"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ceyhan Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/814 E., 2020/598 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, erkeğin birleşen davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, tarafların sair yönlerden istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın dava dilekçesinde; eşinin aşırı kıskanç olduğunu, birlik görevini yerine getirmediğini, evin ve kadının ihtiyaçlarını karşılamadığını, bağımsız konut temin etmediğini, 6 yıldır kayınvalidesi ile birlikte yaşadıklarını, çeyizini dahi açamadığını, ailesi ile görüşmesini engellediğini, özgürlüğünü kısıtladığını psikolojik baskı uyguladığını, sürekli aşağıladığını, küçük gördüğünü ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, kadın ve ortak çocuk yararına aylık ayrı ayrı 1.500,00 TL nafakaya hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek davaya süresinde cevap dilekçesi sunmamıştır.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddaların gerçeği yansıtmadığını, kadının gereksiz yere tatsızlıklar çıkardığını, maddî konular nedeniyle erkeğe baskı uygulayarak kavga çıkardığını, kadının psikolojik ilaçlar içtiğini eşine söylemediğini, kadının bayram ziyaretine gittiğini, ertesi gün eşine ortak konuta dönmeyeceğini, artık kendisini sevmediğini, ortak çocuğu da istemediğini, boşanmak istediğini söylediğini, kadının ailesinin erkeği darp ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu ileri sürerek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin maddî manevî bağımsız bir konut temin etmediği, eşinin ve ailesinin iaşesini karşılamadığı, eşinin komşuları ve ailesi ile görüşmesine kısıtlamalar getirdiği, kadının kusurlu bir davranışının dosya kapsamından ispat edilemediği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun henüz idrak çağında olmadığı, annenin yaşadığı ortamın çocuğun ihtiyaçlarını karşılayacak düzeyde olmadığı dikkate alınarak velâyetin babaya verilmesine, anne ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, kadın yararına aylık 150,00 TL tedbir, aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası takdirine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, erkeğin birleşen davası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadın yararına hümedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, asıl davanın kabulü ile birleşen davanın reddine dair verilen kararın hukuka uygun olduğu, kadının dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminat talebinde bulunmadığı, süresinden sonra 08.01.2020 tarihinde sunduğu beyan dilekçesi ve erkeğin birleşen davasına sunduğu 26.12.2019 tarihli cevap dilekçesiyle maddî ve manevî tazminat talep ettiği, erkeğin davasının ise reddine karar verildiği, ön inceleme duruşmasına kadar kadın tarafından usulüne uygun şekilde maddî ve manevî tazminat talep edilmediği, erkeğin birleşen davasındaki taleplere de erkeğin açık rızasının bulunmadığı, böylelikle Mahkemece hakkında olumlu veya olumsuz karar verilebilecek nitelikte bir maddî ve manevî tazminat talebinin bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları nazara alındığında kadın lehine takdir edilen tedbir nafakası miktarının düşük olduğu, kadının davasının kabulüne karar verildiği, fer'î taleplerinin reddine karar verilen kısım için vekâlet ücreti takdiri gerekmediği gerekçesiyle davalı-davacı erkek vekilinin kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatlara yönelik istinaf itirazları ile kadının tedbir nafakasına yönelik istinaf itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının usulüne uygun şekilde bir maddî ve manevî tazminat istemi olmadığından bu talepler hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakası takdirine, karar kesinleştikten sonra aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, tarafların maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf talepleri konusuz kaldığından, bu hususa yönelik istinaf talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tarafların sair istinaf itirazlarının ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili temyiz dilekçesinde; maddî ve manevî tazminatın boşanma davasının fer'îsi niteliğinde olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında harca tabi olmadan talep edilebileceğini, bu itibarla talebin karşı tarafın muvafakatine bağlı olmadığını, iddia ve savunmanın geliştirilmesi kapsamında kalmadığını, dosyaya 08.01.2020 tarihinde sunulan dilekçe ile maddî ve manevî tazminat talep edildiğini ileri sürerek maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına ilişkin verilen karar yönünden bozulmasına karar talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; erkeğin evin ve ailesinin iaşesini karşılamaması yönünden yüklenen kusurun hatalı olduğunu, nitekim ortak çocuğun velâyetinin erkeğe verildiğini, bu durumun karar içerisinde çelişki oluşturduğunu, tarafların ortak konutunun erkeğin ailesinin konutu ile altlı üstlü şekilde olduğunu, bu durumun da erkeğin bağımsız konut temin etmediği anlamına gelmediğini, kadını komşu ve ailesiyle görüştürmediği yönünde yüklenen kusurun da gerçeği yansıtmadığını, tarafların aile apartmanında oturmaları sebebiyle doğal olarak erkeğin ailesi ile daha fazla zaman geçirdiğini, geriye etkili olacak şekilde aleyhine tedbir nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nafaka miktarının fahiş olduğunu, kadının maddî ve manevî tazminat talepleriyle velâyet isteminin reddine karar verildiğine göre erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğunu, kadının maddî durumuna ilişkin bir araştırma yapılmadığını, SGK dökümlerinin dosya arasına alınmadığını, erkek aleyhine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının kabul edilen boşanma davası, birleşen davanın reddi, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile bunların miktarı ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddine ilişkin şartlar ile kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise bunların miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, asıl davaya cevap süresinden sonra verilen beyan dilekçesi ile erkeğin reddedilen birleşen davasına verilen cevap dilekçesi ile talep edilen maddî ve manevî tazminatlar hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilip verilemeyeceği ile kadının reddedilen fer'î taleplerine dayanarak erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 141 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.