Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10114 E. 2024/7711 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının ve erkeğin tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Kadın yararına hükmedilen maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olmadığı ve tarafların sosyal ekonomik durumları ile kusur oranları gözetilerek yeniden belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle karar, tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2078 E., 2023/2933 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile kusura ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi,

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çarşamba Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/319 E., 2023/73 K.

Taraflar arasındaki önlem nafakası ve boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kusur gerekçesinin düzeltilmesine kadının tüm, erkeğin sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, evlenirken kadını Fransa'ya götüreceğini söylediğini ancak götürmediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının geçim sıkıntısı çektiğini

ileri sürerek kadın yararına aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ve annesinin yurt dışına çıktığını ve kadının da eşinin evinde kalmaya başladığını, erkeğin kadını hırsızlıkla suçladığını, yurt dışına götürme vaadi ile evlendiğini ancak Türkiye'de kalmasını istediğini, kadının evlenmeden önce çeşitli kurumlardan yardım paraları aldığını, evlendikten sonra bu yardımların kesildiğini ve erkeğin de para vermediğini ileri sürerek birleşen davanın reddine, boşanmaya karar verilecek ise kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, yine kadın yararına aylık 3.000,00 TL nafakaya hükmedilmesi talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle: tarafların çok kısa müddet evli kaldıklarını, kadının çalışabilecek imkana sahip olduğunu, erkeği zenginleşme aracı olarak gördüğünü ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının pasaport işlemleri için gerekli yerlere başvurduklarını, kadının yurt dışına gidene kadar erkeğin annesinin evinde kalacağını, kadının nikah olduktan sonra giyim tarzının değiştiğini, daha önceden nikahsız yaşadığı kişi ile görüşmeye devam ettiğini, sadakatsiz davrandığını, nikah olduktan sonra erkeğin ailesi ve akrabaları ile görüşmesine engel olduğunu, yurt dışında olduğu süreçte erkek aleyhine koruma kararı aldırdığını, erkeğin üzerine kayıtlı eve aile konutu şerhi koydurduğunu, erkeğe ''seninle mantık evliliği yaptım, paran için evlendim, yurt dışına çıkmak için evlendim'' dediğini, erkeğin önceki evliliğinden olan eşinin de hatırasının bulunduğu ev eşyalarını 2. El eşya mağazasına sattığını, bina giriş kilidini kırdığını, kiracılara giderek ''bundan sonra kiraları bana vereceksiniz, sizi burdan çıkartırım, ...'nün tüm malları bana aittir, onun donuna kadar alacağım'' dediğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, kadın tarafından konulan aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, eşinin önceki evliliğinden olan eşiyle birlikte yaşadığı ev eşyalarını sattığı, kadın bu eşyaları parasız kaldığı için sattığını iddia etmiş ise de kadının eşya satmasından önce önlem nafakasına yönelik dava açtığı, eşinden haklı olması halinde hukuk davasıyla nafaka alabilme hakkı olmasına rağmen eşya satarak kusurlu olduğu, kadının kiracılardan kira isteyip kira alamaması üzerine eşya sattığı, erkeğin ise yurtdışına gidip Türkiye'de kalan eşinin iaşesini tam olarak sağlamadığı, kiracılardan para almasını engellediği bu sebeple kadının infak ve iaşesini tam olarak sağlamadığı, ayrıca resmi nikah öncesi erkeğin annesinin evinde kaybolan paranın nikahtan sonra falcının söylemiyle kadını suçlaması, kadının sadakatsizlikle suçlamasına rağmen bu hususun ispatlanamaması nedeniyle kusurlu olduğu, böylece boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadın yararına aylık 350,00 TL miktarda hükmedilen tedbir nafakasının 06.02.2023 tarihinden itibaren aylık 3.000,00 TL olarak devamına, kadının boşanmayla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle az kusurlu kadın yararına tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur durumları ve evliliğin süresi gözetilerek kadın yararına bir defaya mahsus 36.000,00 TL toptan yoksulluk nafakası ödenmesine, kadının açtığı asıl dava olan önlem nafakası davasında kadının nafaka talebi, birleşen boşanma dosyasında hüküm altına alındığından önlem nafakası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; kararın kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası ile nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile kendi tazminat taleplerinin reddi yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yargılama aşamasında dinlenen tanık Murat'ın beyanından kadının kapı girişindeki şifreli diafonu taşla kırmak suretiyle erkeğin eşyalarına zarar verdiği kusurunun yüklenmesi gerektiği, öte yandan erkeğe yüklenen "... sadakatsizlikle suçlanmasına rağmen bu hususun ispatlanamaması" vakıası ise her ne kadar mahkemece kusur kabul edilmiş ise de, erkeğin sadakatsizlik vakıasına dayandığı, kadının ise aşamalardaki yazılı ve sözlü beyanlarıyla sadakatsizlik iddiası yönünden kendini savunduğu, ancak iftira vakıasına doğrudan usulünce dayanmadığı, usulünce erkek tarafından dayanılan ancak ispatlanamayan vakıanın ispatlanamaması nedeni ile dayanan taraf aleyhine kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle yüklenen bu vakıanın erkeğin kusurları arasından çıkarılması gerektiği, tarafların kusur dağılımında bir değişiklik olmamakla birlikte, kusur olarak yüklenen eylemler yönünden, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, neticeten boşanmaya neden olan olaylarda yine de erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin kusur belirlemesine ilişkin istinaf itirazının kabulüyle kusur gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, kadının tüm, erkeğin ise sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının az da olsa kusurlu bulunmasının hatalı olduğunu, kadının zaruret nedeniyle eşyaları satmak durumunda kaldığını, nafaka davası açıp sonuçlanmasını beklemenin olağan akışa aykırı olduğunu, erkek yurt dışında iken kadının kiracılardan para alamaması üzerine eşyaları satmak zorunda kaldığını, erkeğin kadına iftira attığını, kadın yararına hükmedilen feri taleplerin az olduğunu ileri sürerek kararın erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik süresinin kısa olması nedeniyle hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, kadının evlendikten sonra giyim tarzını değiştirdiğini, kadının evlendikten sonra önceden imam nikahı ile yaşadığı eşi ile görüşmeye devam ettiğini, erkeğin vefat eden eşi ile yaşadığı evin anahtarını erkekten habersiz şekilde erkeğin annesinden teslim alarak ev eşyalarını sattığını, ev ve evin ortak kullanım alanlarına zarar verdiğini, aile konutu şerhi koydurduğunu, erkeğe iftira attığını, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı ve reddedilen tazminat talepleri yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin davasının kabulü kararı ile yapılan kusur belirlemesinin isabetli olup olmadığı, kadın yararına nafaka ve tazminat ödenmesine ilişkin şartların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 197 nci maddeleri, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir.

3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere davacı-davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası miktarları yönünden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin ise sair temyiz tirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden ...'ye iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.