Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10071 E. 2024/7395 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tedbir nafakası, maddi ve manevi tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1329 E., 2023/1390 K.

DAVACI-DAVALI : ... vekili Avukat ...

DAVALI-DAVACI : Çiğdem Hamzaoğlu vekilleri Avukat ... vd.

DAVA TARİHİ : 01.07.2019-19.08.2019

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/522 E., 2021/291 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde; kadının evlendikten sonraki dönemde aşırı maddiyatçı ve kişisel mal edinme tutumu içinde olduğunu, evlilik süresince daha çok erkeğin ve ailesinin katkısı ile alınan taşınmazın yarısının adına kaydedilmesini sürekli olarak talep ettiğini, erkeğin kendi birikimi ile alınan özel araçlarının da kendi adına kaydedilmesini istediğini, kadın da maaş almasına rağmen erkeğin maaşının yarısının kendisine verilmesini istediğini, bununla birlikte kadının kendi ailesinin araba alması için kredi kullandığını, erkeğin de ailesine maddî destekte bulunmasını talep ettiğini, evlilik süresince samimi olmadığını ve soğuk davrandığını, kadının cinsel yönden istekli olmadığını, bu konuda kendi akrabaları yanındayken erkeği aşağılayıcı şekilde konuştuğunu, çocuk olması konusunda tartışma yaşandığını, kadının psikolojik rahatsızlığının bulunduğunu, kadının kardeşinin misafirlik boyutunu aşar şekilde tarafların evinde kaldığını, kadının yemek yapmadığını, aile içinde kalması gereken konuları erkeğin ve kadının kendi ailesine anlattığını, annesinin erkeği tehdit ettiğini, kadının darp edilmediği halde darp edildiğine ilişkin rapor aldığını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 25.000.00 TL manevî tazminata, aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, erkeğin birlik giderlerine katılmadığını, kadına değer vermediğini, sürekli hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, maddî, fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, evin ortak giderlerinin kadının kartından sağlandığını, erkeğin kendi maaşından birikimler yaptığını, bu birikimleri paylaşmadığını, küçük düşürücü ve aşağılayıcı sözler söylediğini, kadının iş akdi feshedilince "seni geçindirmek zorunda değilim" dediğini, kadının çalıştığı dönemde işten akşam üzeri gelmesi ve yemek hazırlaması için zaman gerektiği halde beklemeyip kapıyı çarpıp evden gittiğini ya da yemeği beğenmediğini, evlilik süresi içinde alınan aracı kadının haberi olmadan sattığını belirterek karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, aylık 4.000,00TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 300.000,00 TL maddî ve 300.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadının kolunu sıkarak sarstığı, tanıklar tarafından kadında morluk izlerinin görüldüğü, "sen ne anlarsın, sen yapamazsın, sen anlamazsın" şeklinde sözlerle aşağıladığı, "... mısın, bu halin ne, giydiğin kıyafet neye benziyor" şeklinde sözlerle eşini beğenmeyerek aşağıladığı, "keriz, aptal, saf,manyak, salak" şeklinde sözlerle hakaret ettiği, sebepsiz yere kavga çıkardığı, evden çıkmasına izin vermeyerek, evlilik birliği içerisinde iş bölümleri konusunda tek taraflı kurallar koyarak, kışın dahi ısınma sistemini açtığı için eşine kızarak psikolojik baskı uyguladığı bu hali ile erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, aşağıladığı, küçük düşürdüğü, baskıcı davrandığı, beğenmediğini söylediği, ortak konutun ihtiyaçlarını ara ara karşılamadığı, sebepsiz yere kavga çıkardığı; kadının ise "...'dan çocuk istemiyorum" dediği, yemek yapmadığı, davacı karşı davalının kardeşine "...'ya yemek verme" diye mesaj attığı, "... bana araba almıyor, evi üzerime yapmadı, bu evin bana faydası yok" şeklinde sözlerle şikayetlenmelerde bulunarak mal varlığı talep ettiği, bu hali ile kadının misafir geldiğinde dahi yemek yapmadığı, yemek sorununa çözüm bulmayarak evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediği, eşinden çocuk sahibi olmak istemediğini söylediği, maddî konularda sürekli şikayetlenmelerde bulunarak erkekten mal varlığı taleplerinde bulunduğu; erkeğin ağır kadının ise az kusurlu olduğu, yargılama sırasında 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi kapsamında kadın yararına ortak konutun tahsisine karar verildiğinden hakkaniyeti sağlamak maksadıyla erkek yararına da tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 2 0.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, erkeğin aile konutu şerhinin kaldırılması talebinin tefrikine, erkeğin cevaba cevap, karşı davaya cevap dilekçesinde talep ederek harcını tamamladığı düğün salonunun bedeli kapsamında ortak gider talebi, ev eşyasının iadesi talebi, bağış kapsamında olduğunu bildirdiği beştaş yüzüğün iadesi talebi talepleri yönünden dava dilekçesi ile talep edilmediği bu halde usulüne uygun açılmış dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, hükmedilen tedbir nafakasının miktarı, aile konutu şerhi yönünden verilen tefrik kararı, kişisel eşya, ev eşyası, yüzük talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir nafakası, hükmedilen tazminatların miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların çalışma koşulları değerlendirildiğinde Mahkemece kadının misafir geldiğinde dahi yemek yapmadığı, yemek sorununa çözüm bulmayarak evlilik birliğinden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirmediği vakıasının kusur olarak yüklenmesinin hatalı olduğu, bununla birlikte kadının tanıklarının bu şartlarda çocuk sahibi olmak istemediği şeklindeki beyanları göz önüne alındığında kadına eşinden çocuk sahibi olmak istemediğini söylediği belirtilerek erkek tanıklarının beyanlarına niçin itibar edildiğinin açıklanmadığı, bu halde kusur yüklemenin hatalı olduğu, mevcut halde Mahkemece erkeğe yüklenen kusurlu davranışların sabit olduğu, kadının ise maddî konularda sürekli şikayetlenmelerde bulunarak erkekten mal varlığı taleplerinde bulunduğu kusurunun sabit olduğu, yine erkeğin ağır kadının az kusurlu olduğu, kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın miktarının az olduğu, erkek yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tedbir nafakası, maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin tedbir nafakası talebinin reddine, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tanık deliline dayanmadığını, bu nedenle karşı davanın reddi gerektiğini, kadının tanıklarının beyanlarının genel geçer ve soyut beyanlar olduğunu, kadının kardeşi olan tanık İrem ile erkeğin arasında ceza davası bulunduğunu, husumet nedeniyle beyanlarının hükme esas alınmaması gerektiğini, erkeğin kusurunun bulunmadığını, kadına eksik kusur yüklendiğini, kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların haksız olduğunu, lehe tedbir nafakasına ve tazminatlara hükmedilmesi gerektiğini belirterek karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, reddedilen tedbir nafakası ve tazminatlar, aile konutu şerhini ilişkin tefrik kararı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve tazminatlar, aile konutu şerhini ilişkin tefrik kararı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 194 üncü maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.