Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10005 E. 2024/7585 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında kusurun tespiti, nafaka ve maddi manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/95 E., 2023/1919 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Uşak 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/187 E., 2022/452 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye mahkemesince kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece mahkemesince asıl ve birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki anlaşmazlık nedeni ile 09.10.2012 tarihinde Konya 4. Aile Mahkemesinin 2012/820 E. sayılı dosyası ile boşanma davası açıldığını, davanın reddedildiğini, tarafların dava açılmadan önce ayrı yaşamaya başladıklarını belirterek TMK 166/4 maddesi uyarınca boşanmalarını talep de dava etmiş, birleşen dava cevap dilekçesinde ise; kadının ailesi ile birlikte müvekkilini hor gördüğünü, köylü dediklerini ve maddî beklentilerinin bulunduğunu, kadının ailesine devamlı maddî destek sağladığını, TOKİ'de mevcut olan 10.000,00 TL paranın kadın tarafından müvekkilinin haberi olmadan çekildiğini ve ailesine verildiğini, kadının ailesi birlikte müvekkiline saldırdıklarını gömleğini yırttıklarını terlik fırlattığını, işyerine gelip kavga çıkardığını, küçük düşürdüğünü olayın kolluğa intikal ettiğini beyan ederek davanın reddine karar verilip 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine Konya 4.Aile Mahkemesinin 2012/820 Esas sayılı dosyası ile açtığı boşanma davasının davacının kusurlu olduğu kanaati ile reddine karar verildiği, davacının evlilik birliğine ticari bir müessese gibi baktığını, evlilik birliği sürecinde müvekkilinin maaşını önemsediğini, müvekkilinin maaş kartının davacının elinde durduğunu, müvekkiline ihtiyaçlarını giderecek kadar dahi harçlık bırakmadığını,müvekkilinin çocuklarının ihtiyaçları için davacıdan para istediğinde taraflar arasında sorun çıktığını, müvekkilinin çoğu zaman kendi ailesinden destek aldığını, davacının sürekli olarak maddî sıkıntı içerisinde olduğundan bahisle müvekkiline para sıkıntısı yaşattığını, herhangi bir yatırım olmadığı halde müvekkilinin bu borçlanmanın sebebini bir türlü çözemediğini, davacının eşi ve çocukları ile ilgilenmediğini, hafta sonları müvekkiline haber dahi etmeden kendi memleketi Karaman'a giderek orada kendi ailesiyle ve yeğenleriyle vakit geçirmeyi tercih ettiğini, davacının müvekkilinin ailesi ile görüşmesini istemediğini, müvekkilinin safra kesesi ameliyatı olacağında ailesinin müvekkili ve çocukları ile ilgilenmek için geldiğini, davacının bunu sorun ettiğini, kavga ederek davacının 2012 yılında evi terk ettiğini ve bir daha ortak haneye geri dönmediğini, müvekkilinin safra kesesi ameliyatında 4. çocuğuna hamile oludğunu öğrendiğini, müvekkilinin davacıya çocuklarının olacağı için evliliklerini sürdürmeleri gerektiğini söylediğini, davacının kesinlikle yuvayı kurtarmaya yanaşmadığını, müvekkilinin davacıdan maaş kartını alması sonucu davacının ortak hayatı müvekkiline çekilmez hale getirdiğini, tarafların ortak çocuklarından ...'ın %56 özürlü olması nedeniyle merkeze gidip geldiğni, tarafların fiili birliktelikleri döneminde dahi davacının bu çocukla ilgilenmediğini, tarafların artık bir araya gelmelerinin mümkün olmadığını, beş yıldır ayrı yaşadıklarını, davacının aile bilincine sahip olmadığı için evi terk ettiğini, müvekkilinin babasız çocuk büyüttüğü için maddî ve manevî olarak çok yıprandığını, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocuklardan ... için 400,00 TL, ... için 400,00 TL, ... için 300,00 TL, Zeynep Ecem Durmaş için 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen son kararı ile; tarafların 28.06.1996 tarihinde evlendikleri, müşterek dört çocukları olduğu, davacı-davalı erkeğin Kütüphane Müdürü, davalı-davacı kadının öğretmen olduğu, davacı-davalı erkeğin 2012 yılından beri ayrı yaşadıklarını, kendisinin açtığı ilk boşanma davasının reddine karar verildiğini, bu kararın kesinleşmesinden