Logo

2. Hukuk Dairesi2022/9985 E. 2023/539 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında karşılıklı görülen boşanma davasında, erkeğin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte kusurunun bulunup bulunmadığı, kadın yararına manevi tazminat verilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ve hükmedilen nafaka ile manevi tazminat miktarının uygunluğu tartışmalıdır.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillerine, uygulanması gereken hukuk kurallarına, hukuki ilişkinin niteliğine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına, ve gerekçelerine göre usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacı erkek tarafından daha önce açılan boşanma davasının reddedildiğini ve kesinleştiğini, ortak hayatın yeniden kurulamadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin dördüncü ve birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin eve geç geldiğini, müvekkili sorduğunda alaycı cevaplar verdiğini, yatağı ayırdığını, eşi, evi ve çocuklarla ilgilenmediğini, müvekkiline "ben seni artık sevmiyorum" dediğini, başka bir kadın için evi terk ettiğini belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 3.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile müvekkilinin geliri ile alınan aile konutu ve satılan dairenin değerleri toplamı 700.000,00 TL maddî tazminata, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın birleşen dava dilekçesinde özetle; alacak davası niteliğinde 700.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminat talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkek tarafından daha önce 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davası açıldığı, reddedildiği, bu kararın 08.06.2015 tarihinde kesinleştiği, aradan üç yıllık sürenin geçtiği, tarafların ortak hayatı sürdürmek amacıyla yeniden bir araya gelmedikleri, bu durumda 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca koşulların gerçekleştiği gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca asıl davasının kabulüne, karşı dava yönünden ise erkeğin 2006 yılından itibaren eve geç gelmeye, bazen de gelmemeye başladığı, 2009 yılından sonra ise evi tamamen terk ettiği ... yerinde ve annesinin yanında kalmaya başladığı, bu dönemde kendisiyle görüşen kayınpederine "davalı-karşı davacının dört dörtlük bir insan olduğunu, ancak kendisini sevmediğini ve istemediğini" söylediği, boşanma davası açarak evliliğin bu aşamaya gelmesinde erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek herhangi bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca karşı davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, ortak çocuk Yağız lehine ergin olduğu tarihe kadar aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, boşanma davası açılmakla ayrı yaşamaya hak kazanan, kusuru daha ağır olmayan, boşanmakla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat talebinin reddine, alacak davası niteliğindeki maddî tazminat talebi hakkında usulen açılmış bir dava olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, kadının birleşen davasındaki maddî tazminat talebinin tefrikine, manevî tazminat talebinin derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı kadın vekili, erkeğin başka bir kadınla birlikte olduğunu ortak çocukların dile getirdiğini, tanıkların da duruşmada beyan ettiğini, manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin haksız olduğunu, müvekkili lehine hükmedilen nafaka miktarının çok düşük olduğunu belirterek, asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ile tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı-karşı davalı erkek tarafından daha önce açılan ve reddine karar verilen boşanma davasında, erkeğin tespit edilen kusurlarının kesinleştiği, erkeğin 2006 yılından beri eve düzenli gelip gitmemesi, bazen gelmemesi, eşine zaman ayırmamaya, ilgi göstermemeye başlaması, bunun için geçerli bir açıklama yapmaması ya da kadından kaynaklı bir neden göstermemesi yüzünden kadının hırçın ve agresif bir yapıya büründüğü, bu yüzden tedavi gördüğü, 2009 yılından sonra ise evi tamamen terk ettiği, ... yerinde ve annesinin yanında kalmaya başladığı, bu dönemde kendisiyle görüşen kayınpederine "davalı- karşı davacının dört dörtlük bir insan olduğunu, ancak kendisini sevmediğini ve istemediğini" söylediği, böylelikle evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğu, kadının kusur tespitine ilişkin istinaf talebinin kabulü ile taraflara yüklenen kusur oranları değişmediğinden boşanmaya neden olan kusurlu davranışlar yönünden İlk Derece Mahkemesinin karar gerekçesinin düzeltilmesine, hakkaniyet gereğince kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüyle kadın lehine aylık 1.750,00 TL yoksulluk nafakası verilmesine, erkeğin boşanmaya neden olan kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarını ihlal eder nitelikte olmasına rağmen kadının manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüyle lehine 60.000,00 TL manevî tazminat verilmesine, davalı-karşı davalı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın gerekçesiz olduğunu, kadın lehine manevî tazminat verilmesinin haksız ve yüksek miktarda olduğunu, yoksulluk nafakası miktarının artırılmasının hakkaniyetle ve ekonomik şartlarla bağdaşmadığını, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakasının miktarı ve manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; erkeğin kusurları karşısında miktarların az olduğunu, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; nafakaların ve manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında karşılıklı görülen boşanma davasında erkeğin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil edecek nitelikte kusurunun olup olmadığı, kadın yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen nafakaların ve manevî tazminatın miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ıncı maddesinin birinci ve dördüncü fıkrası ile 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.02.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.