"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/259 E., 2022/1154 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ipoteğin kaldırılması, satışın iptali, aile konutu şerhi konulması davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının kısmen onanmasına kısmen bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi talebi yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davaya konu taşınmazı devri temlik protokolü ile protokole müteakip Emlak Bankasından Beyoğlu 2. Noterliğinden 07.04.2009 gün ve 7994 sayılı ihtarmenin keşide ile alındığını, 13 yıldır aile konutu olarak kullandıklarını, hiçbir ihtiyaçları olmaz iken eşinin habersiz olarak evi sattığını, satın alan kişinin kredi kullandığını ve diğer davalı banka tarafından ipotek tesis edildiğini, satın alan kişinin de aynı evi satış yoluyla yine eski malik olan diğer davalı ...’a (davacının eşine) sattığını, ipotekli olarak davalı ...‘ın adına tescil edildiğini, ne satıştan ne de kurulan ipotekten haberi olmadığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne taşınmaz kaydına konulmuş olan yükümlülüklerin ve takyidatların terkinine, Mimaroba Mahallesi, Billur Caddesi, Şenay Sokak, 146 B Blok D:10 .../İstanbul adresinde bulunan ve tapuda, İstanbul ili ... ilçesi Mimarsinan Mahallesi 3744 parsel 146 B Blok 6+7 katta bulunan 10 numaralı bağımsız bölüm kaydına aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmişlerdir.
II. CEVAP
1. Dava dilekçesi davalı ...’a 15.08.2017 tarihinde bizzat tebliğ edilmiş, davalı ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
2. Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; banka ile davalılardan ... arasında 24.12.2014 tarihinde imzalanan konut kredisi sözleşmesi kapsamında konut kredisi kullandırıldığı,kullandırılan bu kredi ile dava konusu taşınmaz üzerinde 1. derece karz ipoteği tesis edildiği, ...’a kredi tesisi ve ipotek kullandırılması aşamasında eş muvafakatinin alındığı, davacı tarafın, taşınmazı devreden 3. kişinin eşi konumunda olduğu, bankanın taşınmazı devreden kişi ve bu kişinin eşi ile herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmadığı, kredi ödemelerin temerrüde düşülmesi üzerine kredi borçlusuna ihtarname çekilerek icra takip işlemleri başlatıldığı, İpotekli taşınmazın huzurdaki davanın davacısı ...’a devredildiği bu süreçte öğrenildiği, ...’a 4721 sayılı Kanun’un 887 nci maddesi uyarınca Beşiktaş 9. Noterliğinin 01.12.2015 tarih, 77273 yevmiye numaralı ihtarname gönderilerek ipotekli taşınmazı devralması nedeniyle ipotek maliki olarak borçtan sorumlu olduğu ihtar edildiği, davalı eşin de ayrıca ipoteğin fekki için dava açtığı ve kötü niyetli davranıldığını ileri sürerek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.06.2018 tarihli ve 2017/571 Esas, 2018/492 Karar sayılı kararıyla; dava konusu olup fekki istenen ipoteğin konulduğu sırada taşınmaz maliki davalı ... Durukan olup bu şahsın eşinin muvafakatnamesiyle konulan ipoteğin fekkini ancak o sırada taşınmaz maliki olanın eşi isteyebilecek iken davacının, eşinin maliki olmadığı sırada taşınmaza konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etme yetkisi bulunmadığı; dava konusu taşınmaz satışından sonra konulan ipotekle beraber taşınmazı devralan davacı eşinin bu ipoteğin fekkini talep etmesi hakkın kötüye kullanılması olup iyiniyet kuralı ile bağdaşmayacağı, ipoteğe konu borcun geri ödenmesinde ve ipotekli taşınmazın satışı yoluna gidilme ihtimaliyle karşılaşıncaya kadar herhangi bir itirazının ve talebinin olmadığı gibi taşınmaz maliki üçüncü kişi iken tapuya ... ilkesiyle işlem yapan hatta işlemi yapmadan önce malikin eşinin muvafakatini alan bankanın kazanımının korunmaması da hiçbir hukuk kuralı ile bağdaşmayacağı, söz konusu ipotek konulması esnasında tüm geçerlilik şartları yerine getirildiği, ipoteğin usulüne