"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1726 E., 2023/1377 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/268 E., 2021/559 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma, davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın vekili tarafından adli yardım talepli olarak temyiz edildiği, bu sebeple de temyiz dilekçesi verilirken gerekli harç ve giderlerin yatırılmadığı belirlenmiştir.
Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.
Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.
Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan tarafın, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- karşı davalı kadın dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten iki ortak çocuklarının olduğunu, tarafların evlilik birliğinin başından beri kendilerine ait ortak bir hayat düzeni kuramadıklarını, bunda davalının, davacıya karşı ilgisiz ve sorumsuz davranışları ile evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini ihlal etmesinin en büyük etken olduğunu, davalının davacının doğumu sırasında dahi yanında olmadığını, davacının annesi vefat ettiğinde cenazeye dahi katılmadığını, davalının işe gidip geldiğini, işten geldiğine ise yemek yedikten sonra tüm vaktini televizyon izleyerek geçirdiğini, çocukları ile ilgilenmediğini, Eylül 2019 yılında ise davalının tüm eşyalarını toplayarak evi terk ettiğini, davalının evi terk ettikten sonra son bir yıldır da elektrik, su, doğalgaz gibi faturaları da ödemediğinin ortaya çıktığını, davacının bu faturaları cezaları ile birlikte faturaların tümünü ödemek zorunda kaldığını, davalının evlilik süresince evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini beyan ederek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, velâyetin davacı anneye verilmesini, davacı için aylık 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına hükmedilmesini, ortak çocuklardan her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00'er TL'den toplam aylık 2.000,00 TL tedbir/iştirak nafakasına hükmedilmesini, 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini, davalının babasından kalacak miras payına ihtiyati tedbir konulmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- karşı davalının dava dilekçesinde ileri sürdüğü davalının ilgisiz ve sorumsuz olduğu iddialarının asılsız olduğunu, davalı- karşı davacının sorumluluk sahibi bir eş olduğunu, eşi ve çocuklarının daha iyi bir hayat yaşayabilmesi amacı ile geç saatlere kadar çalıştığını, eşine ve ailesine derin bir sevgi bağıyla bağlı olmasına ve her türlü maddî manevî destekte bulunmasına rağmen eşinden hiçbir zaman gerçek anlamda sevgi görmediğini, davacı karşı davalı eşin sürekli olarak daha fazla maddî imkan istediğini, içinde bulundukları maddî durumdan bildiği halde her gün şikayetçi olduğunu, bu hususta davalıya ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, davalıyı her durumda küçük düşürecek ithamlarda bulunduğunu, davalının onuru ve gururunun incindiğini, davalının fikirlerine, düşüncelerine ve sahip olduğu kadarına hiçbir zaman saygı duymadığını, her fırsatta davalıyı aşağılayarak hem çocukları karşısında hem de ailesi karşısında küçük düşürdüğünü, davacı karşı davalı eşin hem davalının çalışmasından şikayet ettiğini hem de daha fazla maddî imkana sahip olamadığı için davalıyı sürekli olarak aşağıladığını ve küçük düşürdüğünü, davacı-karşı davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğin beyan ederek, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini, davalı-karşı davacı erkek lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davalı karşı davacı erkeğin işten geldiğinde eşi ve çocukları ile sohbet dahi etmediği, ilgisiz olduğu, müşterek konutun faturalarını ödemediği, ortak çocukların da yaşamaya devam ettiği konuttan temel eşyalar dahil tüm eşyaları alarak evden ayrıldığı, gerçekleşen durumlar karşısında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına erkeğin karşı davasının reddine, tarafların müşterek çocuğu 14.01.2012 doğumlu ...'nun velâyetinin anneye tevdiine, velâyeti anneye verilen küçük ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, tarafların müşterek çocuğu ... lehine dava tarihinden itibaren hükmün kesinleşmesine kadar aylık 450,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, tedbir nafakasının hükmün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası olarak devamına, fazlaya dair istemin reddine, Tarafların ortak çocuğu ... lehine dava tarihinden itibaren reşit olduğu 22.05.2021 tarihine kadar aylık 550,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, çocuğun reşit olduğu tarihten sonrası için talep edilen iştirak nafakasının aktif husumet yokluğundan reddine, fazlaya dair istemin reddine, kadının tedbir, yoksulluk nafakası taleplerinin yasal koşulları oluşmadığından reddine, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesi kapsamında hükmün kesinleşmesinden itibaren 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, fazlaya dair istemin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle, kadının kişilik haklarının saldırıya uğramadığı; manevî tazminatın reddi yerine kabulünün doğru olmadığı gerekçesiyle erkeğin manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile manevî tazminat hükmünün kaldırılmasına; kadının manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, maddî tazminat, nafakalar ile kendi reddedilen davasına yönelik istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; reddedilen manevî tazminat talebi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadının reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- karşı davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.11.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.