Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10113 E. 2024/6607 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, kusur belirleme, nafaka, maddi-manevi tazminat ve velayet hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile gerekçeleri gözetildiğinde usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilerek, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/2155 E., 2023/2777 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ: Merzifon 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/325 E., 2023/242 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı erkek vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararın davacı-davalı erkek vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların yaklaşık 14 yıldır evli olduklarını, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, evlendiklerinde Çorum'da yaşadıklarını, iş yerinin iflas etmesi sonrası Ankara'ya taşındıklarını, daha sonra da Hacıköy ilçesine taşındıklarını, taşınmanın ardından davalı kadının davacı erkeği küçümsemeye başladığını, beğenmediğini, "sen adam olmazsın, sen bir şey beceremezsin" şeklinde konuşmalarının olduğunu, "keşke seninle evlenmeseydim, sen erkek misin, seninle evlenmeseydim daha iyi ve yakışıklısını bulurdun, çocuklar olmasa seninle işim olmaz" gibi söylemlerde bulunduğunu, son yaşanan olaylarda ise davalı kadının davacı erkeğin ailesinin maddî destekte bulunmasını, hayvanlarını satıp araba almasını istediğini söyleyerek tartışma çıkardığını bu tartışmanın üzerine eşyalarını toplayarak evden ayrıldığını, evlilik birliğinin davacı kadının kusurlu eylemleri nedeniyle temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına ve feri taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davacı erkeğin sorumsuz kişiliğe sahip olduğunu, davalı ve çocuklarla ilgilenmediğini, evin giderlerini karşılamadığını, davacı erkeğin çocukların ayakkabıları eskidiğinde siz eskitiyorsunuz diyerek çocuklara şiddet uyguladığını, "ben size bakmak zorunda değilim, hepiniz inşallah geberirsiniz de kurtulurum." şeklinde sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, davacı erkeğin eve gelen kadın komşulara göz koyduğunu, davalı kadına "bizi yatak odasında yalnız bırakıp kapıyı çek git" dediğini, "kadın komşuların birisine sen yanıyor musun" şeklinde söylemde bulunduğunu, son olarak 11.08.2022 tarihi akşamı, hiç bir neden yokken davalı kadına küfürler ettiğini, davalı kadını dövdüğünü, davalı kadının polise şikayet edeceğini söylemesi üzerine davalıyı kapıya attığını, davalı kadının çocuklarını da almak istemesine rağmen sadece Nisanur'u alabildiğini, ...'ı tehdit ederek davalı ile gitmesine izin vermediğini, davalı kadının çocuklardan Nisanur'u alarak Ankara ya gittiğini, evlilik birliğinin davacı erkeğin kusurlu eylemleri nedeniyle temelinden sarsıldığını, tarafların boşanmalarına ve feri taleplerinin kabulüne karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davacı davalı erkeğin davalı davacı kadına ve çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı, "seni sevmiyorum, siktir git" dediği, hakaret ve küfür içerikli söylemlerde bulunduğu, evin ve çocukların ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, davalı davacı kadının ise erkeğin ailesiyle görüşmesini engellediği bu hale göre tarafların evlilik birliğinin davacı- davalı erkeğin ağır, davalı/davacı kadının ise daha az derecedeki kusurlu davranışları neticesinde temelinden sarsılmış bulunduğu, tarafları bu aşamadan sonra bir arada yaşamaya zorlamanın artık kanunen de mümkün görülmemesine ve evliliğin devamında korunmaya değer bir menfaatin bulunmadığının anlaşılmasına göre her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği boşanmalarına, davacının şartları oluşmayan maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına kararın kesinleşmesinden sonra 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, mahkememizin 31.01.2023 ara kararı ile davacı kadın lehine hükmolunan aylık 750,00TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, takdir edilen bu nafakanın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00TL üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların ortak çocukları velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, mahkememizce ortak çocuk Nisanur lehine aylık 600,00.TL olarak hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, takdir edilen bu nafakanın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00TL üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, daha önce takdir edilen ve aynı döneme denk gelen tedbir nafakalarının tahsilinde tekerrüre sebebiyet verilmemesi husususun infaz aşamasında nazara alınmasına, fazlaya ilişkin nafaka talebinin reddine, tarafların müşterek çocuğu ... lehine geçici velâyetin verilmesi tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmolunmasına, tedbir nafakasının davacı davalı babadan alınarak davalı davacı anneye verilmesine, takdir edilen bu nafakanın hükmün kesinleşme tarihinden itibaren aylık 1.000,00TL üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, davalı babadan alınarak davacı anneye verilmesine, daha önce takdir edilen ve aynı döneme denk gelen tedbir nafakalarının tahsilinde tekerrüre sebebiyet verilmemesi husususun infaz aşamasında nazara alınmasına, fazlaya ilişkin nafaka talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile velâyet yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, nafaka ve kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri ile velâyet noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.