Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10142 E. 2024/6886 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanma hükmünün, kusur belirlemesinin ve nafaka miktarlarının doğru olup olmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davalı tarafından ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararı bozmaya yeterli olmadığı değerlendirilerek istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1586 E., 2023/843 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 23. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/152 E., 2020/220 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davacı dava dilekçesinde; 2012 yılından beri ayrı yaşadıklarını, evliliğin fiilen sona erdiğini, açılan boşanma davasında davalının boşanmak istememesi üzerine ayrılık kararı verildiğini, ayrılık nedenine dayalı açtığı davanın ayrılık kararının kesinleşmediğinden bahisle reddine karar verildiğini, tebliğ işlemlerinden sonra davalının süreci uzatmak adına kararı temyiz ettiğini, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 09.03.2017 tarih ve 2016/10693 Esas, 2017/2568 Karar sayılı ilamı ile temyiz isteminin kötü niyetle yapıldığı kanaati ile davacı tarafa 2.000,00 TL idari para cezasına hükmedildiğini, aralarında yıllardır evlilik birliğinin tesis edilemediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası olmazsı 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, velâyetin davalıya bırakılmasını talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız, yersiz ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının açtığı davada verilen ayrılık kararının Yargıtay'ca onandığını, ayrılık davası sonrasında davacının şiddet nedeniyle ceza aldığını, ayrılık kararı kesinleşmeden İstanbul Anadolu 16. Aile Mahkemesinde açtığı boşanma davasının reddedildiğini, davacı ile karşılıklı dairelerde oturduklarını ve kendisi ile sık sık görüştüğünü belirterek davanın reddine, velâyetin tarafına verilmesine, yararına aylık 2.000,00 TL, çocuk için aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların ayrılıklarına ilişkin kararın 25.05.2017 tarihinde kesinleştiği, dava tarihi itibarı ile ayrılık süresinin dolduğu, ayrılık kararı sonrasında evlilik birliğini sürdürmek adına bir araya gelmedikleri, özel günlerde çocuklar için bir araya gelmelerinin bir araya gelmek kapsamına sokulamayacağı, Mahkemece kusur değerlendirilmesi yapılmadığı, ayrılık kararı verilmesi için Kadıköy 1. Aile Mahkemesi nezdinde dava açıp 30.05.2012 tarihinde bir yıl 6 ay ayrılık kararı aldıktan sonra tarafların bir araya gelmedikleri, kadının sebepsiz yere boşanmayı reddetmekle ve talep ettiği ayrılık kararı sonrası, erkeğin de reddolunan boşanma davası sonrası bir araya gelme hususunda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmediğinden boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları, davacı erkek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası olmadığı takdirde 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanma talep etmiş ise de hukuki nitelendirmenin hakime ait olduğundan ayrılık kararı sonrası ortak hayatın kurulamaması nedeniyle boşanma istemi olarak değerlendirilmesi gerektiğinden tarafların 4721 sayılı Kanun'un 172 nci maddesi uyarınca boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, davalı lehine aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin yerinde olmadığını, davacının başka bir kadınla yaşadığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, nafaka miktarlarının düşük olduğunu belirterek itirazları doğrultusunda davanın reddine karar verilmesini yönünden istinaf dilekçesi sunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi'nin verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesi ile davalı kadının istinaf itirazının esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın temyiz başvuru dilekçesinde özetle; davanın kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve miktarları yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, boşanma hükmü, kusur belirlemesi, nafakaların miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 172 nci maddesi, 174 üncü maddesi birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.