"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1047 E., 2023/1519 K.
KARAR : Kısmen kabul
İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/568 E., 2023/47 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine kadının ziynet alacağı davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine ziynet alacağı davasının tefrikine karar verilmiştir.
Kararın davalı- davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 07.09.2014 tarihinde evlendiklerini, fiili evliliklerinin 5 ay sürdüğünü, bu beş ay içinde davacının adeta bir esir, köle hayatı yaşamak zorunda bırakıldığını, tarafların 4 aydır fiilen ayrı yaşadıklarını, davacının 6,5 aylık hamile olduğunu, davalının davacının kişiliğini yok sayarak köle hayatına zorladığını, daha evliliğin birinci haftasında davacının kendi ailesine el öpmeye gitmek istediğinde "davalı senin ailen artık onlar değil, benim ailemdir, ziyarete gerek yok" dediğini, davalının inancına göre kadın kendi ailesini ne kadar az görürse evliliğin o kadar iyi yürüyeceğini, bu nedenle davalının davacının Konya’ya ailesini görmeye gitmesine, akrabaları ile görüşmesine yasak koyduğunu, davacının telefonla dahi görüşmelerinde kendisi, annesi yada kız kardeşinin davacının yanında bulunduklarını, bir seferinde davalının davacının annesine “sen kızınla ne konuşuyorsun, ... artık ... değil, ..., beni dinden imandan çıkarma, kötü sözler söyletme” diyerek çıkıştığını, davalının babasının davacının babasına davacıyı yatılı olarak kalmaya göndermeyeceklerini, aile geleneklerinde böyle bir uygulamanın olmadığını söylediğini, davalının davacıyı ayrı bir aile ortamında yaşatmak yerine kendi aile ortamında yaşamaya zorladığını beyan ederek tarafların boşanmalarına, davacı için aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ile 200 gram altın değeri 20.800,00 TL alacağın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini, birleşen dava dilekçesi ile yeni doğan çocukların velâyetinin anneye verilmesini ve aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların tamamının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacıya kesinlikle köle ve esir hayatı yaşatmadığını, tarafların evlendikleri günden beri sürekli gezdiklerini, davacının ailesinin ve akrabalarının yanına her ay gittiğini, davacının canı nereye gitmek isterse davalının götürdüğünü, müvekkili işte iken davacının kendi başına çarşıya gidip gezdiğini, evlendikten birkaç gün sonra tarafların Konya’ya davacının ailesinin eline öpmeye gittiklerini, müvekkilinin kesinlikle "ziyarete gerek yok" gibi bir cümle kullanmadığını, davacının her ne kadar telefonla görüşemediğini iddia etse de istediği zaman ailesiyle görüşebildiğini, müvekkilinin babasının kesinlikle davacının babasına "kızını yatılı olarak göndermeyiz" demediklerini, bildirerek davacının boşanma ve altın alacağı davasının reddine, karşı boşanma davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına, 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 26.09.2017 tarih ve 2015/476 Esas, 2017/864 Karar sayılı kararı ile; davalının davacının ailesiyle görüşmesine izin vermediği, bağımsız bir ev açmadığı, bu hususun zabıta araştırmasıyla da sabit olduğu anlaşılmakla davalı-davacı kocanın boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu, gerekçesi ile; erkeğin açtığı boşanma davasının reddine, kadının açtığı davanın kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, davacı-davalı yararına aylık 150,00 TL tedbir, aylık 250,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, davacı-davalı kadının manevî tazminat talebinin reddine, davacı-davalının ziynet alacağı davasının kabulü ile 187,97 gram 22 ayar altının dava tarihi itibariyle alış fiyatı olan 94,30 TL hesaplanarak 17.725,57 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-davalıya ödenmesine, fazlaya ilikşin talebin reddine, davalı-karşı davacı tarafından terk nedeniyle açılan boşanma davasının reddine, davalı-karşı davacının boşanma davasının reddine, velâyet ve kişisel ilişki tesisine ilişkin birleşen davanın kabulü ile ortak çocuğun velâyetinin davacı-karşı davalı anneye verilmesine, davalı-karşı davacı baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilikşi kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir, aylık 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili, reddedilen nafaka ve tazminat talepleri yönünden; erkek vekili ise ;kusur tespiti ve kadının davasının kabulü, reddedilen kendi davası yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 01.07.2021 tarih ve 2021/84 Esas, 2021/1325 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece davalı davacı erkeğin dinlenmeyen tanıklarının Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 243. ve devamı maddeleri uyarınca usulüne uygun olarak dinlenilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek tarafların kusur durumları, boşanmanın ferileri, velâyet ve ziynet alacağı davasının buna göre sonucu bağlanması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin; ayrıca davacı- davalı kadın tarafından açılan birleşen davada ön inceleme duruşması yapılmadan dosya birleştirildiği, birleştirme kararı ile dosyanın gelmesinden sonra da, bu eksiklik tamamlanmadığı gibi, taraflara birleşen davaya ilişkin olmak üzere delil sunma imkanı tanınmadan yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasının savunma hakkını kısıtlayan ve adil yargılanma hakkını etkileyen önemli bir usul hatası olduğu gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacının ailesiyle görüşmesine izin vermediği, bağımsız bir ev açmadığı, bu hususun zabıta araştırmasıyla da sabit olduğu anlaşılmakla davalı-davacı kocanın boşanmaya yol açan olaylarda tam kusurlu olduğu gerekçesi ile; kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin terk nedenine ve evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı davalarının reddine, birleşen dava yönünden; ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının asıl ve birleşen davası, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafaka miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk derece mahkemesince verilen ilk kararda; davacı kadın lehine aylık 150 TL tedbir, 250,00 TL yoksulluk nafakasına, 10.000,00 TL maddî tazminata, ortak çocuk için aylık 150,00 TL tedbir, 200,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının manevî tazminat talebi ile davalı davacı erkeğin karşı davasının reddine karar verildiği, anılan ilk kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmediği, İlk Derece Mahkemesince verilen son kararda usuli kazanılmış hakka aykırı olacak şekilde, iştirak ve yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarları artırılması ile kadın yararına manevî tazminata hükmedilerek hüküm kurulmasının doğru olmadığı gerekçesiyle, belirtilen yönlerden İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümleri kaldırılarak davacı-karşı davalı yararına aylık 150,00 TL tedbir, 250,00 TL yoksulluk nafakası ile 10.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, ortak çocuk yararına aylık 150,00 TL tedbir, aylık 200,00 TL iştirak nafakasının davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine; erkeğin sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının asıl ve birleşen davasının kabulü, kendi davasının reddi, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve nafaka miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının asıl ve birleşen davasının kabulü, erkeğin davasının reddi, kusur belirlemesi, tazminatlar, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup
davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.