"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2781 E., 2022/3671 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Artova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/86 E., 2022/47 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekilli dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalının hakaret ettiğini, ortak haneyi terk ettiğini, aşağılayıcı ithamlarda bulunduğunu, ilgisiz ve sevgisiz olduğunu, saldırgan ve incitici tavırlar sergilediğini iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesinde belirttiği boşanma sebeplerinin doğru olmadığını, davacının ilgisiz, sorumsuz olduğunu, birlik görevlerini yerine getirmediğini, hakaret ve küfürlü sözlerle ortak konuttan terke zorladığı, evliliğin son 4 yılında davacının yatak odasını ayırdığını iddia ederek, davacının davasının reddine, ortak çocukların velâyetinin davalı anneye verilmesini, aylık 1000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası, çocuklar için ayrı ayrı 1000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ve ziynet eşyasının tarafına iadesine, olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olduğu, çocuklarının bakımıyla ilgilenmediği, ortak çocuklardan birinin hastanede yattığı zamanda hastaneye uğramadığı, davalı kadının ve ailesinin çocukların sağlığı ve bakımıyla ilgilendiği, davacı erkeğin davalı kadına karşı ilgisiz olduğu, özel günlerini dahi kutlamadığı, ailesine itibarla eşine karşı kırıcı söz ve davranışlarda bulunduğu buna karşılık davalı kadının da eşini sahibi oldukları evden şehir merkezinde yer alan herhangi bir kiralık eve taşınmak için zorladığı, tarafların kendilerine ait olan evden kiralık eve çıkma talebinin davacı tarafından reddedilmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu ve bu nedenle davacıya bu husus açısından kusur yüklenemeyeceği ancak davalının bu konuda ısrar etmesinin ve bu nedenle evden ayrılmasının davalıya kusur olarak addedilebileceği, ayrıca davalının evde kahvaltı hazırlamadığının davacı tanığının beyanıyla sabit olduğu, çocuklarıyla ilgilenmediği, eşi ile iletişimlerinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle davalı kadının tazminat taleplerinin reddine, dava tarihinden itibaren davalı kadın için hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 06.04.2022 tarihinden itibaren 500,00 TL olarak devamı ile hükmün kesinleşmesine kadar her ay davacıdan alınarak davalıya verilmesine, hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakasının yoksulluk nafakası olarak devamına, dava tarihinden itibaren ortak çocukların her biri için ayrı ayrı hükmedilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının 06.04.2022 tarihinden itibaren her bir ortak çocuk için aylık 500,00 TL olarak devamı ile hükmün kesinleşmesinden itibaren her bir çocuk için aylık 500,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, usulüne uygun bir şekilde açılmış bir karşı dava olmaması nedeniyle davalı kadının ziynet eşyası, çeyiz bedeli, çeyiz eşyası ve mehir senedi alacağı talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin kusuru bulunmadığı, erkeğin davasının reddi gerektiği, eşit kusur sebebiyle tazminat taleplerinin reddinin hatalı olduğu, nafakaların miktarının yetersiz olduğu, usule uygun ziynet eşyası, çeyiz eşyası alacağı taleplerinin olduğu gerekçeleri ile erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, yararına hükmedilen nafakaların miktarı, tazminat isteklerinin reddi, ziynet ve çeyiz eşyas alacağı taleplerine ilişkin verilen karar yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece kadına yüklenen kahvaltı hazırlamama, çocuklarla ilgilenmeme, başka bir eve taşınmak için zorlama kusurlarının davacı erkek tarafından vakıa olarak dayanılmaması nedeniyle kadının kusurlarından çıkarılması gerektiği, eşine ve çocuklarına karşı ilgisiz olan, çocuklarının bakımıyla ilgilenmeyen, ortak çocuklardan birinin hastaneye yattığı zamanda hastaneye uğramayan, davalı kadın ve ailesinin çocukların sağlığı ve bakımıyla ilgilendiği, kadına karşı ilgisiz olan, özel günlerini dahi kutlamayan, ailesine itibarla eşine karşı kırıcı söz ve davranışlarda bulunan erkeğin ağır, evden ayrılan ve eşi ile iletişimi bulunmayan kadının ise az kusurlu olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî tazminat isteyen eşin, diğerinden daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eş, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının yetersiz olduğu gerekçeleri ile davalı kadının kusur belirlemesi, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarı, tazminatlar yönünden istinaf isteminin kabulüne, ilgili bentlerin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın boşanmaya ilişkin hükmün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, davalı kadın için dava tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesi karar tarihine tarihine kadar 300,00 TL, karar tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar kadın için aylık 500,00,00 TL tedbir nafakasının kadına verilmesine, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, ortak çocuklar için dava tarihinden itibaren İlk Derece Mahkemesi karar tarihine tarihine kadar ayrı ayrı 300,00 TL, boşanma hükmü kesinleşinceye kadar çocuklar için ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren her bir çocuk için ayrı ayrı aylık 600,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak çocuklar yararına harcanmak üzere kadına verilmesine, davalı kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı erkek vekili; davalı kadının tam kusurlu olduğu, kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin ve nafakaların miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı kadın vekili; nafakaların ve tazminatların miktarının yetersiz olduğu, tazminatların kabulü sebebiyle lehlerine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği, ziynetler yönünden tamamlama harcının ödenmesine rağmen, ziynetler hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; nafakaların ve tazminatların miktarı, vekâlet ücreti, ziynet alacağı talebi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma istemli davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte geçimsizlik bulunup bulunmadığı, var ise geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka ve tazminat miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, fer'î taleplerin kabul veya reddi halinde ayrıca vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği, davalı kadının ziynet alacağı talebi hakkında usulüne uygun açılmış davası olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.