"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2017/12 E., 2023/76 K.
DAVA TARİHİ : 12.08.2009
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret/Karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki katılma alacağı ve ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin iadesi davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece katılma alacağı yönünden davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, ziynet eşyaları yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkiline ait olan 22 ayar 5 adet çift burgulu bilezik, 20 ayar 2 adet Adana burgu bilezik, 14 ayar takı seti, 20 ayar 3 adet geniş bilezik ile müvekkilinin kıdem tazminatı ve işçilik alacağı ile alınan 20 ayar 5 adet Adana burgu bilezik ve 1 adet 22 gr ayar geniş künye bileziğin müvekkiline iadesini, mümkün olmaması halinde değeri olan 12.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini; evlilik birliği içinde davalı adına alınan aracın da yarısının müvekkili adına tescilini, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasını talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 22.09.2010 tarihli dilekçesinde; aracın değerinin takriben 8.000,00 TL, talep edilen hisse değerininde 4.000,00 TL olduğunu açıklamıştır.
3. Davacı kadın ve vekili 19.09.2013 tarihli celsede; araç yönünden tescil değil, bedelinin yarısının tahsilini talep ettiklerini beyan etmişlerdir.
4. Davacı kadın vekili 17.11.2022 tarihli ıslah dilekçesinde; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere dava dilekçesinde araca ilişkin katılma alacağı ve değer artış payı alacağı olarak 4.000,00 TL alacak talebi, ziynet eşyasına ilişkin talepleri baki olmak üzere dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte toplam 24.274,04 TL olarak ıslah ettiklerini beyan etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek cevap dilekçesinde; nişan töreninde takılan altınları davacının ailesinin örf ve adet gereği diyerek aldığını, davacının babasının evinin tadilatı için setin bozdurulduğunu, 2 adet bileziğin de aracın alınmasında kullanıldığını, diğer ziynet eşyalarının davacıda olduğunu belirterek; davanın reddini savunmuştur.
2. Davalı erkek vekili 02.12.2022 tarihli dilekçesinde; ıslah edilen kalemler yönünden zamanaşımının dolduğunu, birden fazla ıslah yapmanın mümkün olmadığını, bozmanın müvekkili lehine olduğunu, müvekkili lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunu, bozmaya uygun araştırma yapılmadığını beyan etmişlerdir.
III. MAHKEME KARARI
1. Dava, boşanma davası ile birlikte açılmış olup 06.05.2010 tarihinde boşanma dava dosyasından ayrılmasına karar verilmiştir.
2. Mahkemenin 03.03.2015 tarih ve 2010/136 Esas, 2015/69 Karar sayılı ile, tafsiye konusu 16 H 1705 plakalı aracın satış nedeniyle 24.05.2002 tarihinde davalı adına tescil edildiği, aracın edinilmiş mal olduğu, davacının katılma alacağı hakkı olduğu, aracın karar tarihine yakın tarihteki değerinin yarısı oranında davacının 2.500,00 TL katılma alacağı olduğu, davacının faiz talebi olmadığı; ziynet eşyaları ile ilgili ispat külfetinin davacı üzerinde olduğu, davalı asılın cevap dilekçesinde davacının babasının evinin tadilatı için set takımını bozdurduklarını, tasfiye konusu olan araç alırken de 2 adet bileziği bozdurduklarını beyan ettiği, davalının davacının babasının evi diye belirttiği evin tarafların birlikte oturdukları ev olduğu, davalının bu ziynet eşyalarının geri iade edilmemek üzere verildiğini ispat edemediği, davacının talep ettiği diğer ziynet eşyaları ile ilgili davasını ispat edemediği, yemin teklifinde de bulunmadığı gerekçesiyle; davacının araca yönelik katılma alacağı talebinin kısmen kabulüyle 2.500,00 TL'nin tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine davacının ziynet eşyaları talebinin kısmen kabulüyle 22 ayar adedi 21 gramdan 2 adet Adana burgu bileziğin (1.890,00 TL) ve 14 ayar 58,50 gram 1 adet set takımının (2.135,00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam bedelleri olan 4.025,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından