talebi yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakası yönünden davacı-karşı davalı kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Fatih'e yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran ...'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
23.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.