Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1035 E. 2023/3482 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, kadının evlilik öncesi sağlık durumunu ve bekaret durumunu gizlemesinin boşanma sebebi olup olmadığı, boşanmaya karar verilirse kusurun kimde olduğu, maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, dosyadaki deliller ve tarafların beyanları değerlendirilerek, kadının evlilik öncesi sağlık durumunu ve bekaret durumunu gizlemesinin tek başına boşanma sebebi oluşturmayacağı, ancak erkeğin kadına karşı tutum ve davranışlarının evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olduğu gerekçesiyle, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2909 E., 2022/3688 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Turhal 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2018/524 E., 2022/129 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, asıl davanın ise reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak yeniden bu yönden hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; görücü usulu tanıştıklarını, evlenmeden önce ziyaretlere gittiğinde davalı kadının, ellerinde kollarında sürekli titreme, denge bozukluğu, ağızda lafı geveleme (kekeleme) hallerinin olduğunu fark ettiğini, neden böyle olduğunu sorduklarında ise, ailesinin “Sizi görünce heyecandan böyle oluyor" diye geçiştirdiklerini, evlendikten sonra ilk birlikteliklerinde davalı kadında kanama olmadığını, nedenini sorduğunda davalı kadının “Bilmiyorum” cevabını verdiğini, mutlu bir yuva kurma hayali ... müvekkilinin bu yaşadıkları neticesinde eşine güveninin sarsıldığını, tam anlamıyla dünyasının yıkıldığını, müvekkilinde, davalı kadına karşı oluşan güvensizliğin gitgide arttığını, artık davalıyı görmeye tahammül edemeyecek duruma geldiğini, 23.07.2018 tarihinde davalı kadının rahatsızlık geçirdiğini, müvekkilinin doktora götürelim dediğinde gitmediğini, sonrasında ailesinin geldiğini ve doktora gittiklerini, müvekkilinden ve müvekkilinin ailesinden bir şeyler gizlediklerini fark ettiklerini, müvekkilinin annesi ve kardeşi doktorun yanına giderek "Hastamızın neyi var" diye sorduklarında doktor tarafından “Hastanız ileri derecede MS hastasıdır, yüz felci bu hastalığın bir atağıydı” karşılığını verdiğini, taraflar arasındaki evlilik birliği, sözü edilen ve şiddetini arttırarak devam eden nedenlerle temelinden sarsıldığını, tarafların barışma veya sulh olma imkânının bulunmadığını, belirtilen nedenlerle, davalı aleyhine açmış oldukları davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 50.000,00 TL manevî ve 50.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle: davacının iddialarının yersiz ve gerçek dışı olduğunu, gayet normal olan her şeyin davacı erkek tarafından sanki anormalmiş gibi yansıtıldığını, boşanmaya gerekçe aradıklarının çok açık bir şekilde ortada olduğunu, müvekkilinin, rahatsızlanıp davacıya söylediğinde, davacının her zamanki gibi önemsemeyip işe gittiğini, müvekkilinin teyzesi ve gelini geldiklerinde, müvekkilini Turhal Devlet Hastanesi acil servisine götürdüklerini, müvekkilinin teyzesi ve gelini arasında "Tahmin ettiğim şey mi" şeklinde geçen konuşmada, teyzesinin kast ettiği şeyin yüz felci olduğunu, davacı tarafın iddia ettiği gibi gizli saklı bir şey olmadığını, müvekkilinin, Tokat Devlet Hastanesi'nde yattığı sırada davacı erkeğin müvekkilini ziyarete gelmediğini, davacının iddialarının aksine müvekkilinin güven sarsıcı davranışlarının bulunmadığını, davacı erkeğin annesinin etkisi altında kaldığını,müvekkilini umursamayan, sorularına cevap vermeye dahi tenezzül etmeyen, gerek yalnızken gerek başkalarının yanında azarlayarak konuşan, eşine karşı ilgisiz olup kötü davranan kişiliğinin olduğunu, bekaret konusunda yaklaşımı nedeniyle müvekkilinin çok yıpratıldığını ve baskı altına alındığını, müvekkiline karşı en ufak bir sevgi göstermeyen davalının, müvekkilinin hastalık teşhisinden sonra dahi değişmediğini, aksine olumsuz tavırlarının şiddetini giderek artırdığını, davalının, asılsız ve hiçbir dayanağı