"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/774 E., 2023/1272 K.
KARAR : İsitinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Küçükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/901 E., 2022/19 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; 1995 yılında evlenen tarafların müşterek dört çocukları olduğunu, kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin fiilen son bulduğunu, sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini sürekli aşağıladığını, kavgalar çıkarttığını, kullandığı telefon hattının müvekkilinin eline geçmesi ile eşinin kendisini aldattığını, başka erkeklerle konuştuğunu, buluştuğunu, uygunsuz fotoğraflar paylaştığını öğrendiğini, saldırgan ve hakaret dolu davranışlar sergilediğini, yaşanan olaylarda tam kusurlu olduğunu belirterek tarafların TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına, reşit olmayan çocukların velayetinin müvekkiline verilmesi ile müvekkili yararına 50.000'er TL maddi-manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesi vermemiş, vekili beyan dilekçesinde özetle; davacının aynı gerekçelerle 2018 yılında açtığı boşanma davasından feragat ettiğini, feragat sonrasında birlikte yaşamaya devam ettiklerini, boşanma davasının açılmasından sonra müvekkilinin 2020 Mart ayında hamile kaldığını, 2 aylık hamile iken davacının anne ve babası ile akrabalarının çocuğu alınması için baskı yaptıklarını, baskılar üzerine çocuğunu aldırıldığını, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ailesine sahip çıkmadığını belirterek davanın reddine, boşanma halinde velayetin müvekkiline verilmesine, mahkemece nafaka takdiri ile müvekkili yararına 50.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında daha önce görülen Bakırköy 6. Aile Mahkemesi'nin 2018/869 Esasında açılan boşanma davasının feragat nedeniyle reddine karar verildiği, kadının gebeliğe ilişkin epikriz raporunda isteğe bağlı tıbbi tahliye tespiti yapıldığı, davacının rızasının alındığının ispat olunamadığı, kadının aile sorumluluğunu taşımadığı, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuklar ... , ..., ... ve ...'nın velayetlerinin davalı anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisine, davacının maddi tazminat talebinin reddine, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; iddiaların feragat ile sonuçlanan davada ileri sürülüp kusur belirlemesinde hükme esas alınması, dava açıldıktan sonra müvekkilinin hamile kaldığını, davacının boşanma iradesinin olmadığını, birlikte yaşama devam ettiklerini, ileri sürülmeyen olayların hükme esas alınması, af veya hoşgörü kapsamında dayanak olaylar nedeniyle boşanmaya karar verilmesi, aleyhe manevi tazminata hükmedilmesi, çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuş, kararın kaldırılması ile davanın reddine, kadın ve müşterek çocuklar yararına nafaka ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile,; "...Davacı erkeğin 12/11/2018 tarihinde açtığı boşanma davasından 08/03/2019 tarihinde feragat ettiği, dolayısıyla davadan feragat ettiği tarihten önce gerçekleşen olayların af ve hoşgörü kapsamında kalması nedeniyle kusur belirlemesinde nazara alınamayacağı uyuşmazlık konusu olmayıp, benzer iddialarla eldeki davanın 03/12/2019 tarihinde açıldığı belirlenmiştir. Mahkemece, kadın tarafından delil olarak sunulan 27/03/2020 tarihli tıbbi kayda göre 10 haftadan küçük gebeliğinin kürtaj ile sonuçlandığı, bu vakıaya karşı çıkmayan erkeğin bu işleme rızasının bulunduğu kanıtlanmadığı gerekçesiyle kadına bu vakıa kusur olarak yüklenerek boşanma kararı verilmiş ise de, davanın açılmasından sonra eşlerin cinsel birliktelik yaşayarak evlilik birliğini devam ettirmiş olmaları nedeniyle erkeğin öne sürdüğü tüm iddia ve olayların af ve hoşgörü kapsamında kalması nedeniyle kusur belirlemesinde nazara alınması ve kadının tam kusurlu bulunduğunun tespiti isabetsiz olup, netice itibariyle erkeğin boşanma davasının bu nedenlerle reddine karar verilmesi gerekir iken davanın kabulü ile boşanma, 1998, 2001 ve 2004 doğumlu olmaları nedeniyle karar tarihi itibarıyla ergin oldukları anlaşılan çocuklar yönünden velayet ve kişisel ilişki düzenlemeleri yapılması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; davalı kadının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin yerinde görülen istinaf taleplerinin esastan kabulü ile kararın kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisi ile davacının davasının reddine, boşanma davası açılmakla ayrı yaşama hakkına sahip kadın ve ergin olmayan müşterek çocuk 2010 doğumlu ... yararına bir miktar tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği..." gerekçesiyle davalı kadının istinaf taleplerinin kabulüne, kararın tümden kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesisi ile davacının boşanmaya ilişkin davasının reddine, davalı kadın ve müşterek çocuk yararına dava tarihinden itibaren kararın kesinleşme tarihine kadar geçerli olmak ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydıyla aylık 750,00 'şer TL tedbir nafakasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesinin kararının bozularak davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ve tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ve 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.