Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10123 E. 2024/6603 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğunun tespiti ve velayet, nafaka gibi fer'i konuların belirlenmesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı kadının davacıya ve ailesine hakaretlerde bulunduğu ve tehdit ettiği, davalı tarafın iddialarına ilişkin delil sunmadığı, davacı erkeğin ise bu olaylarda kusursuz olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi sonucu onanması ve davalı tarafından yapılan temyiz başvurusunun reddiyle kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1999 E., 2023/2726 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/502 E., 2022/413 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; tarafların 15 Ağustos 2016 tarihinde evlendikleri, 2017 doğumlu ... adında bir kız çocuklarının olduğu, davalının evlendikleri günden bu yana kavgacı bir kişiliğe sahip olduğu, davacıya ve ailesine karşı hiç çekinmeden küfür ve kötü sözler söylediği, çocukları dünyaya geldikten sonra davacıya 'bu benim çocuğum' diyerek çocuğun yanına yaklaştırmadığı, davalının sürekli 'çocuğu da alıp gideceğim, annemlerin evine döneceğim' şeklinde eşini tehdit ettiği, davalının apartmanda bulunan bütün komşularıyla kavga ettiği, bu olaylardan sonra davacının köye taşındığını, komşulardan biri için iftira attığını duyan davacının çok utandığı, komşunun kızı hakkında dedikodu yaptığı için kızın babası davacı ile konuştuğunda çok utandığı, benzer olayların sürekli olarak tekrarlandığı, sürekli davacıyı şu komşuyla kavga ettim diyerek eve çağırdığı, bunun üzerine davacının işten ayrılmak zorunda kaldığı, davalı yüzünden bütün komşularla arası açıldığı için orada oturamaz hale geldikleri, davalının isteği ile köye yerleştikleri, davalının çıkardığı sıkıntıların köyde de devam ettiği, davacı herhangi bir kadınla konuştuğu zaman davalının gidip kadınla kavga edip hakaret ettiği, 2021 yılı Kurban Bayramının arefesinde davalının köyüm içinde ateş yaktığı, komşuların odunlarının yandığı, komşular ateşi söndürmeye çalışınca komşularla kavga ettiği, komşular davacının babasına şikayet edince babası davalı ile konuşurken davalının eşinin babasına ağza alınmayacak küfürler ettiği, davacının babasına "gel bir de seninle çocuk yapalım" ahlaksız teklifinde bulunduğu, evden ayrılmadan önce davacıya "siz bana 10 bin verin ben İstanbul'a gideyim, çocuğu da orada parayla satayım, kendime bir düzen kurayım" diye utanmadan teklifte bulunduğu, evi terk edip ailesinin yanına döndüğü, çocuk gitmek istemediği halde zorla götürdüğü belirtilerek tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının soyut beyanlar olduğunu, davacı eşin daha önce geçimsizlik nedeniyle aynı sebeplerle açmış olduğu 1.Aile Mahkemesinin 2017/596 Esas sayılı davasından feragat ettiği, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığı, evlilik birliğinin temelden sarsılma nedeninin davacının kendisi ve ailesi olduğu, davacı erkeğin ailesinin davalı kadına ' sen cahilsin, kürtsün, pis kokuyorsun, seni sevmiyoruz, senden nefret ediyoruz' şeklinde hakaret ettikleri, kayın pederinin ve kayın validesinin kendisine fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığı, tüm bunlara rağmen eşini sevdiği ve boşanmak istemediği belirtilerek davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise tarafına aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk, ortak çocuğa aylık 500 TL tedbir/iştirak nafakası takdirine karar verilmesi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; "...Davalının davacıya ve ailesine sık sık "şerefsiz, orospu çocuğu" diyerek hakaretler, "çocuğu size göstermeyeceğim, izimi kaybettireceğim" diyerek tehdit ettiği, davacıya "sen köpeksin, inşallah hastalıktan geberirsin" diyerek hakaretler ettiği, en son yine aralarında çıkan tartışmadan sonra eşine ve ailesine yukarıda sayılan hakaretleri tekrarlayarak çocuğu alıp evden ayrıldığı ve tarafların fiilen uzun süredir ayrı yaşadıkları anlaşılmaktadır. Davacı tanıklarının duyuma dayalı bilgileri ve eylemden sonra yeniden bir araya gelip birlikte yaşamaları sebebiyle davacı tarafça affedilmiş yahut en azından hoşgörüyle karşılanmış ( komşularla sürekli kavga çıkardığı, köyün içinde ateş yakıp komşularla tartışması, kayın pederine gel seninle de çocuk yapalım demesi) davranışlar kusur takdirinde esas alınmamıştır. Davalı taraf iddialarına ilişkin delil bildirmediğinden davacı tarafa kusur yüklenmemiştir. Davalı tarafça her ne kadar daha önce davacı tarafça daha önce de aynı sebeplerle dava açılıp feragat edildiğinden davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş ise de davacının iş bu dava dosyasında ileri sürdüğü vakıaların dava tarihine kadar devam ettiği iddia edilmiş olduğundan yargılamaya devam olunarak deliller toplanmıştır. Bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda davalı kadının tam kusurlu, davacının ise kusursuz olduğu anlaşılmıştır..." gerekçesiyle davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'unun 166/1-2 maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğu velâyetinin davalı anneye bırakılmasına, velâyet hakkı anneye verilen ortak çocuk ile baba arasında, boşanma kararı kesinleşinceye kadar tedbiren ve karar kesinleştikten sonra temelli olmak üzere kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için yargılama aşamasında takdir edilen tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden (aylık 500,00 TL) iştirak nafakası olarak devamı ile davacıdan alınarak çocuğa velâyeten davalıya ödenmesine, davalı kadın için dava tarihinden başlamak üzere aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu'nun 5 inci maddesi kapsamında çocuk için sağlık ve danışmanlık tedbiri uygulanmasının uygun olacağı 28.02.2022 tarihli sosyal inceleme raporunda belirtildiğinden bu hususta gereğinin yapılması için sosyal inceleme raporu da eklenerek çocuğun ikamet adresi uyarınca ilgili mahkemeye ihbarda bulunulmasına, karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kararın tamamı yönünden temyiz dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 389 uncu ve devamı maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilleri tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davalıya yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

30.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.