"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1185 E., 2023/1412 K.
KARAR : Bozmaya uyularak hüküm tesisi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının inatçı olduğunu, yatakları ayırdığını, çocuklara ilişkin görev ve sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilini tahrik edecek davranışlar içine girdiğini, hadi döv beni şeklinde sözler söyleyerek kışkırttığını, "seni aldatırım, boynuzlarım" şeklinde sözler söylediğini, sürekli gitmekle tehdit ettiğini, gece yarılarına kadar dışarıda gezdiğini, sürekli bilgisayar başında zaman geçirdiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, çocuklara yemek yapmadığını, müvekkilinin ailesinin dedikodusunu yaptığını, ailesine küfrettiğini, sürekli küfürlü konuştuğunu, annesinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı- karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin haksız ve kusurlu olduğunu, boşanma davasının reddi gerektiğini, erkeğin ailesinin müvekkilini hor gördüğünü, kayınvalidesinin hakaret ettiğini, manevî şiddet uyguladığını, erkeğin annesine müdahale etmediğini, erkeğin düzenli çalışmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, çocuklara ilgisiz olduğunu, müvekkilini aşağıladığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.0000,00 TL maddî, 25.0000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı- karşı davacı kadın birleşen Küçükçekmece 2. Aile Mahkemesinin 2015/758 Esas sayılı dosyasının dava dilekçesinde özetle; davalı erkek ile sürekli tartıştıklarını, anlaşamadıklarını, 1 yıldır ayrı yaşadıklarını çocukların 4 aydan beri yanında yaşadığını, çocuklara erkeğin ve ailesinin kötü muamelede bulunduğunu, çocukların okul kaydını yaptırmak için velâyetin tarafına verilmesi gerektiğini belirterek ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.003.2018 tarihli ve 2016/232 Esas, 2018/303 karar sayılı kararıyla; dinlenen tanıkların beyanlarından erkeğin, kadına hakaret ettiği, kadının ailesi ile görüşmek istemediği, kadının da erkeğin ailesi ile görüşmek istemediği, tarafların diğer iddialarına ilişkin olarak tanıkların bizzati görgüye dayalı beyanları olmaması ve tanık beyanlarında çelişkiler olduğundan itibar edilmediği, taraflar arasındaki mevcut evlilik birliğinin erkeğin ağır kusurlu tutum ve davranışları sebebiyle temelinden sarsıldığı, her iki tarafın davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyeti hususunda rapor alındığı, Mahkemece de çocukların dinlendiği, ortak çocukların beyanları dikkate alınarak ortak çocuklarn velâyetinin babaya verildiği ve anne ile şahsi ilişki tesis edildiği, velâyeti babaya verilen çocuklar için tarafların sosyal ve ekonomik durumu dikkate alındığından 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereğince ayrı ayrı aylık 75,00 TL iştirak nafakasına hükmedildiği, kadının yapılan son sosyal ve ekonomik durum araştırmasında çalışmadığı belirtilse de, kadının SGK kaydında uzun süredir çalıştığı ancak boşanma sürecinde işten ayrıldığı, kadının çalışma durumu olduğu ve boşanma sürecinde işten ayrılmasının da hayatın olağan akışına uygun olmadığı, bu nedenle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verildiği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen kadın eşin diğerinden daha fazla kusurlu olmadığı, boşanma sonucunda en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, erkek eşin davranışı kadın eşin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu o halde tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesi ile karşılıklı boşanma davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, velâyetleri babaya verilen çocuklar ile annenin her ayın 1. ve 3. Haftaları cuma günü saat 18.000 ile pazar 18.000 arası, dini bayramların 2. günü saat 12.000 ile 3. günü saat 18.000 arası, anneler günü saat 12.000 ile 18.000 arası, okulların yarıyıl tatillerinde ilk hafta cumartesi saat 12.000 ile 2. Hafta cumartesi saat 18.000 arası, her yıl 1 Temmuz ile 15 Temmuz arası ve 20 Ağustos ile 5 Eylül arası görüştürülmesine, ortak çocuklar için aylık 75,00'er TL iştirak nafakasına, davalı- karşı davacı kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı- karşı davacı kadın yararına 8.0000,00 TL maddî, 10.0000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve tedbir nafakası ile iştirak nafakasının miktarı yönünden, davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından katılma yolu ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, kişisel ilişki, reddedilen yoksulluk nafakası ve iştirak nafakası talebi ile tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 08.11.2021 tarihli ve 2018/2554 Esas, 2021/1682 Karar sayılı kararıyla; Katılma yoluyla istinaf talebinin, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri, yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kadın tarafından süresinde istinaf talebinde bulunulmadığı, erkek tarafından da bu hükümlere ilişkin istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle, bu hükümler yönünden katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmayan kadının, erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi hükümlerine münhasır katılma yoluyla istinaf talebinin reddine karar verildiği, taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan mahkemece hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddî olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı, etraflı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı belirlenmekle bu kusurların taraflara yüklenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak, erkeğin iddiasında dayandığı kadının ev ve çocuklarla ilgilenmediği, sürekli bilgisayar başında vakit geçirdiği ve gezdiği, evde yemek yapmadığı, argo kelimeler kullandığı, erkeğin annesine hakaret ettiği, öte yandan kadının iddiasında dayandığı erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğine ilişkin kusurların, somut ve görgüye dayalı tanık anlatımları ile kanıtlanmış olmasına rağmen mahkemece kusur belirlemesinde ve kusur derecelerinin tayininde nazara alınmaması isabetli görülmediği, gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına karşın Mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur tespiti isabetli görülmeyerek, tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin esastan kısmen kabulü ile kusura ilişkin karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğu anlaşılan taraflar yararına maddî ve manevî tazminat yasal koşulları oluşmadığından kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesine göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları da uygun olduğu, boşanma davası açılması ile ayrı yaşama hakkına sahip kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğunun tespitine, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı- karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların reddi, yoksulluk nafakasının reddi, velâyet ve kişisel ilişki yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 11.004.2022 tarihli ve 2022/1030 Esas, 2022/3433 Karar sayılı kararı ile; her ne kadar, Bölge Adliye Mahkemesince, davalı-karşı davacı kadının erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden katılma yoluyla istinaf hakkının bulunmadığı belirtilerek bu yönden istinaf talebinin reddine karar verilmiş ise de; hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından istinaf edildiğine göre, davalı-karşı davacı kadının, davacı-karşı davalı erkeğin istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın davayı bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek erkeğin davasının kabulü, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddi yönlerinden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde kadının katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; taraflarca süresinde sunulan dilekçelerde dayanılan ve çekişmeli olarak belirlenen vakıalardan Mahkemece hüküm tesisine esas alınarak taraflara yüklenen kusurlara ilişkin maddî olgu ve olayların, tanıkların somut, tutarlı, görgüye dayalı, ayrıntılı, etraflı beyanları ve sunulan tüm delillerle kanıtlandığı belirlenmekle bu kusurların taraflara yüklenmesinde bir isabetsizlik görülmediği, ancak, erkeğin iddiasında dayandığı kadının ev ve çocuklarla ilgilenmediği, sürekli bilgisayar başında vakit geçirdiği ve gezdiği, evde yemek yapmadığı, argo kelimeler kullandığı, erkeğin annesine hakaret ettiği, öte yandan kadının iddiasında dayandığı erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğine ilişkin kusurların, somut ve görgüye dayalı tanık anlatımları ile kanıtlanmış olmasına rağmen Mahkemece kusur belirlemesinde ve kusur derecelerinin tayininde nazara alınmaması isabetli görülmediği, gerçekleşen kusurlu davranışlarının niteliğine göre de, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının anlaşılmasına karşın mahkemece erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğuna ilişkin kusur tespiti isabetli görülmeyerek, tarafların kusur tespitine ilişkin istinaf taleplerinin esastan kısmen kabulü ile kusura ilişkin karar gerekçesinin açıklanan şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu bulunduklarının tespitine karar verilmesi gerektiği, boşanmaya neden olan olaylarda eşit derecede kusurlu olduğu anlaşılan taraflar yararına maddî ve manevî tazminat yasal koşulları oluşmadığından kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği, ortak çocukların velâyet ve kişisel ilişki düzenlemeleri bu yönde dosya kapsamında toplanılan deliller, inceleme raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler, idrak çağında bulunan ortak çocukların istek ve iradeleri ile esas alınması gereken yüksek menfaatlerine uygun bulunmakla bu düzenlemelerde ve erkeğin bu yöndeki davasının kabulünde bir isabetsizlik görülmediği, kişisel ilişkinin şekli ve süreleri uygun ve yeterli olduğu, velâyet bırakılmayan annenin çocukların giderlerine katılma yükümlülüğü çerçevesinde Mahkemece çocuklar yararına bir miktar iştirak nafakasına hükmedilmesi doğru olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, ortak çocukların ihtiyaçları, paranın alım gücü, hakkaniyet ilkesine göre çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarları da uygun olduğu, boşanma davası açılması ile ayrı yaşama hakkına sahip kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesinde de bir isabetsizlik görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre gelirleri arasında denklik bulunduğu, uzun süre çalışan ve düzenli geliri bulunan ancak yargılama sırasında işten ayrılan kadının mahkemece yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediği gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesine yönelik istinaf talebinin kabulüne, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olaylarda tarafların eşit kusurlu bulunduğunun tespitine, kadının boşanmanın fer'î niteliğinde maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
C. İkinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 10.005.2023 tarih, 2023/70 Esas, 2023/2305 Karar sayılı ilamı ile; tarafların belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, kişisel ilişki tesisi hükümlerinin bozulmasına; diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin iddiasında dayandığı kadının ev ve çocuklarla ilgilenmediği, sürekli bilgisayar başında vakit geçirdiği ve gezdiği, evde yemek yapmadığı, argo kelimeler kullandığı, öte yandan kadının iddiasında dayandığı erkeğin annesinin kadına hakaret ettiğine ilişkin kusurlar uyulmasına karar verilen kısmi bozma ilamı uyarınca kesinleştiği, erkek, kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu, kusura ilişkin karar gerekçesinin düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğunun tespitine, kadın yararına uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, somut olayda velâyeti babaya verilen ortak çocuk ile anne arasında yaz aylarında iki farklı tarihte kişisel ilişki kurulması çocuğun üstün yararına olmadığı ortak çocuk ile farklı şehirde yaşadığını belirten anne ve çocuk için ekstra külfet oluşturduğu, ortak çocuk ile anne arasında yaz ayı için bir seferde ve bir aylık süre ile yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli olmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu bulunduğunun tespitine, kadın yararına tazminata hükmedilmesi gerektiği belirtilerek kusur belirlemesine, kadının tazminat taleplerinin reddine ve kişisel ilişki tesisine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüne, velâyeti babaya bırakılan ortak çocuklar ile anne arasında her ayın 1. ve 3. haftası Cumartesi günleri saat 10.00'dan Pazar günü saat 18.00'a kadar, dini bayramların 2. günü saat 10.00'dan 3. günü saat 18.00'a kadar, her yılın anneler gününde saat 10.00 ile 18.00'a kadar, her yıl yarıyıl tatilinin 1.günü saat 10.00'dan 8.günü saat 18.00'a kadar, her yılın 1 Temmuz günü saat 10.00'dan 31 Temmuz günü saat 18.00'a kadar kişisel ilişki tesisine, kadın yararına 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı erkek vekili; kadının kusurlu olduğunu, kusur durumunun yeniden belirlenerek, maddî ve manevî tazminatın kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı erkek vekilininin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene Muammer'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.