reddedilen ziynet eşyaları yönünden ve davalı erkek vekili tarafından kabul edilen ziynet eşyaları ve katılma alacağı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 31.10.2016 tarih ve 2016/16952 Esas, 2016/12334 Karar sayılı kararı ile, somut olayda, davacının dava dilekçesinde ziynet eşyalarının davalıda kaldığını, davalının iade etmediğini belirterek ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedelinin tahsil ile davalı adına kayıtlı 16 H 7015 plakalı aracın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere aracın 1/2 hissesine isabet eden değerinin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsilini istediği; davalının işbu taleple ilgili 2 adet bileziğin araç alımında kullandığına dair beyanda bulunduğu, davacı tanığı Seher C.'nin ise davacının işten ayrıldığında aldığı kıdem tazminatına karşılık 5 tane adana burgu bilezik ile bir adet künye aldığını, ortak çocuklarının sünnet düğününde 2 adet bilezik takıldığını bu takıların bozdurularak davalının araç aldığını beyan ettiği, aracın 29.04.2002 tarihinde edinildiği, Mahkemece, Türkiye Sigorta Birliğinin 15.05.2013 tarihli yazısı kapsamında Renault marka aracın 2013 yılı ocak ayı bedel kaydı getirtilerek salt bu kayıt esas alınarak tespit edilen araç değerinin yarı oranında davacı kadının bu araçta olacağı olduğunu belirtir bilirkişi raporuna bu yönden itibar edilemeyeceği; davacının araçla ilgili talebinin açıklanan esaslar çerçevesinde incelenerek neticesine göre karar verilmesi gerektiği, Mahkemece; bu konuda uzman bilirkişiden tarafların beyanları, sunmuş oldukları tüm deliller birlikte değerlendirilerek rapor alınması, davalının sorumlu tutulabileceği katılma alacağının mükerrer tahsilata da yol açmıyacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilerek davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile kararın bozulmasına, davacı kadın vekilinin tüm, davalı erkek vekilinin de bozma kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 03.07.2022 tarihli bilirkişi raporunun olaya uygun, gerekçeli, denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, bozma sonrası alınan bilirkişi raporunda davacının katılma alacağı bozma öncesi alınan bilirkişi raporuna göre yüksek çıkmış ise de bozma ilamında davacının tüm temyiz sebeplerinin reddine yönelik hüküm tesis edildiğinden davalı lehine oluşmuş usulü kazanılmış hak da gözetilerek karar verildiği; davacının ziynet eşyaları talebi yönünden bozma hükmü bulunmadığından davacının ziynet eşyaları talebi yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığı gerekçesiyle; davacının araca yönelik katılma alacağı talebinin kısmen kabulüyle 2.500,00 TL'nin tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacının ziynet eşyalarına yönelik talebi yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu, bozmaya uygun karar verilmediğini, aracın alınmasında kullanılan ziynetler yönünden mükerrer alacağa sebebiyet verildiğini, hem ziynet eşyalarının bedelinin iadesi hem katılma alacağına karar verilmesinin hatalı olduğunu, bozma ilamında belirtilen hususların araştırılmadığını, altın setin de davacıya ait evin tadilatı için bozdurulduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunun hesaplandığı 13.05.2014 tarihli rapora göre karar verilmesi gerektiğini, delillerin tamamının toplanmadığını, savunma hakkının ihlal edildiğini, müvekkili lehine boşanma davasında tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalı lehine usuli kazanılmış hak oluştuğunun kabul edilemeyeceğini, alacağın karar tarihine en yakın tarihteki değer üzerinden hesaplanması gerektiğini, kararının usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, mükerrer alacağa sebebiyet verilip verilmediği, usuli kazanılmış hak oluşup oluşmadığı, bozmaya uygun araştırma ve inceleme yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, artık değere katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ncı maddesi, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
20.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.