Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10140 E. 2024/7529 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı ve bu geçimsizlikte kusurun kimde olduğu ile davanın açılmasından sonra tarafların barışıp barışmadığı hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların boşanma davasının açılmasından sonra bir süre birlikte yaşamaları ve bu durumun tanık beyanlarıyla da doğrulanması, önceki olayların af veya hoşgörü ile karşılandığı anlamına geldiğinden, davacı kadının boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, istinaf mahkemesinin direnme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/450 E., 2023/1090 K.

KARAR : Başvurunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 7. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/452 E., 2020/445 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin tehditte bulunduğunu, onur kırıcı ağır hakaretler ettiğini, kadına sevgi ve saygısının olmadığını iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesini yasal süresi içerinde ibraz etmemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kadın eşin hastalığı sırasında ilgilenmediği, çocuklarına karşı sevgisini göstermediği, sorumsuz davrandığı, tarafların on yıldır ayrı odalarda yattıkları, bu nedenle taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin kusurlu olduğu gerekçesi ile evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı anneye verilmesine, çocuk ile davalı baba arasında şahsi ilişki tesisine, çocuk için aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın için 15.000,00 TL maddî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından kadının manevî tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların davadan sonra birlikte yaşamaya devam ettiklerini, tanıkların hangi hususta dinletileceğinin kesin süreye rağmen bildirilmediğini, bun rağmen davacı tanıklarının dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık dinletme taleplerinin haksız şekilde reddedildiğini, dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğunu, velâyet hususunda ortak çocukların görüşlerinin alınmadığını belirterek, kusur belirlemesi, davanın kabulü, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, kabul edilen iştirak nafakası, velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece, davalı erkeğin davacı eşinin hastalığı sırasında kendisi ile ilgilenmediği, çocuklara sevgi göstermediği, sorumsuz davrandığı, tarafların 10 yıldır ayrı odalarda kaldıkları, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğin kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de, dava dilekçesini 03.07.2018 tarihinde tebliğ alan davalı erkeğin süresinden sonra beyan dilekçesi sunarak davanın açılmasından sonra barışarak bir arada yaşamaya devam ettikleri ve evlilik birliğini devam ettirdiklerini öne sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği, davacı tanıklarının beyanları ile de davanın açılmasından sonra kadının eşi ile anlaşarak müşterek konuta döndüğü, eşlerin dava sırasında bir arada yaşamaya devam etmelerinden sonra müşterek konuttan yeniden ayrıldığının belirtildiği, gerçekleşen bu durum karşısında dava dilekçesinde öne sürülen önceki olayların af veya en azından hoşgörü ile karşılandığının anlaşılması karşısında kadının davasının bu nedenlerle reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin isabetli görülmediği gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisine ve açılan davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, tebligat usulsüzlüğü ve eksik inceleme yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, erkekten kaynaklanan kusurlu bir davranışın ispatlanıp ispatlanmadığı ve af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, erkeğe dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, boşanma davasının ve ferilerinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'un(4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.