"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2627 E., 2022/3543 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/174 E., 2022/451 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın kıskanç şekilde davrandığını, müvekkilinin sosyal yaşamını kısıtladığını, hakaret ettiğini, çalışmadığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, temizlik konusunda kendi bakımını yapmadığını, ayaklarının mantar olmasına rağmen alınan ilaçları kullanmadığını, dişlerini fırçalamadığını, ağız konusuna dikkat etmediğini, davacının ve müşterek çocuğun astım hastası olmasına rağmen yanlarında sigara içtiğini, küfür ettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 2000,00 TL iştirak nafakasına, 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının doğru olmadığını, davacı tarafın maddîyatçı cümleler kurduğunu, ilişkiye girmekten, yemek yapmaktan, temizlik yapmaktan kaçındığını, kendince hastalıklar türettiğini, boşanmakla tehdit ettiğini belirterek, davacının davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, 70.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının evlilik birliği içerisinde davacıya karşı bir çok kez hakaret ve küfür ettiği, fiziksel görünüşü ile dalga geçtiği bu durumu başka insanların yanında da tekrar ettiği, davacının giymiş olduğu kıyafetlere müdahale ettiği gibi kıskançlık içerisinde davranışlarda bulunduğu, evin geçimine yeterli maddî katkı da bulunmadığı, sahip oldukları aracı davacının kullanmasına izin vermediği, davalının giyimine ve kişisel bakımına yeterli özeni göstermediği ve aralarında yaşanan tartışmada davacının yemeğine ve yüzüne tükürdüğü, bununla birlikte davacının taraflar arasında yaşanan tartışmada davalıya karşı sen adam değilsin şeklinde söylemlerde bulunduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davalı karşı davacı erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki düzenlenmesine, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak üzere dava tarihinden itibaren davalıdan alınarak müşterek çocuğa harcanmak üzere anneye ödenmesine, velâyete ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 750,00 TL iştirak nafakasının babadan alınarak anneye ödenmesine, davacı ...'ye ödenmesine fazlaya ilişkin talebin reddine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilikte geçirdikleri süre, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 60.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin doğru olmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, hükmedilen tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadın yararına tazminatlara ve nafakalara hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçeleri ile kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile davalı- karşı davacı erkeğin tüm, davacı- karşı davalı kadının diğer istinaf istemlerinin ayrı ayrı esastan reddine, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına ve hakkaniyet ilkesine göre,ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadının iştirak nafakası yönünden istinaf talebinin kabulüne, ortak çocuk yararına 1000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile davacı-karşı davalı kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın ödenmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının herhangi bir kusurunun bulunmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, lehe hükmedilen tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, erkeğin davasının kabulü, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili; kusur belirlemesinin doğru olmadığı, aleyhine hükmedilen tazminatların usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davalarda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarlarının uygun olup olmadığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu ve 330 uncu maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.