"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1177 E., 2023/1326 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/418 E., 2022/224 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı ve birleşen boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davada zina hukuki nedeni ve hayata kast pek fena kötü muamele hukuki nedeni ile açılmış boşanma taleplerinin reddine, asıl ve birleşen davadaki evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı -davalı kadın vekili dava dilekçesinde ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkek eşin; pek kötü ve ağır derecede onur kırıcı davranışlarda bulunduğunu, kadına ve çocuğa maddî ve manevî olarak ilgisiz davrandığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dengesiz davrandığını, hakaret ettiğini, eşyalara fırlattığını, müvekkili ve çocuk ile ilgilenmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, cinsel ilişkiden kaçındığını ailesinin; müvekkilinin fiziksel özelliklerini ve karakterini sürekli eleştirdiğini, müvekkiline onur kırıcı ithamlarda bulunduklarını, erkek eşin engellemediği, tutum ve davranışlara sessiz kaldığı, hatta ailesiyle birlikte davranıp kadını aşağıladığını en temel hijyen konularını bile yerine getirmediğini, kişisel bakımına ve müşterek konutun temizliğine dikkat etmediğini,, iddia ederek; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi bunun mümkün olmaması halinde 161 inci maddesi bunun da mümkün olmaması halinde 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesini, çocuk için aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına, ortak çocuğun eğitim masrafları için yıllık 5.000 Amerikan doları ve ortak konutun öğrenim yaşamı boyunca kadın ve çocuğa tahsisine ve kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davacı- davalı kadın vekili, 30.11.2021 tarihli dilekçesinde özetle; ortak çocuk lehine TÜFE oranında arttırılmak üzere aylık 8.000,00 TL iştirak nafakasına, aile konutunun boşanma sonrasında kadın ve çocuğa özgülenmesi talebinin reddi halinde kadın lehine TÜFE oranında arttırılmak üzere aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
3.Davacı- davalı kadın vekili, 24.12.2021 tarihli ıslah dilekçesinde özetle; müşterek konutun kadın ve çocuğa özgülenmesi halinde ortak çocuk lehine aylık 8.000,00 TL iştirak nafakasına, özgülenmemesi halinde aylık 13.000,00 TL iştirak nafakasına ve iştirak nafakasının gelecek yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının erkeğin erkeklik onurunu kırdığını, erkeğe cinsel yönden kendisini mutlu edemediğini ve başka olumsuz şeyler söyleyerek onu rencide ettiğini, davalının cinsel yetersizliğine ilişkin iddiaları davalının ailesine de söylediğini, erkeği küçük düşürücü sözler sarf ettiğini, kıskanç davrandığını, içkili mekanlarda erkek arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini, müşterek çocuğu dahi kıskandığını, takıntılı davranışlarda bulunduğunu, çocuğun mikrop kapması ve gelişimi ile ilgili konularda takıntı yaptığını, erkeği babalığı konusunda aşağıladığını, erkeğin çocuğa temasına dahi müdahale ettiğini, her şeyden mutsuz ve şikayetçi olduğunu, müşterek konuta misafir gelmesini ya da müşterek konut dışında birileriyle ailece görüşmeyi kabul etmediğini, psikolojik şiddet uyguladığını ve evden kovduğunu, erkeğin müşterek çocuğa dokunması ve çocuğun gelişimi konusunda kaygılı davrandığını, öfke kontrolü sağlayamadığını, erkeğin babalığını aşağıladığını, her şeyden memnuniyetsizlik hissettiğini, kıskançlık gösterdiğini, içkili mekanda erkek arkadaşlarıyla zaman geçirdiğini, erkeğin anne ve babasına "başka erkekler beni çok arzu ediyor, ... cinsel olarak yetersiz" diyerek erkeği rencide ettiğini, küçük düşürücü ithamlarda bulunduğunu, salgın nedeniyle erkeğin dükkanındaki satışlar düştüğünde erkeği evden kovduğunu, erkeği ekonomik olarak bunaltmayı hedeflediğini iddia ederek; kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedeni dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babasına verilmesine, ortak çocuk lehine aylık 1.000,00 tedbir ve iştirak nafakasına nafakanın gelecek yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına, erkek lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; şartları oluşmadığından 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddesine dayalı boşanma taleplerinin reddi gerektiği, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin, kadına ailesinin yanında hakaret ettiği, en ufak şeylerden tartışma çıkarttığı, tekme attığı, şiddet uyguladığı, müşterek haneden ayrıldığı, bundan sonra yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadın da erkek eşe ailesinin yanında cinsel yeterliliği olmadığını söylediği, hakaret ettiği, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde erkek eşin daha ziyade ağır kadının ise az kusurlu olduğu, ortak çocuğun velâyet hakkının anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının sürekli gelirinin olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 3.