"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/738 E., 2023/1846 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/655 E., 2022/823 K.
Taraflar arasındaki velâyetin değiştirilmesi ile iştirak nafakasının kaldırılması, aksi halde kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulü ile kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı anne vekili dava dilekçesinde; tarafların 01.10.2020 tarihinde kesinleşen karar ile boşandıklarını, müvekkilinin boşanma davası döneminde gerek ortak çocuğun süreçten zarar görmemesi gerek davanın uzamaması ve gerekse davalının ortak çocuk ... bağlamında " nasıl olsa aramızda bir görüşme düzeni var, haftanın 4 günü bende 3 günü sende kalıyor, buna devam ederiz, hatta sair zamanlarda da istediğinizde görüşürsünüz" sözü akabinde boşanma davasının anlaşmalı olarak bitirildiğini, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocuk için müvekkilinin aylık 500,00 TL iştirak nafakası ödemesine ve anne ile ortak çocuk arasında yatılı olarak kişisel ilişki tesisine karar verildiğini, bu arada ortak çocuğun ... Lisesi İlkokul 3.sınıfında eğitim hayatına devam ettiğini, müvekkilinin dava sonunda ortak konuttan ayrıldığını, kendine yeni bir düzen kurduğunu, ... Büyükşehir Belediyesinde Şehir Plancısı olarak kadrolu memur olarak çalıştığını, boşanma sonrasında yaklaşık l yıl ortak çocuğun da talebi ile haftanın 4 günü babada 3 günü annede kaldığını, 2021 yılı Eylül ayında davalı babanın bir anda "artık sadece mahkeme kararında yazılı günlerde ortak çocuğu görebilirsin, diğer zamanlarda göremezsin" dediğini, ortak çocuğun yaklaşık l yıldır annesi ile uzun aralıklarla görüşmek durumunda kaldığını, davalının son zamanlarda velâyet hakkını kötüye kullandığını, 8 yaşında bir çocuğun mutlu ve huzurlu olarak çok daha sağlıklı ortamda annesinin yanında hayatına devam etmesinin çocuğun üstün yararına olduğunu belirterek çocuğun tedbiren ve nihai olarak velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davalı babaya ödenen iştirak nafakasının durdurularak karar ile birlikte kaldırılmasına, ortak çocuk için mahkemece takdir edilecek uygun miktarda (ön inceleme duruşmasında 7.000,00 TL talep etmiştir) iştirak nafakasının babadan alınarak anneye verilmesine, yargılama sonunda taleplerinin uygun görülmemesi halinde çocuk ile anne arasındaki kişisel ilişkinin haftada en az 4 gün davacı annede kalacak şekilde yeniden düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı baba vekili cevap dilekçesinde; tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını ve görüşme günlerinin tarafların iradeleri sonucunda oluştuğunu, müvekkilinin görüşme günlerini esnek tuttuğunu, velâyet hakkının gereklerini fazlasıyla yerine getirdiğini, Eylül ayı itibarıyla okulların tekrardan yüz yüze eğitime başlaması sebebiyle küçüğün düzenini oturtmak adına görüşme günlerini mahkeme hükmüne göre düzenlediğini, burada önemli olanın küçüğün menfaati ve üstün yararı olduğunu, müvekkilinin kötü niyetinin söz konusu olmadığını, küçüğün tüm temel ihtiyaçlarını eksiksiz bir biçimde yerine getirdiğini, müvekkilinin evlilik süresince olduğu gibi küçüğün sağlıklı bir ortamda büyümesi ve hiçbir eksiklik hissetmemesi adına evdeki düzeni sağladığını, küçüğün ... Lisesinde eğitimine devam ettiğini, okul masraflarını karşıladığını, hafta içi salı-perşembe günleri okul çıkışlarında birer saatlik yüzme kursuna, cumartesi günleri ise basketbol kurslarına götürdüğünü, tüm yıllık izinlerini çocuğu ile geçirdiğini, davalı müvekkili ve ailesinin tüm bunları severek ve isteyerek yerine getirdiklerini ve çocuğun babasıyla kalmaktan çok mutlu olduğunu, müvekkili ile küçük arasında geçen bir