sonra aile olarak bir araya gelmediklerinden TMK 166/4 maddesi uyarınca evlilik birliği temelinden sarsıldığından boşanma talebinde bulunduğu, davalı-birleşen dosya davacısı kadının 5 yıldır ayrı yaşadıklarını, 2012 yılında hamile iken eşinin evi terk ettiğini, maaş kartının eşinin elinde olduğunu, harçlık dahi vermeyip kendisinin ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılamadığını, ilgi alaka sevgi saygı göstermediğini sadece maaşını önemsediğini, özürlü çocukları olduğunu onunla hiç ilgilenmediğini ailesiyle görüşmesine izin vermediğini, haber vermeden Karaman'a kendi ailesinin yanına sık sık gittiğini, ameliyat olduğunda ilgilenmediğini, erkeğin kusurlu olduğunun daha önce açtığı boşanma davasının reddi ile ispatlandığını, çocukları için evliliği devam ettirme isteğinin karşı tarafça kabul edilmediğini savunup iddia ettiği, asıl dava yönünden; mahkemenin 2017/318 Es. 2019/91 K. Sayılı tarihli kararı ile TMK 166/4 maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına ilişkin karar istinaf edilmeyerek kesinleştiğinden yeniden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı erkeğin velayet talebinin reddine, istinaf Mahkemesini kaldırma ilamı öncesi verilen hükmün boşanma yönünden kesinleşmiş olması ve bu davada erkek lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda hüküm tesis edilmiş olması, verilen bu hükmün ise kaldırma sonrası maddi ve manevi tazminat talebine ilişkin olması sebebi ile istinaf kaldırma ilamı öncesi yapılan yargılama gideri ve davacı erkek lehine takdir edilen vekalet ücreti kesinleştiğinden bu hususlarda yeniden bir karar verilmesine yer olmadığına, bozmadan sonra Davacı ... tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine, birleşen boşanma davası yönünden; asıl davada tarafların boşanmalarına ilişkin verilen karar kesinleştiğinden birleşen boşanma davası konusuz kaldığından boşanma hususunda yeniden karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuklar ... ve ...‘ın yargılama sırasında reşit oldukları anlaşıldığından velayet hususunda bir karar verilmesine yer olmadığına, müşterek çocuk 04/04/2013 doğumlu, ...’ın velayetinin davacı anneye bırakılmasına,baba ile şahsi ilişki tesisine, tarafların müşterek çocukları 04/04/2013 doğumlu ... lehine dava tarihi olan 16/05/2017 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00.TL tedbir nafakası takdirine, takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar tedbir nafakası, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, mükerrer tahsilata sebebiyet vermemek kaydıyla Sarayönü Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15/05/2013 tarih, 2012/127 Esas ve 2013/190 Karar sayılı dava dosyasıyla takdir edilen tedbir nafakaları tahsil edilmiş ise mahsubuna, müşterek çocuk için harcanmak üzere davalı babadan alınarak velayeten davacı anneye verilmesine, davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL maddi tazminat ile 20.000,00 TL manevi tazminatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı kadının çalıştığı, düzenli geliri bulunduğu anlaşıldığından tedbir nafakası talebinin reddine, davacı kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının ailesi ile birlikte müvekkilini hor gördüğünü, köylü dediklerini ve maddî beklentilerinin bulunduğunu, kadının ailesine devamlı maddî destek sağladığını, TOKİ'de mevcut olan 10.000,00 TL paranın kadın tarafından müvekkilinin haberi olmadan çekildiğinive ailesine verildiğini, kadının ailesi birlikte müvekkiline saldırdıklarını gömleğini yırttıklarını terlik fırlattığını, işyerine gelip kavga çıkardığını, küçük düşürdüğünü olayın kolluğa intikal ettiğini beyan ederek birleşen davanın reddine karar verilip, lehine 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespiti, tazminat ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur tespiti, nafaka ile maddî ve manevî tazminatlara hükmedilmesi şartlarının mevcut olup olmadığı; mevcutsa miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 181 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.