"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/2033 E., 2022/1199 K.
DAVA TARİHİ : 27.12.2017 - 09.06.2018
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/975 E., 2019/779 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen davası, ortak çocuk ...için hüküm altına alınan nafaka miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davalı-davacı kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen davası, ortak çocuk ...için hüküm altına alınan nafaka miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usuli eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, ortak çocuk ...için hüküm altına alınan iştirak nafakası taraflarca istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-davacı kadın vekilinin, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle 12.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra davalı-davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışında gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılında evlendiği 2 çocuklarının bulunduğu davalı-davacının hiç bir sebep yokken 2016 Kasım ayında ortak konutu terk edip gittiği o zaman 1,5 yaşında olan Muhammet Talha' yı evinde bıraktığı çocuğa halen davacı-davalının annesinin baktığı, davalı-davacının gittiği zaman davacı-davalının hasta olduğu gittiğinden beri evde bıraktığı çocuğu arayıp sormadığı, götürdüğü küçük çocuğuda göstermediği davalı-davacı ve ailesi tarafından sürekli mesajlar ile tehdit edildiği seni süründüreceğim diye mesajlar attığı öldürteceğini söylediği kadınlık görevlerini yerine getirmediğini iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, ailesi ile görüşmesini yasakladığını, evden çıkmasına izin vermediğini, hamile iken dahi şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi uyarınca hayata kast ve pek kötü onur kırıcı davranış nedeniyle boşnama kararı verilmesini, ortak çocukların velâyetinin kendisine verilmesini, kendisi için aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar için 200,00'er TL tedbir-iştirak nafakasına hükmedilmesini, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesinin talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının 2016 yılının Kasım ayında müşterek evi terk ettiği ve küçük oğlu ...'yi yanında götürdüğü, ...'yı ise evde bıraktığı, ayrı yaşadığı sürelerde oğlu ...'yı arayıp sormadığı, diğer çocuğu ...'yi ise davacı-davalı'ya göstermediği, baba ile çocuğun arasındaki bağın kurulmasına engel olduğu, kadının evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmekten kaçındığı,bu sebeple tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, kadının ağır kusurlu olduğu, birleşen dosya davacısı kadının müşterek evden 2016 yılında ayrıldığı, davasını 09.06.2019 tarihinde açtığı, bu sebeple açmış olduğu davanın 6 aylık hak düşürücü süre sebebiyle reddine karar verildiği, dosya içerisindeki uzman raporları ile birlikte yargılama esnasında ortak çocuk ...'nın velâyetinin tedbiren anneye verilmesine rağmen annenin çocuğu almaması bu sebeple Mahkemece ortak çocuğun tedbiren velâyetinin tekrar babaya verilmesi de gözününde bulundurularak, tarafların uzun zamandır beraber yaşadıkları ebeveynlerde dikkate alınarak ortak çocuk ...' nın velâyetinin babaya, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye tevdine karar verildiği, kadının geliri olmadığından velâyeti babaya tevdi edilen ortak çocuk ... için iştirak nafakası hususunda karar verilmediği, velâyeti anneye tevdi edilen ortak çocuk ...için tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, çocuğun masrafları ve hakkaniyet ilkesi gereğince uygun miktarda iştirak nafakasına hükmedildiği gerekçesi ile kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklardan ...'nın velâyetinin babaya verilmesine, Muhammed için iştirak nafakası takdirine yer olmadığına, ortak çocuk ...'nin velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ...için aylık 500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın istinaf dilekçesinde özetle, davanın kabulü, reddedilen davası ve kusur belirlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün sair yönlerinin usul ve kanuna uygun olduğu ancak kadın tam kusurlu olduğundan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası şartlarının gerçekleşmemesi nedeniyle kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince bu talepler hakkında herhangi bir hüküm kurulmamasının yerinde görülmediği gerekçesi ile davalı-davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, İlk Derece Mahkemesi hükmüne davalı-davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine fıkrasının eklenmesine, sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı kadın temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen davası, ortak çocuk ...için hüküm altına alınan nafaka miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, tarafların davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 162 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadının ortak çocuk ... için hükmedilen iştirak nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı-davacı kadının diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.