Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10044 E. 2024/3613 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı bankanın, davacının rızası olmadan eşinin ipotek ettirdiği ve sonrasında cebri icra yoluyla satın aldığı taşınmazın aile konutu olup olmadığı ve davanın konusuz kalıp kalmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Taşınmazın cebri icra yoluyla davalı bankaya geçmesiyle ipoteğin işlevini yitirmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı, davacının ipotek tesisinde rızasının bulunmadığı ve taşınmazın aile konutu olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1933 E., 2023/1682 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/960 E., 2023/386 K.

Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve tapu kütüğünün düzeltilmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; eşi ...'in aile konutu olan taşınmazı üçüncü şahıs olarak ... Yapı Emlak adına ipotek ettirdiğini aile konutunun üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, verilen tahliye kararının en kısa sürede iptaline ve tapu kütüğünün düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taşınmazın icra ihalesi sonucu müvekkili bankaya ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesiyle birlikte de taşınmazın müvekkili banka adına tescil edildiğini, taşınmazın aile konutu olduğuna yönelik herhangi bir kayıt bulunmayan taşınmaz üzerine kredi karşılığında 24.10.2014 tarihinde ipotek tesis edildiğini, konutun aile konutu olduğu düşünülse dahi bu konutun aile konutu olabileceğini bilebilecek durumda olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 06.04.2021 tarihli, 2019/649 Esas 2021/147 Karar sayılı kararı ile; davanın kabulüne, Balıkesir ili, ... ilçesi, ... Mah/Köyü, ... Mevkii, 711 parsel sayılı avlulu kargir ev niteliğindeki taşınmazın aile konutu olduğu anlaşılmakla 4721 sayılı TMK'nin 194 ve 1024 maddeleri uyarınca davalı ... AŞ lehine ve adına olan 24.10.2014 tarih, 19035 yevmiye numaralı ipotek işlemi ile işbu işleme dayanak cebri satış ile oluşan yolsuz tescilin ayrı ayrı iptali ile taşınmazın önceki maliki ve davacının eşi olan ... adına düzeltilerek kayıt ve tesciline, davacının tahliye kararının iptaline ilişkin talebinin dava konusu uyuşmazlıkla ilgisi tespit edilemediğinden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, Davalı .... vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, Bölge Adliye Mahkemesinin. 24.09.2021 tarihli, 2021/1510 Esas, 2021/1351 Karar sayılı kararıyla davanın davacının eşi ...'in hak alanını da ilgilendirdiği, ancak davacının eşi ...'in bu davada taraf olarak yer almadığı, davacının eşine tebligat yapılarak, varsa delilleri toplandıktan sonra karar verilmesi gerekirken eksik hasımla karar verilmesinin yanlış olduğu, bu durumun kamu düzenini ilgilendirmesi nedeni ile de davalı vekilinin istinaf isteminin yerinde olduğu gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına dosyanın İlk Derece Mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dava konusu taşınmaz üzerine 24.10.2014 tarihinde ipotek tesis edilmiş davalı banka tarafından 2016 yılında takip başlatıldığı davacı tarafından 05.05.2017 yılında taşınmaz üzerine aile konutu şerhi işlendiği, davalı bankanın ipotek koyduğu tarihte tapu kaydı üzerinde bu yönde şerh bulunmadığı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 1023 üncü maddesi gereğince tapu kütüğüne tescile iyi niyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin kazanımının da korunacağı emredici hükmü karşısında davalı bankanın aile konutu şerhinin konulduğu tarihten önce tapuya güven ilkesinin koruyuculuğundan faydalanmaması için bir sebep olmadığı kaldı ki ... ile dava dışı şirket arasındaki anlaşmazlıklar ve iddialar dava konusu uyuşmazlığın konusu olmadığı davalı bankanın iyiniyetle hareket etmediğine de delil teşkil etmediği gerekçesi ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın reddi kararının yanlış olduğunu, ipoteğin kaldırılması gerektiğini, tapu kaydının düzeltilmesi gerektiğini, tahliye emrinin iptal edilmesini istediklerini bildirerek, tüm yönlerden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı, davalı eşinin malik olduğu aile konutu üzerine diğer davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, bu işleme rızasının bulunmadığını belirterek ipoteğin kaldırılarak taşınmazın davalı eşi adına tescilini istediği, ipoteğin 24.10.2014 tarihinde tesis edildiği, ipotek tesis edilen taşınmazın yapılan takip sonucu ihale ile cebri icra sonucu davalı bankaya satıldığı, taşınmazın mülkiyetinin cebri icra ile satılmakla davalı bankaya geçtiği, bu nedenle dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin işlevini yerine getirdiği, davanın konusunun kalmadığı, davanın konusu kalmadığından tarafların haklılık durumlarına bakıldığında, ipotek tesisi sırasında davacının rızasının bulunmadığı, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, davalı bankanın basiretli tacir gibi davranmadığından iyi niyetli olduğundan bahsedilemeyeceği, davacının dava açmakta haklı olduğu, bu nedenle yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılardan ortaken ve müteselsilen alınması gerektiği gerekçesi ile davacının istinaf talebinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesinin kararının tamamının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasına, davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına, davanın açıldığı tarihte davacı dava açmakta haklı olduğundan yargılama giderlerinin ve vekâlet ücretinin davalılardan ortaken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı banka vekili; davacının kötü niyetli olduğu, taşınmazın aile konutu sıfatını gerçekte taşımadığını, ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, banka aleyhine yargılama giderlerine ve vekâlet ücretin hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, dava konusu taşınmazın aile konutu olup olmadığı, davanın kabulü ile yargılama gideri ve vekâlet ücretinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı, 193 üncü ve 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere,

uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.