olmayan suçlamalarla mevcut evliliği bitirmeyi kafasına koyduğunu, bunun için de durumu çirkinleştirmek ve müvekkilini fazlasıyla yıpratmaktan kaçınmadığını iddia ederek; davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakasının dava tarihinden itibaren davacıdan tahsiline, boşanma ile birlikte bu nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî tazminat ile 50.000,00 TL manevî tazminatın faizi ile birlikte davacıdan tahsiline, ziynet ve eşyalarının aynen, olmadığı takdirde 61.485,00 TL olan bedellerinin faizi ile birlikte davacıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin, kadının evlilik öncesi hastalığını ve bakire olmadığını gizlediğini iddia etmiş ise de, işbu bu vakıaların boşanma davasında kadın için kusur oluşturmasının mümkün olmadığını, bu iddiaların koşulları var ise evliliğin nisbi butlan ile iptali davasına konu olabileceğininden erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, dava dilekçesinde de açıkça bahsedildiği üzere bekaret konusunda erkeğin, “Sen kiminle yattın” şeklinde kadına karşı incitici sözler sarf ettiği, kadını umursamadığı, kadının sorularına yanıt vermediği, erkeğin iş bulma bahanesi ile kadını ortak konuttan uzaklaştırdığı tüm bu nedenlerle, kadının kusursuz, erkeğin ise tam kusurlu olduğu gerekçesi ile kusursuz olduğu anlaşılan kadının boşanma isteminin kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranış tespit edilemediğinden erkeğin boşanma davasının reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak, kusur durumuna bakılmaksızın kadın yararına ara karar ile aylık 350.00 TL tedbir nafakasına karar verildiği, nafakanın boşanma kararı kesinleşene kadar devamına kesinleşmesinden itibaren 150.00 TL arttırılarak aylık 500,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına kusur izafe edilemediği, tarafların yaşı, evli olarak geçirilen süre, boşanmaya sebep olan olayların niteliği, kusur durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına mevcut ve beklenen menfaatlerine karşılık 25.000,00 TL maddî tazminat, kadının kişilik hakkına yönelik saldırının ağırlığı hakkaniyet ilkesi nazara alınarak 25.000,00 manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ev eşyalarına yönelik talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kadının ziynet eşyası isteminin ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; eşlerin tanışma sürecinde bilinmesi gerekenleri söylemelerinin esas olduğunu, temelde gizlenen hususlar varsa güven kaybolacağını ve evlilik birliğinin temelinden sarsılacağını, beyan ederek İlk Derece Mahkemesinin somut olayı güzel tahlil edemediğini, olayın muhakemesinin yapılmadan karar verildiğini kararın adil olmaktan uzak kaldığını, kadının, evlilik birlikteliği öncesi ve sonrasındaki hareket ve davranışları ile müvekkilinin güvenini sarstığını, müvekkilinin kandırıldığını, müvekkilinin kusurlu bulunarak davasının reddine karar verilmesi ve kadının davasının kabulü ile fer'îlerine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu beyan ederek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığını, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğunu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediğini, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında nafakanın irat biçiminde ödenmesinin uygun olmadığı, yoksulluk nafakası yükümlüsünün yoksulluk nafakasını toptan şekilde ödemesinin uygun olacağı gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kabul edilen yönden kaldırılmasına ve bu yönden yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmesine, kadın yararına 20.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, erkek vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki iddia ve itirazlarını aynen tekrar ederek her iki dava ve fer'îleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddinin, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, maddî tazminat, manevî tazminat ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı-karşı davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.