"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/2081 E., 2023/2865 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Alaca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/252 E., 2023/74 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediğini kadının kusurunun bulunmadığını, iddia ederek erkeğin davasının reddini istemiş, boşanmaya karar verilmesi halinde çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ayrıca nafaka miktarının her yıl ÜFE-TÜFE oranında re'sen artışına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; dosya kapsamına ve dinlenen tanıkların beyanlarına göre, davalı kadının eşinin ailesini istemediği ve kocasına bu konuda baskı yaptığı, zamanında yemek yapmadığı; davacı kocanın ise, eve yabancı bir kadın getirdiği, 18 yaşından küçük ortak çocuk ...'i sigara içmeye özendirdiği, yurtdışında çalıştığı dönemde ailesinin ihtiyaçlarına maddî ve manevî destek sağlamadığının anlaşıldığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı erkeğin ağır kusurlu, davalı kadın hafif kusurlu olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında uzman refakatçi eşliğinde kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 900,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 900,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, nafakaların her yıl Tüik tarafından açıklanan üfe oranında artırılmasına ve kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminata, davacı erkeğin 4721 sayılı Kanun un 174 üncü maddesi gereğince talep ettiği maddî tazminat ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminat ve nafakaların esası ve miktarı yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
2. Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tümü yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar ilk derece mahkemesince taraflara yüklenen ve ispat edilen eylemler bakımından dinlenen tanık beyanları dikkate alınarak "davalı kadının eşinin ailesini istemediği ve kocasına bu konuda baskı yaptığı, zamanında yemek yapmadığı; davacı kocanın ise, eve yabancı bir kadın getirdiği, 18 yaşından küçük ortak çocuk ...'i sigara içmeye özendirdiği, yurtdışında çalıştığı dönemde ailesinin ihtiyaçlarına maddî ve manevî destek sağlamadığı " vakıaları kusur olarak yüklenmiş ise de; davacı kocaya yüklenen "18 yaşından küçük ortak çocuk ...'i sigara içmeye özendirme" vakıasına davalı kadın tarafından usulünce dayanılmadığından kocanın kusurları arasından çıkarılması gerekmiştir. Yine davacı kocaya yüklenen "eve yabancı bir kadın getirme" vakıasının ise davalı kadın tarafından sunulan 21.02.2022 tarihli cevap dilekçesinin 8. Bendinde ki beyanından, bu vakıadan sonra tarafların bir arada yaşadığı anlaşıldığından davalı kadın tarafından affedildiği yada en azından hoş görüyle karşılandığının kabulü gerekeceğinden bu vakıanın kocanın kusurları arasından çıkarılması gerektiği, öte yandan Alaca Asliye Hukuk Mahkemesinin 2021/76 D.iş sayılı dosyası içerisinde bulunan darp raporundan davacı kocanın, kızına şiddet uyguladığı anlaşıldığından davacı kocaya kızına fiziksel şiddet uygulama vakıasının yüklenmesi gerektiği, her ne kadar tarafların kusur durumunda bir değişiklik olmasa da, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, eşinin ailesini istemeyen ve kocasına bu konuda baskı yapan, zamanında yemek yapmayan davalı kadının hafif kusurlu, yurtdışında çalıştığı dönemde ailesinin ihtiyaçlarına maddî ve manevî destek sağlamayan, kızına fiziksel şiddet uygulayan kocanın ise ağır kusurlu olduğu şeklinde, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası az olduğu, mahkemece; uzman refakatçi eşliğinde kişisel ilişki tesis edilmiş ise de; kişisel ilişkinin uzman eşliğinde yapılması usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. velâyeti davalı anneye verilen ortak çocuk ile davacı baba arasında uzman refakatçi olmadan kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle; istinaf konusu edilmeyerek kesinleşen ve istinaf konusu edilmekle birlikte reddedilen konularla ilgili yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, tarafların yukarıda 2,3,4,5 nolu bentler kapsamı dışında kalan istinaf istemlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen nedenlerle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, tarafların istinaf istemlerinin yukarıda 2, 3, 4, 5 nolu bentlerde açıklanan nedenlerle ayrı ayrı kabulü ile, 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin yukarıda 2. Bentte belirtildiği şekilde düzeltilmesine, kararın 3, 7, 8, 9 nolu bentlerin kaldırılmasına, yerine aşağıdaki şekilde yeni bentler oluşturulmasına, yerine yeni bent oluşturulmasına karar verilen kısımları dışındaki hüküm fıkralarının aynen muhafazasına, velâyeti davalı anneye verilen ortak çocuk ile davacı baba arasında her ayın 1. ve 3. cumartesi günü saat 10:00'dan, 18:00'e kadar, dini bayramların 2.günü saat 10:00'dan, 18:00'a kadar, çocuğun sağlığına ve eğitimine engel olunmaması koşuluyla, baba tarafından çocuğun anne yanından bizzat alınarak süre sonunda geri teslim edilmek üzere kişisel ilişki kurulmasına, velâyet ve kişisel ilişkiye yönelik hükümlerin karar kesinleşinceye kadar tedbiren aynen devamına, davalı kadının iştirak nafakası talebinin kabulü ile, ortak çocuk ... lehine aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının velâyet hükmünün kesinleşmesinden itibaren davacı kocadan alınarak davalı kadına verilmesine, bu miktarın her yıl Tüik tarafından açıklanan üfe oranında artırılmasına, Davalı kadının yararına 100.000,00 TL maddî tazminatın ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur değerlendirmesi, maddî-manevî tazminat, iştirak ve yoksulluk nafakasının esası ve miktarı ve kişisel ilişki tesisi için verilen süre, erkek aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının ve kişisel ilişkinin hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 182 inci, 323 üncü , 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.