konuşmada "hafta sonu ben tablet izlerken annem ödevimi okudu bu şekilde yaptık" "okul çıkışında annemle yemek yedik, arkadaşlarımla görüştük. Ödevlerimi yapamadım" şeklinde küçüğün ifadelerinin bulunduğunu, küçüğün davacı tarafta kaldığı sürede davacı tarafın küçüğün ödevleri yapması konusunda yanlış yöntemler benimsediğini, çocuğun eğitimi için gerekli özeni göstermediğini, karşı tarafın erken kalkıp küçüğe bir kahvaltı bile hazırlamamasının davacı tarafın sorumluluklarını yerine getirmediği hususunda izahtan vareste olduğunu, davacı tarafın küçüğün ... Lisesine devamını sağlasa bile bunun küçük için zor olacağını, davacının Konak, ... caddesinde oturduğunu, okulun Bornova Evka-3 de olduğunu, mesafenin bir hayli fazla olduğunu, müvekkilinin ailesininde aynı mahallede oturduğunu, küçüğün okula gidiş gelişlerini müvekkilinin sağladığını, küçüğün menfaatleri gözetildiğinde velâyetin müvekkilde kalmasının gerektiğini, davacının sosyal yaşantısı ve arkadaş çevresinin küçük için uygunluk teşkil etmediğini, velâyetin değiştirilmesi için gerekli şartların oluşmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı babanın velâyet görevini ihmal ettiği veya kötüye kullandığı, koşulların değiştiği hususunun davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davacının tedbiren de dahil olmak üzere velâyetin değiştirilmesi ve bu davanın fer'îsi niteliğindeki iştirak nafakası talepli davasının reddine, her ne kadar ortak çocuk anne ile daha fazla görüşmek istediğini bilirkişi raporunu düzenleyen heyete bildirmiş heyet raporunda kişisel ilişkinin iki haftada bir cuma gününden salı gününe kadar kurulmasının çocuğun üstün menfaatine olduğu kanaati belirtilmiş, davacı taraf da her hafta haftanın 4 günü kişisel ilişkin kurulmasını talep etmiş ise de, her hafta sonu kişisel ilişki kurulmasının babanın velâyet hakkını engellenebileceği gibi küçüğün hafta sonu babası ile hiç zaman geçirmemesine sebep olacağı da dikkate alınarak davacının ortak çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi talepli davasının kısmen kabulüne, ... 9.Aile Mahkemesinin 2020/343 E., 2020/401 K.sayılı ilamı ile ortak çocuk ile anne arasında kurulan kişisel ilişkinin "Her ayın 1.ve 3.haftası Cumartesi günleri saat 09.00 dan Pazar günü saat 19.00 a kadar, dini bayramların 2. günü saat 09.00 dan 3. günü saat 19.00 a kadar, anneler günü saat 09.00 dan saat 19.00 a kadar, Nisan ve Kasım ara tatillerinin ilk Cumartesi saat 09.00 dan takip eden Çarşamba günü saat 19.00 a kadar, sömestr tatilinin ilk haftası 2. günü saat 09.00 dan 8. günü saat 18.00 e kadar, her yıl 1 Temmuz saat: 09.00 dan 31 Temmuz saat 18.00 e kadar" şeklinde değiştirilmesine, davacının ortak çocuk için takdir edilen iştirak nafakasının tedbiren kaldırılması talebi hususunda, velâyetin tedbiren değiştirilmesine karar verilmediğinden karar verilmesine yer olmadığına, davacı anne yararına vekalet ücretine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı anne vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece velâyet ve iştirak nafakası talebinin reddine, kişisel ilişki talebinin ise kısmen kabulüne karar verildiğini, redde yönelik kararları usul ve yasaya uygun bulmadıkları için reddedilen kararlar yönünden istinaf itirazında bulunduklarını, velâyetin değiştirilmesi koşullarının oluştuğunu, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olduğunu, alınan ilk raporda çocuğun gerçek duygularını ifade ettiğini, ancak bu rapor sonrası babanın çocuğun okuluna giderek, hesap sormaya gider gibi çocukla görüştüğünden sonraki alınan raporda çocuğun ilk rapordaki rahatlığı ile beyanda bulunamadığını, davalının ortak çocuğa yönelik psikolojik bu