"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2845 E., 2022/3608 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tokat Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/129 E., 2022/389 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine ve kadının ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekilince ziynet alacağının reddi ve davalı erkek vekilince boşanma kararı ve fer'îleri ile kusur belirlemesi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Dosya içeriğine göre reddedilen ziynet alacağı bedeli ve temyize konu edilen toplam miktar 49.818,00 TL olup Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırı olarak belirlenen 107.090,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davacı kadın vekilinin reddedilen ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı erkek vekilinin tüm yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evlendikten sonra olumsuz kişiliğinin ortaya çıktığını, kültür farklılığı, mizaç ve uyumsuzluklar baş gösterdiğini, davalının asabi bir yapısının olduğunu, olumsuzlukların giderek arttığını ve fiziksel şiddete ve hakarete dayandığını,devamlı suretle başka kadınlarla görüştüğünü, her defasında daha yapmayacağını söyleyerek eşinden özür dilediğini ancak davalının güven sarsıcı hareketlerinin giderek devam ettiğini, darp sonrasında ailesinin yanına sığındığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata ve 23'er gramdan 22 ayar 5 adet bilezik, altın kolye, 13 adet çeyrek altın ve 1 adet de tam altından oluşan ziynet eşyalarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaidesiyle dava tarihi itibariyle evlilik tarihi baz alınarak bileziklerin gramlarının tespit ile dava tarihi itibariyle karşılığının kuyumcu bilirkişiden rapor aldırılması yoluyla hesaplanıp yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak 23.03.2020 tarihte tebliğ edilmiş olup davalı erkek tarafından yasal süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin fiziksel şiddet uyguladığı, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, çocuğun yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocuğunun velâyetinin belirlendiği, çocuğun ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 550,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 650,00 TL yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata ve ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, ziynet alacağının reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, erkeğin, kadına şiddet uygulayan biri olduğunu, son kez evden ayrıldığında da vücudunda morluklar olduğunun tanıklarca dile getirildiğini ve son kez evden ayrılıp baba evine geldiğinde ziynet eşyalarının üzerinde olmadığının tanık beyanlarınca da ispat edildiğini belirterek hükmün ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, Mahkemece uslunce ve hukuka uygun yapılmayan tebliğlere rağmen dilekçeler teatisinin tamamlandığı varsayımıyla ön inceleme duruşmasına geçtiğini, gerekçesiz ve hüküm kurulmayan talepler yönünden ise delillerin hiç değerlendirilmediğini veya yanlış bir değerlendirme yapıldığını, davacının zilyetliğinde olan ziynet eşyaları hakkında sanki davacının yedinde değilmiş gibi bir beyan verdiklerini, bu denli yanlı bir ifade varken diğer vakıalar konusunda davacının iddialarının ispatı bakımından tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının eve geri dönmesinin kusurların affı anlamına geldiğini, sözde darp hadisesinin ne zaman olduğu hususu da duraksamasız olarak ortaya çıkarıldığını, kusur izafesi değerlendirilmesinin hatalı olduğunu, aile bireylerinin hukuka aykırı ve gerçek dışı iddialar ile ve özellikle ziynet eşyaları kapsamında talepleri yoluyla maddî çıkar elde etmek ve sebepsiz zenginleşme beklentileri olduğunu, kadının planlı bir biçimde ...ta yaşayan ailesini de ...'ya çağırarak ailesiyle birlikte, eşinin işçi olarak çalışması nedeniyle vardiyasına rast gelen bir saatte evde olmamasını fırsat bilerek tek bir parça eşyasını dahi bırakmadan evi terk ettiğini, her hangi bir zorla karşılaşmadan, darp edilmeden ve kaçarak evden gitmek zorunda kalmadan planlı olarak müşterek haneden kaçtığını, salt bazı fotoğraflar olması nedeniyle atfedilen kusurun ispatına elverişli delil olma özelliği taşımadığını, hukuki olmadığını belirterek; hükmün tamamının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ve yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı,182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı,194 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin ziynet alacağının reddine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.