"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1156 E., 2023/2188 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 17. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/71 E., 2020/86 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkiline karşı güven sarsıcı davranışları olduğunu, şiddet uyguladığını, tehdit, hakaret ve küfür içerikli davranışları olduğunu, kovduğunu, müvekkile ve ailesine karşı ağır hakaretlerde bulunduğunu, doğum sırasında hastaneye gelip ilgilenmediğini, müvekkiline ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğunu, günün 8 saatini de bilgisayar karşısında geçirdiğini, müvekkili ile cinsel ilişkide bulunmak istemediğini söylediğini, davalının porno film izlediğini ve aldattığını, Hepatit B rahatsızlığını gizlediğini, müvekkilini ve çocuğunu eşya almadan müvekkilinin ailesinin yanına bıraktığını, müvekkilinin ablası ile aile konutundan eşya almaya gittiğinde davalının huzursuzluk çıkardığını, eşyaları ve fayansı balkondan attığını, fayansın müvekkilinin ablasının aracına zarar verdiğini, aile hayatının neredeyse ortadan kalktığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için aylık 500,00 TL tedbir nafakasına, sonrasında iştirak nafakası olarak devamına, kadın için de aylık 750,00 TL tedbir nafakasına, sonrasında yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî, 60.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı eşin hamile kaldıktan sonra müvekkiline karşı tutum ve davranışlarının değiştiğini, haber vermeden gezme programları yaptığını, rızası dışında ailesinin yanına gidip orada kaldığını, eşinin doğum için hastanede kaldığı dönemde işyerinden izin alamadığını, doğum sırasında hastaneye gittiğini, eşinin ailesinin kendisine aşağılayıcı sözler söylediğini, evin ilaçlandığı dönemde davacının kendi isteği ile çocuğu da alarak annesinin yanına gittiğini, sonraki dönemde telefonla görüşmeleri sırasından davacı ve ailesinin kendisine yönelik aşağılayıcı sözler söylediğini, küfür, hakaret ve şiddete maruz kalanın müvekkilinin olduğunu, davacının asabi yapısı nedeniyle herhangi bir tartışmada sinir geçirerek evde bulunan eşyaları kırık döktüğünü belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkil ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, davacının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin ailesi için kredi çekmesi ve kadının da çalışmasını istemesi nedeniyle sıkça tartıştıkları, karşılıklı olarak birbirlerine hakaret ettikleri, erkeğin eşine karşı ilgisiz olduğu, evde bulunduğunda bilgisayar karşısında zaman geçirdiği, kadını ailesiyle görüşmesi konusunda kısıtladığı, fiziki şiddet uyguladığı, taraflar arasında telefon üzerinden yazışmalar sırasında davalının davacıya karşı aşağılayıcı ve tehdit içerikli sözler söylediği, davacı ve ailesinin de davalı ve ailesine yönelik küçük düşürücü sözler söyledikleri, kadının ise tartışmalar sırasında hakaret ettiği belirtilerek, evlilik birliğinin sona erdiren olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle davacı kadının davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, babayla kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk lehine aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar:
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri:
1.Davacı kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakaların miktarları yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak, kadının iştirak nafakası, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarlarına yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kadın lehine 45.000,00 TL maddî ve 45.000,00 TL manevî tazminata, kadın lehine aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına ve çocuk lehine aylık 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmiş, erkeğin tüm, kadının sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar:
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri:
Davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme:
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın lehine takdir edilen tazminat ve nafakaların verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
İlgili Hukuk:
4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
15.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.