baskının velâyet hakkının kötüye kullanılması olduğunu belirterek, kararın davacı anne lehine reddedilen yönlerden kaldırılması istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı baba vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde özetle; davalının yargılamada vekil ile temsil edilmesine rağmen reddedilen talep yönünden müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini belirterek, davacının istinaf başvurusunun reddi ile müvekkili lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların boşanmalarına ilişkin ilamda iki haftada bir, dini bayramlarda, her yıl yarı yıl tatillerinin ilk haftası ile Temmuz ayı boyunca yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasına rağmen pandemi döneminde okullarında yüz yüze eğitimde olmaması nedeni ile davalı babanın inisiyatifi ile ortak çocuğun haftanın 3 günü annesinde, 4 günü babasında olacak şekilde yaklaşık bir yıl süre ile kişisel ilişki kurulduktan sonra yüz yüze eğitime geçilmesi ve okulların açılması ile birlikte davalı babanın mahkeme ilamında yazıldığı üzere kişisel ilişkinin kurulmasına yönelik talebinin babanın velâyet hakkını kötüye kullandığı olarak değerlendirilemeyeceği, kaldı ki davacı annenin uzman heyet raporunda alınan beyanında, velâyet konusunda çok ısrarcı olmadığı, amacının oğlu ile daha fazla görüşmek olup, davalı babanın iyi bir baba olduğu, ancak biraz kuralcı olduğu yönündeki beyanları ve SİR 'de velâyetin babada kalmasının uygun olacağının açıklanması, idrak çağında olan çocuğun görüşleri birlikte değerlendirildiğinde davacı annenin velâyetin değiştirilmesine yönelik yerinde bulunmayan istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet değiştirilmediğinden Mahkemece davacı annenin ödediği iştirak nafakasının kaldırılması ve davacı lehine iştirak nafakasına hükmedilmesine ilişkin taleplerin reddine karar verilmesine ilişkin kararda da bir yanlışlık görülmediği, küçüğün babasıyla birlikte Bornova'da okuluna yakın yerde yaşaması, davacı annenin Güzelyalı'da oturması, küçüğün gittiği okul ile annenin yaşadığı ev arasındaki mesafe, küçüğün gittiği özel okulun tüm gün olması, okuldan geldikten sonra dinlenmesi ve ödevlerini yapması için geçirmesi gereken süre ile davalının da küçüğe karşı velâyet görevini sağlıklı yapabilmesi için ihtiyaç duyulan süre gözetildiğinde Mahkemece yazılı şekilde kişisel ilişki düzenlemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı annenin kişisel ilişkinin daha geniş düzenlenmesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği, davanın terditli olduğu, iki ayrı dava olmadığı, o halde davacının kademeli talebi kabul edildiğinden sadece davacı yararına vekâlet ücreti takdir edilerek, davalı lehine vekâlet ücreti verilmemesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmediğinden davalının bu yöne ilişkin istinaf itirazlarının da esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı anne vekili temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı anne vekili temyiz dilekçesinde; ortak çocuk ile davacı anne arasındaki kişisel ilişki düzenlemesinin daha uzun birlikte olacakları şekilde düzenlenmesi gerektiğini ileri sürerek kişisel ilişkinin süresi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, anne ile velayeti babada bulunan ortak çocuk arasında İlk Derece Mahkemesince kurulan kişisel ilişki süresinin dosya kapsamına, çocuğun üstün yararı ile usul ve kanuna uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü, 9 uncu maddesinin üçüncü fıkrası, 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü, 4 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı anne vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...