Logo

2. Hukuk Dairesi2023/10180 E. 2024/7678 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, nafaka ve maddi tazminat taleplerinin reddine ilişkin itirazlar.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanabilir hukuk kuralları değerlendirilerek, davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemesi nedeniyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1535 E., 2023/1592 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : İzmir 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/58 E., 2022/611 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı kaldırma kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde; tarafların karşılıklı hakaretlerle kavga ettiklerini, kadının ilk evlilikten olan kızının doğum yapması nedeniyle kızının yanına gittiğini, geri gelmediğini, yaklaşık iki yıldır ayrı yaşadıklarını belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesinde; iddialarının asılsız olduğunu, erkeğin hakaretler ederek 15.09.2016 tarihinde kadını evden kovduğunu, boşanmak istemediğini, erkeğin verdiği zararları karşılamasını talep ettiğini, erkeğe ait eve tadilat yaptırdığını, bu nedenle 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat talep ettiğini, erkeğin verdiği zararlardan ötürü tazminat ve tüm yasal haklarını vermesi halinde boşanmayı kabul edeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin 11.04.2019 tarih, 2018/325 Esas, 2019/244 Karar sayılı karar ile erkeğin kadına hakaret ettiği, davalı kadının da uzun süreli evden ayrılarak birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir. Kararın kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatla yönünden istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 12.01.2021 tarih, 2019/1029 Esas, 2021/43 Karar sayılı karar ile erkeğin vesayet altına alınmasını gerektirir bir durumunun olup olmadığının belirlenmesi, kadına ön inceleme duruşması tebliği yapılmadığı, buna rağmen kadının yokluğunda ön inceleme duruşmasının yapıldığı, kadının maddi tazminat talebinin boşanmanın fer'î dışında eve yapılan tadilat masraflarını da içerdiği halde bu konuda açıklama yaptırılmadan eşit kusur nedeni ile tazminat taleplerinin reddedildiği, kadının 1.000,00 TL nafaka talebinin türü ve cevap dilekçesindeki "diğer tüm yasal haklarının verilmesi halinde boşanmayı istediği" cümlesindeki yasal haklarının neye ilişkin olduğunun açıklatılmadığı anlaşıldığından bu hususların incelenmesi için sair yönler incelenmeksizin kararın kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile alınan raporda erkeğin vesayet altına alınmasını gerektirir bir rahatsızlığının bulunmadığının bildirildiği, erkeğin kadına hakaret ettiği, davalı kadının da uzun süreli evden ayrılarak birlik görevlerini yerine getirmediği, tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, eşit kusur nedeniyle tarafların tazminat taleplerinin reddine, kadının gelirinin bulunması nedeniyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

3.İlk Derece Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ek karar ile, kadının harçları yatırmadığından istinaf talebinden vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek katılma yoluyla istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı kadın vekili asıl ve ek karara karşı istinaf dilekçesinde; çıkartılan muhtırada harç ve masrafların nereye yatırılacağının belirtilmediğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar ile ek karar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına harç ve giderlerin tamamlanmasına ilişkin muhtırada belirtilen süre içerisinde “mahkeme veznesine” yatırılmasının ihtar edilmesi gerekirken nereye yatırılacağının gösterilmediği, bu nedenle muhtıranın tebliğinin geçersiz olduğu, ek kararın kaldırılmasına karar verildiği; asıl karar yönünden yapılan incelemede ise, kadının tanık deliline dayanmadığı halde tanıklarının dinlenmesi doğru görülmemiş ise de bu konuda istinaf itirazı bulunmadığından değinilmekle yetinildiği, erkeğin de verilen ilk kararı istinaf etmemesi nedeniyle yüklenen kusurun kesinleştiği, verilen ilk karara karşı boşanma hükmünün istinaf edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle tekrar boşanma hükmünün kurulmasının hatalı olduğunu, kaldırma kararından sonra yapılan açıklamada kadının boşanmanın fer'î niteliğinde olmayan erkeğin evine tadilat yaptırması nedeniyle 4.500,00 TL tazminat istediği, kadının genel hükümlere tabi bu talebi hakkında usulüne uygun olarak harcı verilerek açılmış davası yada karşı davası bulunmaması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, bu talep hakkında olumlu olumsuz hüküm kurulmadığı halde kararın gerekçesinde kadının anılan tazminata ilişkin süresi içerisinde harçlarını yatırmadığından talebinden vazgeçmiş sayıldığı belirtilerek hüküm gerekçe çelişkisi oluşturulduğu gerekçesiyle kadının ek karara yönelik istinaf talebinin kabulü ile ek kararın kaldırılmasına, kadının tazminat talebi ile boşanma hükmüne yönelik istinaf taleplerinin kısmen kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, boşanma hükmü kesinleştiğinden yeniden boşanma hükmü hakkında karar verilmesine yer olmadığına,kadının evin tadilatına yönelik genel hükümlere tabi olarak talep ettiği maddî tazminat hakkında usulüne uygun harcı yatırılarak açılmış dava veya karşı dava bulunmadığından bu tazminat talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadının nafaka ve tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

22.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.