uygun olarak tesis edildiği, davacı tarafın iddia ettiği gibi bankanın bir üst satışın geçerli olup olmadığını araştırma yükümlülüğü bulunmadığı, banka basiretli tacir gibi davranarak ipotek tesis etmeden önce taşınmaz malikinin eşinin muvafakatini alarak üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirdiği gerekçesi ile davacının davasının ipoteğin fekki yönünden talebinin reddine; tapu sicil müdürlüğünden gelen yazı cevabından davacının henüz tapu sicil müdürlüğüne muraacat etmediği dolayısıyla red edilen bir başvuru bulunmadığı, yargısal konu haline gelmeyen aile konutu şerhi talebinde hukuki yararının olmaması gerekçesi ile aile konutu şerhi talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava konusu evin 13 yıldır aile konutu olduğunu, aile konutu iken ve hiçbir ihtiyaçları yok iken kendisinden habersiz satıldığını, kanun hükmü gereğince eşin rızası olmadan kurulan takyidatlar ile devirlerin geçersiz olduğunu, taşınmazda ikamet etmeyen ve taşınmazı aile konutu olarak kullanmayan alıcı ...’dan eş muvafakati aramasına rağmen, kredi tesisi ile katıldığı alım işlemi sırasında aile konutu olduğu sabit taşınmazın satışında eş muvafakatinin aranmamasının hatalı olduğunu, ipotek borcu bitinceye kadar sessiz kaldığı gerekçesinin de hatalı olduğu, tapuya giderek satışı öğrendiğini ve hatta aile konutu için başvuru sırasında takyidat ile birlikte konulabileceğinin bildirildiği dolayısıyla reddedileceği aşikar olan bir durum için başvurusunun aranmasının hatalı olduğunu, bankanın basiretli davranmadığını ileri sürerek kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı ... vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; karar başlığında vekilinin yer almadığını, taraf teşkilinin sağlanmadığını, davanın reddine karar verilmiş olması sebebiyle takdir edilmesi gereken vekâlet ücretinin sadece diğer davalılar vekili yararına takdir ve tayin edilmiş olmasının hatalı olduğunu ileri sürerek kararın kaldırılmasına esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
1.Bölge Adliye Mahkemesinin 02.02.2021 tarih ve 2018/2670 Esas, 2021/169 Karar sayılı kararı ile kadın dava dilekçesi ile dava konusu taşınmazın davalılardan ...'ya satış işleminin iptalini de talep ettiği halde Mahkeme bu konuda olumlu- olumsuz hüküm kurulmadığı, davacı kadının bu yönde açık bir istinaf talebi bulunmadığı gerekçesi ile yanılgıya işaret edinilmekle yetinildiğini; dava konusu taşınmaz davalı ...'ya devredilirken eş rızası alınmamış ise de devir işleminde taraf olmayan bankanın bu yönde bir yükümlülüğü bulunmadığı; dava konusu taşınmazın 29.12.2014 tarihinde davalı ... tarafından davalı ...'dan satın alındığı, satın alma işlemi sırasında taşınmaza banka lehine (konut kredisi) ipotek tesis edildiği, ipotek tesisi nedeniyle davalı ...'nın eşinden ipotek için rızasının alındığı, davalı ...'ın 18.06.2015 tarihinde dava konusu taşınmazı şerhler beyanlar ve rehin haklarının varlığını bilerek satın aldığını, taşınmazın Tümay tarafından ...'ya satışı sırasında davacı kadının rızası alınmamış ise de taşınmaz davalı ... tarafından ...'dan satın alındığına göre satış işleminin iptali konusunda davanın konusuz kaldığı; kadının takyidatlardan ari olarak aile konutu şerhi konulması talebinde bulunduğu, taşınmaz ipotekle yükümlü olarak davacı kadının eşi tarafından satın alındığı ve satın alma işlemi sırasında kadının rızası gerekmediğine göre aile konutu şerhi konulması talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olduğu; ipotek tesis edilirken taşınmazı satın alan ...'nın eşinden rıza alındığı, buna göre bankanın taşınmazın Tümay tarafından Ailla'ya devri konusunda rıza arama yükümlülüğü olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) ... alt bendi gereğince ipoteğin fekki ile aile konutu şerhi yönünden esastan reddine karar verilmiştir.
