"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1873 E., 2022/2020 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bilecik 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/49 E., 2022/207 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince kaldırma kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların görücü usulü ile evlendiklerini, en küçük çocukların doğumundan sonra erkeğin sürekli olarak şiddet uyguladığını, aldattığını ve hakaret ettiğini, yıllarca sırf çocukları için sessiz kaldığını, silahla tehdit ederek canına kast ettiğini, davalının Cezaevi Müdürlüğü görevini üstlendiği için yıllardır sık sık tayin edildiğini, her tayini çıktığı yerde davacıyı başka bir kadınla aldattığını, belki düzelir ümidi ile çocuklarının da küçük olması sebebiyle bu aldatmaların hepsine katlandığını, tarafların 4 yıla yakın süredir Bilecik'te ikamet ettiğini, davalının en son olarak müşterek hanenin bulunduğu apartmandaki ... isimli kadın ile ilişki içerisine girdiğini, ortak çocuklarında davalı ile bu kişinin sürekli görüştüğüne şahit olduklarını, eve keyfi keder gelmeye ve ortak çocukları darp etmeye başladığını ve maddî olarak da evin ihtiyaçlarını karşılamamaya başladığını, kadının emin olmak için ve bu durumu ispat edebilmek için müşterek araçları içerisine ses kayıt cihazı yerleştirdiğini ve ses kaydını flash bellek içerisinde dosyaya sunduklarını, bu ses kayıt cihazından sonra davalının saldırdığını ve çok sayıda yerinden darp ettiğini, yaşadıklarına daha fazla dayanamayarak 31.01.2015 günü intihar ettiğini ve canına kıymaya kalktığını ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuklar için ayrı ayrı 1.000,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk, 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacının evlendikten kısa bir süre sonra kendisini sürekli bir şekilde aldattığını ima ettiğini, kendi ailesine, akrabalarına ve hemen hemen tanıdığı herkese söylediğini, cep telefonunu karıştırdığını, dava dilekçesinde belirtilen ... isimli bayanın normal arkadaşlarından birisi olduğunu, muhtemelen kendisini konuşturup ses kaydını aldığını, eşinin ısrarı üzerine 2014 yılının 11. ayında kendisine bir restoran açtığını, bu restoran için yaklaşık 60.000,00 TL borçlandığını, ancak eşinin sabahları erken uyanıp yorulduğu için işyerinde huzursuzluk çıkardığını, eve giderek ilaç içtiğini, intihar olayının tamamen bundan kaynaklı olduğunu, bunun sonucunda işyerini kapattığını, kadının son zamanlarda sürekli bir şekilde ailesine karşı hakaret ve uygunsuz sözler sarfettiğini, ailesinin eşini kendisine karşı kışkırttıklarını, davacı kadının psikolojik olarak rahatsız olduğunu, davacının cinleri olduğunu kendisini rahatsız ettiklerini, bu yüzden intiharlara varacak durumlara geldiğini, kendisini defalarca doktorlara ve hocalara götürmek zorunda kaldıklarını, bu hastalık ve psikolojiye sahip eşinin çocuklara bakacak gücünün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 15.01.2019 tarihli kararı ile davalının evlilik birliği devam ederken eşi dışında başka kadınlarla gayri ahlaki ilişki ve sohbetler gerçekleştirdiği, eşine karşı sorumsuz ve ilgisiz davrandığı, özellikle de evlilik müessesesinin en önemli unsuru olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının boşanmayı istemekte kararlı olduğu ve kusurunun bulunmadığı, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocukların velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 5.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi kararına karşı davacı kadın vekili, tazminatların ve nafakaların miktarı, davalı erkek, davanın kabulü ve fer'îler yönünden istinaf talebinde bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan inceleme sonucunda 15.01.2021 tarihli kararı ile davalı erkeğin iddiaları dikkate alınarak davacı kadına vasi tayini gerekip gerekmediğinin araştırılması ve gereğince işlem yapılması ile kadının intahara teşebbüs vakıasının İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde tartışılması gerektiğinden bahisle hükmün kaldırıldırılması gerektiği belirtilerek, kararının 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü altbendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlık kısmında tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin evlilik birliği devam ederken eşi dışında başka kadınlarla gayri ahlaki ilişki ve sohbetler gerçekleştirdiği, eşine karşı sorumsuz ve ilgisiz davrandığı, özellikle de evlilik müessesesinin en önemli unsuru olan sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, kadının boşanmayı istemekte kararlı olduğu ve kusurunun bulunmadığı, çocukların yaşı, ihtiyaçları ve sosyal inceleme raporu dikkate alınarak tarafların ortak çocukların velâyetinin belirlendiği, çocukların ihtiyaçları, tarafların ekonomik durumu, velâyet kendisine verilmeyen tarafın ödeme gücü ile hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak iştirak nafakasının belirlendiği, tarafların ekonomik sosyal durumu, kusur durumu ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmeyeceği değerlendirilerek nafaka ve maddî ve manevî tazminat ödenmesine hükmedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir ve 200,00 TL iştirak nafakasına, 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek kararın tüm yönlerden kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince davalı erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, tanıkların davacının kızkardeşi olduğunu, gerçeğe aykırı beyanda bulunduklarını, sadakatsizlik iddiasının ispat edilemediğini belirtek; hükmün tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, tazminatlar ve nafakalar ile miktarları ve velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.