"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmâl ettiği, kadına ekonomik ve fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, kadını tehdit ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlâl ettiğini, alkol kullandığını, iddia ederek davanın kabulü ile evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 750,00 TL tedbir nafakası ÜFE/TÜFE oranında arttırım yapılmak üzere aylık ayrı ayrı 750,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, ÜFE/TÜFE oranında arttırım yapılmak üzere, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî tazminat ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak 21.05.2018 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen davalı erkek tarafından cevap dilekçesi sunulmadı.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2019 tarih ve 2018/342 Esas, 2019/691 Karar sayılı kararı ile erkeğin, kadına hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, birlik görevini ihmâl ettiği ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı ve evlilik birliğinin sarsıldığı gerekçesiyle boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 250,00 TL tedbir nafakası, aylık ayrı ayrı 350,00 TL iştirak nafakası, kadının, düzenli ve sürekli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 350,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin kusurlu davranışının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, hakkaniyet ilkesi bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından tazminat ve nafakaların miktarları yönünden, davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 16.11.2020 tarih ve 2020/113 Esas, 2020/1422 Karar kararı ile ortak çocuklar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakalarının başlangıç tarihleri yönünden infazda tereddüt yaratılacak şekilde gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratıldığı, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasının arttırım talebi ile ilgili olumlu olumsuz karar verilmediği, erkeğe yüklenen kusurlu davranış yönünden gerekçeli kararın kendi içerisinde çelişkili olduğu belirtilerek İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf edilen yönlerden kaldırılmasına ve dosyanın gerekçede gösterildiği şekilde işlem yapılmak üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve güven sarsıcı davranışta bulunduğu, bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı gerekçesi ile ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları bir arada değerlendirildiğinde, ortak çocukların her biri yararına aylık ayrı ayrı 250,00 TL tedbir nafakası, her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırım yapılmak üzere aylık ayrı ayrı 450,00 TL iştirak nafakası, kadının, sürekli ve düzenli gelir getiren işi olmadığı, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, her yıl TÜİK tarafından belirlenen ÜFE oranında arttırım yapılmak üzere aylık 450,00 TL yoksulluk nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve hakkaniyet ilkesi bir arada değerlendirildiğinde kadın yararına 30.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı her iki taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili tarafından tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.10.2022 tarihli ve 2021/2004 Esas, 2022/1551 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesinin karar ve gerekçesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalı erkeğe, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen yasal süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmadığı, davacı kadına kusur isnadında bulunulmadığı, evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu belirtilerek davacı kadın vekilinin ve davalı erkek vekilinin istinaf başvurularının yerinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; İlk Derece Mahkemesince delil bildirme hakkı tanınmamasının hukuki dinlenilme hakkını ihlâl ettiği, dinlenen tanıkların yanlı olduğu, yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu ve hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadın yararına maddî tazminat ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve kusur durumu dikkate alındığında hükmedilen tazminatların ve nafakaların miktarlarının da fazla olduğu belirtilerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararın bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında evlilik birliğinin sarsılmasına sebebiyet verecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası, tedbir nafakası ve iştirak nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, cevap dilekçesi vermeyen davalının sonradan delil bildirme hakkının olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 127 nci, 128 nci, 129 uncu, 137 nci ve 140 ıncı maddeleri, 369 ncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 nci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 ncu maddesi, 174 ncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 nci maddesi, 182 inci maddesi, 327 nci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi;. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 nci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.