2. Davalı ... vekili vekâletname ibraz ettikten sonra Mahkemece vekil olarak kabul kararı verilmesi şart olmamakla birlikte karar başlığında Tümay vekilinin isminin yer almaması maddi hatadan kaynaklanıp yerinde düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre Tümay lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin ... olmadığı, davalılar arasında mecburi dava arkadaşlığı söz konusu olduğunu biri tarafından bu hususun istinafa getirilmesi diğerleri yönünden de hüküm kurulmasını zorunlu hale getirdiği gerekçesi ile davalı ...’ın vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle tüm davalılar yararına müştereken ve müteselsilen vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili tarafından tamamına yönelik temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairemizin 28.12.2021 tarihli ve 2021/8535 Esas, 2021/10155 Karar sayılı kararı ile dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü maddesinin korumasından yararlanabileceği, malik olmayan eşinin rızası olmaksızın yapılacak işlemlerin hükümsüz olduğunu, aile konutu niteliğinde olan taşınmaz malik olmayan eşten rıza alınmaksızın 29.12.2014 tarihinde davalı ...’a devredildiği, davalı banka tarafından da davalı ...'nın eşinden muvafakat alınmak sureti ile ipotek tesis edildiği, aile konutu olan taşınmazın eşin açık muvafakati alınmaksızın davalı ...’ya satışının kesin hükümsüz olduğu; her ne kadar ipotek tesis edilirken malik olan ...'nın eşinin rızası alınmışsa da, başından itibaren kesin hükümsüz olan işlem, devamında tesis edilen ipotek işlemini de hükümsüz hale getireceği; 4721 sayılı Kanun’un 194 üncü madde gereği davacı eş rızası alınmadan gerçekleşen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamına uyularak aile konutu olan taşınmazın malik olmayan eşten rıza alınmaksızın devredilmiş olması nedeniyle taşınmazın davalı ...'ya satışının kesin hükümsüz olduğu, kesin hükümsüz olan bu işlemin devamında tesis edilen ipotek işlemini de hükümsüz hale getireceği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) ... alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle hükmün kaldırılmasına, İstanbul ili ... ilçesi, Mimarsinan Köyü Cilt 98 sayfa 9701 ,3-5/1 pafta, 3744 parsel, 146B/6+7-bağımsız 10 nolu bölüm üzerine konulan 29/12/2014 gün 29425 yevmiye nolu ipoteğin kaldırılmasına, taşınmazın davacının eşi, davalı ... adına kayıtlanmış olması nedeniyle aile konutu şerhi talebi yönünden yasal yollar tüketilmediği için dava hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama giderleri, harç ve nispi vekâlet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; tapu kaydına güvenerek elde edilen kazanımlarının korunması gerektiğini, davacı tarafın kredi ve ipotek işlemlerinin tarafı dahi olmadığını, önceki satış işleminin iptaline ilişkin davanın reddedilerek kesinleştiğini, hukuken geçerli halde olduğu, hukuken geçerli satışa dayalı olarak kurulan ipoteğin de geçerli olması gerektiğini, davacı ve davalıların iş birliği içinde menfaat temin etmek için hareket ettiklerini, aile konutu şerhi talebine ilişkin kararında kesinleştiğini ileri sürerek; kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, aile konutu şerhinin konulması ile aile konutu üzerinde yapılan tasarrufların iptali davasında, uyulan bozma ilamı doğrultusunda karar verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 2 nci maddesi, 194 üncü maddesinin birinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, anlaşılmakla; davalı banka vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalı bankaya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.