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına, çocuğun tüm eğitim sürecinde yıllık eğitim gideri talebinin reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 80.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, müşterek aile konutunun, müşterek çocuğun öğrenim yaşamının sonuna kadar ortak çocuk ile birlikte kendisine özgülenmesi talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; 4721 sayılı Kanun'un 161 inci ve 162 nci maddelerine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, hükmedilen tedbir-iştirak nafakası miktarının yetersiz olduğunu, kadının tedbir-yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının ağır kusurlu olduğunu, kadın lehine tazminat koşullarının oluşmadığını, boşanma kararına itiraz etmediklerini, ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka miktarları ile kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının fazla olduğunu, ortak çocukla baba arasında yaz tatilinde kişisel ilişki tesis edilmesi gerektiğini, erkek lehine tazminat koşullarının oluştuğu belirtilerek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen ve gerçekleşen "davacıya ailesinin yanında hakaret etmek, en ufak şeylerden tartışma çıkarmak, tekme atmak, şiddet uygulamak, müşterek haneden ayrıldıktan sonra yükümlülüklerini yerine getirmemek" şeklindeki kusurlu davranışları yanında, dosyaya sunulan mesaj kayıtlarından anlaşıldığı üzere "sadakatsiz davrandığı" kadının ise tespit edilen kusurlu davranışlarının gerçekleştiğini, boşanmaya sebebiyet veren bu olaylarda kadın az, erkek eşin ise ağır kusurlu olduğu , Mahkemece kusur oranlamasının doğru yapıldığı ancak kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporu içeriğinde müşterek çocuğun "babası ile beraber iken akıl ve kutu oyunları, satranç vb. oyunlar oynadıklarını, bu etkinlikleri babası ile yaparken mutlu olduğunu, annesi ile yaşamına devam etmek istediğini ve annesinde kalmak istediğini, babası ile paylaşımsal konularda söylemlerde bulunarak onunla da görüşmeye devam etmek isteyeceğini, babası ile yapılan görüşmelerin kendisini memnun ettiğini" beyan ettiği, uzman tarafından da baba ile çocuk arasında yaz tatilinde yatılı olarak kişisel ilişki düzenlenmesinin çocuğun menfaatine uygun olduğu bildirildiğinden baba ile çocuk arasında yaz tatilinde yatılı kişisel ilişki tesis edilmemesinin hatalı olduğunu, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri ile tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü tarafların yaşları, evliliğin süresi, beklenen menfaatlerin kapsamı, tazminata esas olan fiilin ağırlığı, günün ekonomik koşulları, ortak çocukların zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile çocuk yararına hükmedilen nafakaların az olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile kadının kusura, reddedilen tedbir-yoksulluk nafakasına, hükmedilen maddî-manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarlarına; erkeğin ise kişisel ilişki süresine yönelik istinaf başvurularının kabulü ile kusur gerekçesinin düzeltilmesine İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk ile baba arasında "her ayın birinci ve üçüncü cumartesi günleri sabah saat 10.00'dan pazar günü saat 17.00'ye kadar, dini bayramların ikinci günü ve babalar gününde sabah saat 10.00'dan akşam saat 17.00'ye kadar ve her yıl temmuz ayının birinci günü sabah saat 10.00'dan onbeşinci günü akşam saat 17.00'ye kadar," kişisel ilişki tesisine, kadının kendisi için tedbir nafakası talebinin bulunmadığı, yoksulluk nafakası talebinin ise süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuk yararına aylık 5.000,00 TL iştirak nafakasına, nafakanın gelecek yıllarda TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 90.000,00 TL maddî ve 90.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen zina hukuki nedenine dayalı dava, tazminat, nafakaların miktarı ve kusur belirlemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine kabul edilen maddî ve manevî tazminatlar ve vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, zina hukuki nedenine dayalı dava, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve miktarları ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına, temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davalı- davacı erkek eşe kusur olarak yüklenen sadakatsizlik vakıasının güven sarsıcı davranış niteliğinde olduğunun ancak kabul edilen ve gerçekleşen boşanmaya sebebiyet veren olaylarda yine de davalı- davacı erkek eşin ağır davacı-davalı kadın eşin ise daha az kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, velâyetleri anneye verilen ortak çocuk Ayla yararına takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun’un hakkaniyet ilkesi ile ilgili 4 üncü maddesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin sair temyiz tirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden ...'ye iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden ...'a yükletilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.