"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İ
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise, kusur belirlemesi ile nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından; asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta İlk Derece Mahkemesince, asıl boşanma davasının reddi ve karşı boşanma davasının kabulüne ilişkin olarak verilen hüküm taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davacı- karşı davalı erkek vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı- karşı davalı erkek vekilinin reddedilen yönler dışındaki temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek dava dilekçesinde özetle; eşi ile anlaşamadıklarını, sürekli olarak tartıştıklarını, birbirlerine küstüklerini, bir evde iki yabancı haline geldiklerini, iki aydır ayrı yaşadıklarını, yeniden bir araya gelme ihtimallerinin olmadığını belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin sürekli olarak müvekkiline hakaret içerikli ve küçük düşürücü sözler söylediğini, müvekkilini sürekli aldattığını ve bu kadınların isimlerini telefonuna farklı isimler ile kaydettiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nakafasına, 25.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı- karşı davalı erkeğin, davalı- karşı davacı kadına ''seni istemiyorum, sevmiyorum, git babanın evine, boşanmak istiyorum'' şeklinde sözler söylediği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın reddine ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kusuru daha ağır olmayan, dava açmakla ayrı yaşamaya hak kazanan, düzenli geliri olmayan, ailesinin desteği ile geçinen, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan davalı- karşı davacı kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kusuru daha ağır yada eşit olmayan boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve bu olaylar nedeni ile kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına 7.500,00 TL maddî, 7.500,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine maddî ve manevî tazminat, nafaka tayini gerektiren herhangi bir tanık ve delil olmadığını, boşanma davasında tazminat isteyen kişinin, tazminat istenen kişiden daha az kusurlu olması gerektiğini, dava dosyasında kişilik haklarına saldırı teşkil eden bir hadisenin varlığının ispat edilemediğini, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mekemesinin tazminat ve nafakaya ilişkin kararının hatalı olduğunu, erkek eşin evlilik birliğinin yükümlülüğünü yerine getirmediğini, tarafların iki yıl boyunca imam nikahlı yaşadığını, müvekkilinin ısrarıyla resmi nikah kıyıldığını, erkek eşin müvekkiline sürekli hakaret ettiğini ve aldattığını, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının düşük olduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek eşin tam kusurlu olduğu, kadının ise kusurunun bulunmadığı ve bu belirmeye göre şartları oluşan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmediği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, kadının mevcut ve beklenen menfaatlerine, kişilik haklarına yapılan saldırının niteliğine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına göre, kadın yararına hükmolunan yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu gerekçesiyle kadın vekilinin istinaf başvurusunun yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarları, erkek vekilinin istinaf başvurusunun ise yoksulluk nafakasının irat ödeme şekli yönünden kabulü ile kadın lehine 12.500,00 TL maddî ve 12.500,00 TL manevî tazminata, evlilik birliğinin süresi, ortak çocuk bulunmaması, tarafların yeniden evlenme ihtimalleri nazara alınarak 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesi uyarınca yoksulluk nafakasının iki yıllık nafaka miktarına göre toptan ödenmesi suretiyle kadın yararına 12.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesine, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek asıl davanın reddi, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi,nafakalar ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında tarafların kusurlu olup olmadığı, kadın yararına nafaka, maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka ve tazminat miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun’un 169 uncu maddesi 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı-karşı davalı erkek vekilinin asıl boşanma davasının reddi ve karşı boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı- karşı davalı vekilinin diğer hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderlerinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine
23.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.