"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1125 E., 2023/1495 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/134 E., 2022/218 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğe hakaret ettiğini, tarafların 1979 yılında evlendiklerini, ergin iki çocuklarının bulunduğunu, davalının ticaretle uğraştığını, gelirinin iyi olduğunu, hatırı sayılır taşınmazları bulunduğunu, davacının ise ev hanımı olduğunu, davalının geçimsiz ve huysuz bir yapıya sahip olduğunu, öfke kontrolünün bulunmadığını, fiziksel şiddet uyguladığını, davacının çocukları için katlandığını, davalının sağlık sorunları nedeniyle alkol ve sigarayı bırakmasından sonra daha da öfkeli ve sinirli olduğunu, davacının hiç birşey konuşamaz hale geldiğini, davalının bağırıp çağırdığını, "sen odada birini mi saklıyorsun" diyerek kadınlık onurunu zedelediğini, şiddet uyguladığını, sistematik bir biçimde psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, çocukların kendisinden olmadığını söylediğini, davacı evden ayrıldıktan sonra davalının evin anahtarını değiştirdiğini, davalının silah ve av tüfeğinin bulunduğunu, zarar verebileceğini bu nedenlerle tarafların boşanmalarına, 15.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 1.000,000,00 TL maddî, 1.000,000,00 TL manevî tazminat ile ortak konutun davacıya tahsisine, 6284 SK gereğince koruma kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davalı ile 1979 yılından beri evli olduklarını, evliliğin başında her ikisinin de memur olup davacının çocuklarının olmasından sonra işten ayrıldığını, davacının adına kayıtlı taşımaz ve aracının bulunduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte her evlilikte olan ufak tartışmalar yaşandığını, evliliğin son zamanlarında davacının kendisini odaya kapattığını, yatağını ayırdığını, habersizce evden ayrılıp gezmeye gittiğini, yanında yemek yemek dahi istemediğini, konuşmaktan kaçındığını, sorunun ne olduğunu sorduğunda konuşmayıp evden gittiğini, davacının emekli aylığı ve ek kredi kartı bulunmasına rağmen evin giderlerine ve kartın ödemelerine hiçbir katkı sağlamadığını, çocukların kendisinden olmadığına dair şüphe duymadığını, 10 yılı aşkın süredir emekli maaşı yanında kendisine ait emekli maaşının da davacı tarafından kullanıldığını, davacıya şiddet uygulamadığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların bir yıldan fazla bir süredir ayrı yaşadıkları, evlilik birliği içerisinde davalının şiddet uyguladığı, alkol alışkanlığı olduğu ancak son yıllarda alkolü bıraktığı, fiziki şiddet uygulamadığı, ancak hakaretlerine devam ettiği, öfke kontrolü sorunu yaşadığı, evliliğin devamında taraflar ve sosyal açıdan yarar bulunmadığı, davalının kusurlu davranışlarıyla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu anlaşıldığından tarafların boşanmalarına, her ne kadar mali durum araştırmasında her iki tarafın emekli olduğu, davalının ayrıca 2.000,00 TL kira geliri bulunduğu bildirilmiş ise de sistemden alınan entegrasyon çıktılarından davalı adına kayıtlı pek çok taşınmazının bulunduğu, tespit edilen gelirinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu kanaatine varıldığından tarafların evlilik süresi, davacının boşanmayla birlikte eşinin sosyal haklarından mahrum kalacak olması nedeniyle bir miktar maddî, boşanmaya neden olan olaylar davacının kişilik haklarını incitici mahiyette olması nedeniyle bir miktar manevî tazminat ile taraflar arasındaki gelir farkına nazaran davacı lehine bir miktar tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmetmek gerektiği belirtilerek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun (4721 sayılı Kanun)166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, dava tarihinden geçerli olmak ve duruşmada verilen tedbir nafakası mükerrer tahsil edilmemek kaydı ile; davacı için aylık 5.000,00 TL karar kesinleşinceye kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,150.000,00TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kararın tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın tamamı yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafaka kararı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 389 uncu ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.