"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı hukuk muhakemeleri kanunu'nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının b bendi gereğince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 07.05.2016 tarihinde evlendiğini, tarafların ergin olmayan bir ortak çocuklarının olduğunu, davalı- davacı erkeğin, davacı-davalı kadına sürekli olarak hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını birlik görevlerini ihmal ettiğini, kök ailesi ile görüşmesini istemediğini, baskıcı ve kıskanç yapısının olduğunu ve kıyafetlerine karıştığını erkeğin ailesinin kadına kötü davrandığını, davalı erkeğin ortak konutu terk ettiğini iddia ederek evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesi, davacı kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, müşterek çocuk yararına 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası 100,000 TL maddî tazminat ve 100,000,00 TL manevî tazminat talep ve dava etmiştir.
II.CEVAP
davalı-davacı erkek vekili tarafından sunulan cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı-davalı kadın vekili tarafından sunulan dava dilekçesini kabul etmediklerini, davacı-davalı kadının kıskanç olduğunu, müşterek çocuğa konulan ve erkeğin babasının ismi olan ... " ismini istemediği ve ismin değiştirilmemesinin sürekli sorun haline geldiğini, 7 aylık müşterek çocuğu kendisinden habersiz kreşe yazdırdığını, çocuğa erkeğin annesinin bakmasını istemediğini, çocukla ilgilenmediğini çocuğa karşı umursamaz tavır takındığını, evlilik birlikteliği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, en son olarak erkeğin çalıştığı okulda küçülmeye gitmeleri sonucu işten çıkarıldığını kadına söylediğinde "defol git, sen ne işe yararsın, sana ben bakacağım" diyerek erkeğin üzerine yürüdüğünü, kavga çıkmasını istemeyen müvekkilinin evden ayrıldığını , eve döndüğünde kapının kilidinin değiştiğini iddia ederek davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan asıl davanını reddini, açmış oldukları davalarının kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine erkek yararına 100,000,00 TL maddî tazminat ve 100,000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin, yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlilik birliği içerisinde bir arada yaşadıkları dönemde davalı-davacı 'nın ve annesinin, davacı - davalı kadını aşağıladığı , hakaret ettiği , kök ailesinin gelmesini istemediği, eşi ve müşterek çocuğu ile ilgilenmediği, fiziksel şiddet uyguladığı ve müşterek konutu terk ettiği, davacı- davalı 'nın ise; müşterek çocuğun ikinci ismi olan "..." isminin davalı-davacının babasının ismi olması nedeniyle kullanılmasını istemediği, bu konuda problem çıkardığı , ismi değiştirmesi için baskı yaptığı, davacı- davalının müşterek çocuğun kız olmasını istediğini erkek çocuk istediği için davalı-davacıya tepki gösterdiği, evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediği, temizlik, ütü, yemek yapmadığı, davalı-davacının kök ailesi ile görüşmesini istemediği, akrabalarından kıskandığı için eşinin onlarla görüşmesini istemediği, işinden ayrılmak zorunda kalan davalı-davacı erkeği küçümsediği, lüks harcamalar yapmaya devam ettiği, müşterek evin dış kapısının kilidini değiştirdiği, bu haliyle evlilik birliğinde anlaşmazlığın ve fiili ayrılığın husule gelmesinde davalı-davacı erkeğin ağır kusurlu davacı-davalı kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin çocuğun yaşı gereği anne bakım ve şefkatine ihtiyaç duyduğu gerekçesiyle anneye verilmesine, baba ile şahsi ilişki kurulmasına, kadının çalıştığı ve düzenli geliri olduğundan tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, müşterek çocuk lehine aylık 700,00 TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesine, kusuru daha ağır ve eşit olmayan boşanmakla eşinin maddî desteğini yitirecek olan ve bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, ağır kusurlu erkeğin yasal koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1-Davacı- davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; evlilikte erkeğin ağır kusurlu olduğunu, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları miktarı ile tazminat miktarlarının düşük olduğunu, müvekkili lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerektiğini beyanla istinaf yoluna başvurmuştur.
2-Davalı- davacı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, beyanla, kadının kabul edilen asıl davası, velâyet düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile kadın lehine hükmedilen tazminatların kaldırılmasını, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, asıl davanın ve birleşen davanın ayrı ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde,
kusura ilişkin değerlendirmede, tedbir- yoksulluk nafakasının reddi, maddî-manevî tazminata hükmedilmesi ve miktarında, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle; taraf vekillerinin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğunu, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakaları miktarı ile tazminat miktarlarının düşük olduğunu, müvekkili lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı kadının evlilik birliğinin üzerine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını beyanla, kadının kabul edilen asıl davası, velâyet düzenlemesi, tedbir ve iştirak nafakaları ile kadın lehine hükmedilen tazminatların kaldırılmasını, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
Uyuşmazlık taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların boşanma davalarının kabulü, nafaka ve tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları ile müşterek çocuğun velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine , malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (4721 sayılı Kanun 169 uncu maddesi). O halde; 4721 sayılı kanunun 185 inci maddesinin üçüncü ve 186 ıncı maddesinin üçüncü uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
3.Yoksulluk nafakası talebinin kabul edilebilmesi için nafaka alacaklısının boşanma yüzünden yoksulluğa düştüğünün belirlenmesi gerekir. İlk Derece Mahkemesi'nce Davacı-davalı kadın hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında kadının çalışmadığı, gelirinin olmadığı, kirada oturduğu, davalı-davacı erkek hakkında yapılan ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanağında ise erkeğin önceden öğretmen olarak özel okulda çalıştığı, işten çıktığı ve 6 aydır işsizlik maaşı aldığı, aylık 475.00 TL kredi ödemesinin olduğu bildirilmiş, İlk Derece Mahkemesince kadının çalıştığı ve düzenli bir gelirinin bulunduğu gerekçesiyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. O halde, tarafların usulünce ekonomik ve sosyal durumunun araştırılıp, kadının çalışıp çalışmadığı, sürekli ve düzenli gelirinin bulunup bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceği, işten ayrılmış ise haklı nedenlerle ayrılıp ayrılmadığı hususlarının belirlenmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadının reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talebi yönünden kadın yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden ...'ye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.