"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/109 E., 2022/241 K.
DAVA TARİHİ : 02.11.2016- 12.12.2016
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasından dolayı verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına ve kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; maddî ve manevî tazminata ilişkin hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 17.01.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı- davalı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf temyiz eden davalı- davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen günde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 250.000,00 TL maddî ve 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 12.02.2019 tarihli ve 2018/52 Esas, 2019/97 Karar sayılı kararıyla; kadının geçirdiği kazadan dolayı konuşma yetisini kaybettiği ve felç olduğu, bu dönemde erkeğin kadına tanık Mükerrem'in yanında "Geri zekalısın, aptalsın, Allah bildi de senin ağzını kapattı" tarzında sözler söylediği, tanık Şeyda'nın yanında "Ben hayatım boyunca sen lal olasın diye dua etmiştim, bedduam tuttu, öl geber de senden kurtulayım" tarzında sözler söylediği, erkeğin Ayşe isimli bir kadınla ilişkisinin bulunduğu, bu kadının tanık olarak dinlendiği ve beyanında erkekle 2011 yılına kadar ilişkisi olduğunu doğruladığı, bu kadına yönelik yaptığı harcamalara ilişkin belgenin Mahkeme dosyasına delil olarak girdiği, erkeğin bu belgeye karşı harcamaları inkar etmeyip, bu belgenin odasından rızası dışında alındığına ilişkin savunmada bulunduğu, evlilik birliğinin erkeğin güven sarsıcı hareketleri, hakaretleri ve küçük düşürücü sözleri nedeniyle temelinden sarsıldığı, kadına atfedilebilir kusur olmadığı gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, kadının mevcut gelirinin erkekten fazla olduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğundan kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi, erkeğin davasının reddi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; davalı- karşı davacı kadın vekili tedbir nafakası ve tazminatların miktarı, yoksulluk nafakasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2021 tarihli ve 2019/1222 Esas, 2021/1169 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı erkek vekili kusur belirlemesi, asıl davanın reddi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden; kadın vekili ise tazminatların ve tedbir nafakasının miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 16.12.2021 tarihli kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu gerekçesiyle bu yönden Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan tazminatlar ve tedbir nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 174 üncü maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davacı- karşı davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı bozmanın amacına uygun olmayıp azdır. O hâlde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları da dikkate alınarak davacı- karşı davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı- karşı davalı erkek vekilinin temyiz itirazının yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere reddine,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden davalı- karşı davacı kadın yararına BOZULMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden Semra'ya iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Basri'ye yükletilmesine,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL'lik vekâlet ücretinin Basri'den alınarak Semra'ya verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
17.01.2024 tarihinde oy birliği ile karar verildi.